Ünlü olma durumundan, herkesin kendini ünlü sanmasından sıkılmadınız mı? Vallahi ben darlandım, tırlatacağım gençler! Hele ekstrem selfie'lerle işin suyunu da çıkardık ya, bravo.

SERİ KATİLLE SELFIE
En son seri kati Atalay Filiz'le selfie yapan polis memuru gündemimizdeydi. Polis neden katille selfie çekti? Çünkü o aranılan, mevzu olan, her gün televizyonda bangır bangır konuşulan adamı yakalamanın haklı gururunu ölümsüzleştirmek istedi. Fotoğrafın altına da belki şu sözleri yazmak istedi; "Bakın herkesin arayıp da bulamadığı o adam benim yanımda, yakaladım onu!"
Artık katile bile ünlü muamelesi yapıyor olduk. Ah biz insanoğlu bu duruma geldik ya inanamıyorum! Benim nezdimde artık ünlülük mevzusu çağ dışı kaldı. En ünlüsü bile, tanınmadığı topraklara gitmenin derdinde. Sıradan insan muamelesi görmek, umarsızca takılmak istiyor. Telefonun kamerasını dahi görmek istemiyor. Asıl sorguladığım durum şu; Snapchat sayesinde bile ünlü olunan bu devirde, sansasyon yaratan, aşk hayatıyla, uçuk kaçık giyim kuşamıyla dikkat çekeni bile normalleştirdik. Artık birinin ünlü olması için ekstrem bir şeyler arıyoruz, ipin ucunu kaçırsın istiyoruz. Peki ya yetenek nerede? Yetenek sahibi olan ünlenemiyor mu? İşini pazarlayacak tanınırlığa ulaşamıyor mu? Ne yazık ki hayır!

'HARİKA BİR ALBÜM YETMEZ'
Tam da bu mevzu kafamdan geçerken 'The Catch' dizisinin yedinci bölümünü izliyordum. Bu bölümde yaşanılan olay tam da bu duruma ayna tutuyor. Ünlü olmak isteyen bir popçunun sevgilisi ile olan sevişme sahnelerini gizli kamerayla çeken bir yapımcı, popçuya şunları söylüyor: "İnsanlar seni tanıyor, albümünü alıyor ama harika bir albüm yapmak yetmez, bir hikayen olmalı. Bu görüntüler çıktığında dünyanın en büyük sanatçısı olacaksın. Dikkatleri üzerine çekmezsen kimse seni tanımaz."
Bu sözler, bize hassasiyetlerimiz üzerinden dönen bir ticaret olduğunu hatırlatıyor ve senaryo dahi olsa 'Acaba böyle bir dünya var mı?' dedirtiriyor. Yeteneğin takdir gördüğü ve popülerleştirildiği bir dünya ümidi ile...