Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MERT VİDİNLİ

Fabrikatör sevgili OUT mobil uygulamacı sevgili IN

İdeal sevgili profili değişti kızlar... Eskiden doktora, avukata, mühendise mavi boncuk dağıtan kızlar; artık çağımızın en popüler sektörü olan mobil uygulamaları yaratan, zeka küpü, fikirleriyle para kazanan erkeklere gözünü dikti. Türkiye'de de bu alanda çalışan, yatırım yapan, fikirlerini mobilize edip dijital dünyayı ticarethanesi haline getiren çok erkek var. Birçoğu da sportif, entelektüel, kıvrak zekalı ve karizmatik... Dünyada işler tabii ki daha da iddialı yürüyor. Mesela Snapchat'in yaratıcısı Evan Spiegel; yaşamıyla ve Miranda Kerr ile ilişkisiyle magazinin can damarı durumunda. Evan ile Miranda; bir bakıyorsunuz Malibu'da yeni aldıkları malikanelerinde takılıyorlar, bir bakıyorsunuz Korsika'da aşk tatilindeler. Peki kimdir bu Evan Spiegel? İşte hakkındaki ilgi çekici detaylar:
Evan Spiegel; kullanıcı sayısı 150 milyona ulaşan Snapchat uygulamasının yaratıcısı... Kullanıcı sayısıyla Twitter'ı geride bırakan Snapchat'in değerinin 20 milyar dolara ulaşacağı tahmin ediliyor.
1990 doğumlu Spiegel, şirketini 2011 yılında kurdu ve kısa sürede dünyanın en genç milyarderleri arasına girmeyi başardı.
Bugünlere Stanford Üniversitesi'nde Ürün Tasarımı bölümünde okurken ödev olarak geliştirdiği Snapchat sayesinde gelen Spiegel; Google ve Facebook'un kendisine sunduğu teklifleri reddetti.
Başlarda 'Hayatımızda duyduğumuz en saçma fikir' denilerek ciddiye alınmayan Spiegel, yaptığı şeyin doğruluğuna her zaman inanmış ve kararlarının arkasında durmuş. İyi de etmiş... Şimdi hepimiz onun askerleriyiz; her anımızı Snap atarak paylaşıyoruz. Snapchat ile kişisel marka yönetimi de aşırı popüler bir kavram haline geldi. Artık yapım şirketleri ve cast direktörleri, yeni oyuncuları tiyatrolara ya da oyunculuk akademilerine giderek değil, sosyal medyada gezinerek keşfediyor. Snapchat ve Instagram hesaplarından oyunculuk kariyerine adım atmış birçok genç tanıyorum.

HAFTA SONUNDAN GERİYE KALANLAR...

Balmumcu'da bir taksinin içinde trafikte bekliyorum. Yan taraftaki lüks Porsche cipin içinde bir kadın, yanındaki kızına bağırıp onu tokatlıyor! Şaştım kaldım; gündüz vakti neyin hıncı bu? Trafik mi stres yaptı be kadın! Ayıptır, günahtır... Biz kadına şiddeti konuşurken, annelerin kızlarına el kaldırması olacak değil.
Popüler bir İstanbul mekanındayız. Bir kız arkadaşım telefonunu tuvalette unutuyor ve birkaç dakika içinde tuvalete geri dönüyor. Hoop telefonun yerinde yeller esiyor! Mekanın kamera kayıtları izleniyor ve arkadaşımdan sonra bir personelin içeriye girdiği görülüyor. Sonra mı? Önce inkar ediyor, 'Polise haber veririz' denilmesine rağmen uzun uzun direniyor, sonunda ağlayarak telefonu geri veriyor. Yüzünde pişmanlık ve endişe ifadesiyle... Yeni işe başlayan bu genç, aslında bir üniversite öğrencisi. Belki aklında hırsızlık yoktu ama o an şeytana uydu işte... Olaydan sonra genç işşiz kalıyor ve belki de bu olay, başka mekanlarda iş bulmasına da engel olacak. Başta ona kızsak da, şimdi üzülüyoruz... Vicdan işte...
Teşvikiye'nin göbeğinde Bazlama isimli bir mekan... Tamamıyla pop-up bir yer; aslen salatacı olan mekanı hafta sonları bir anne-kız kiralıyor. Yanlarında getirdikleri Bazlama tabelasını girişe asıyorlar ve mekan içinde başka bir mekan yaratıyorlar. Mekanda sadece Alaçatı kahvaltısı servis ediliyor. Anne-kız, herkesle tek tek ilgileniyorlar. Anne, bize ev yapımı reçeller yedirirken, kızı Sinem de elinde gözlemelerle gülücük saçıyor.
Ramazan trendi olur mu, olur! Oruç tutanların vazgeçilmez ikilisi; Four Seasons Bosphorus'ta kişibaşı 175 liraya iftar yapıp ardından yan taraftaki Çırağan Sarayı'nda nargile içmek... Hafta sonu şehrin popüler simaları bu iki mekandaydı.
Bir süredir aranan seri katil Atalay Filiz, özellikle kadınların korkulu rüyasıydı. Yakalanması ile birlikte derin bir oh çekildi. Bu olay nedeniyle korku senaryoları yazanlar, kendi evinde kalamayanlar ve tek başına uyuyamayanlar olduğunu gördüm.

ARDA'NIN BİZE VERDİĞİ DERS
Arda Turan, Türkiye'nin Hırvatistan'a 1-0 mağlup olduğu karşılaşma sonrası, "Türk halkından özür diliyorum. Bugün iyi oynamadım ama arkadaşlarım iyi mücadele etti" dedi. Arda'nın açıklamasını okurken, içimden 'Helal be Arda!' dedim. Ne kadar samimi ve ne kadar sonucu sahiplenen bir tavır... Bugün hangimiz aynı yürekli tavrı sergiliyoruz? İş hayatında ekip arkadaşlarımızla ortak projelere imza atıyor, sonucu başarısız olduğunda bir günah keçisi arayıp olup biteni başkasının üzerine atıyor ve tüymenin yolunu arıyoruz. Bir düşünelim; hangimiz çalıştığımız işte patronun karşısına geçip yaşanan bir sıkıntıyı üstlendik? Hiçbirimiz... Peki çıkan sonuç 10 numara olduğunda, başarıyı kim sahiplendi? Tabii ki 'ben buradayım'cılar, 'benim başarım'cılar... Yani sonuçta bir ekip işi olmuyor; 'ben merkezci'ler tüm başarıyı kendi hanelerine yazıyor. İşte hep yanlış matematik bunlar; ego oyunlarının ve korkularımızın bir sınavı... Arda'nın milyonlara yaptığı bu açıklama, sonuç ne olursa olsun hepimize bir insanlık dersi verdi. Haksız mıyım?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA