Bodrum şezlong muhabbetlerine kaldığımız yerden devam edelim. İşte kızgın kumlardan serin sulara uzanan yazlık mevzular... Hazır mısınız?
TRAFİK DERDİ
Yalıkavak-Türkbükü arasında mekik dokuyan bayramlık tatilcilerimizin ortak sorunu; bitmeyen trafik çilesi. Akşam saatleri İstanbul trafiğini aratmıyor. Korsan taksiler ve Uber araçların bile bir koydan diğer koya yetişmekte zorlandığı bugünlerde, herkesin dilinde aynı nakarat: "Umarım masamızı bir başkasına kaptırmayız." Bu arada Bodrum trafiğine katkıda bulunan otomobillerin uber lüks olması da dikkat çekici... Ferrari'den Mercedes G kasa jeep'lere kadar ne ararsanız var trafikte! Kendimi St. Tropez-Monte Carlo arasında seyahat ediyor sandım. Hatta bir ara 'Yağmur Sarıoğlu da buralarda mı?' diye düşünmeden edemedim. Ee belli de olmaz; milyonluk otomobiliyle arz-ı endam edebilir, bizlere bir selam çakabilir her an.
HERKES TASARIMCI, HERKES BLOGGER
Popüler meslek gruplarına alışkınız ne de olsa; dönemsel de olsa herkes tasarımcı, herkes blogger. Bir de mutfak şefi ve DJ olmaya merak saranlar var tabii... Bu yazın en dikkat çekicisi de havalı genç kızlarımızın plajlarda takılırken, kendi tasarımları olan mayo ve bikinileri üstlerine giyip bronz tenleri ile şezlonga Eda Taşpınar edasıyla uzanmaları. Olur da onlarla sohbet edip kaynaşırsanız, 'Ne iş yapıyorsun tatlım?' diye sorduğunuzda; cevapları benzer: 'Kendi bikini koleksiyonumu tasarlıyorum. Online olarak sipariş verebilirsin. Bak bu üzerimdeki de bu yazın hit parçası.' Bir de çantasına koyduğu, hali hazırda sana hediye edebileceği ve gösterebileceği modelleri var. Adeta modern bohçacı tavrıyla sizi kendilerine hayran bırakıyorlar; eliniz telefona gidiyor ve online olarak sipariş veriyorsunuz. Bikinilerin her birinin ayrı esprisi var; kimisinin kesimi, kimisinin sloganı, kimisinin de birkaç beden küçük gösterebilme özelliği. Artık hangisi işinize gelirse...
İDO SPOR HOCASIYLA PLAJLARDA
Siz hala kaldığınız otelin SPA'sından randevu koparma derdinde misiniz? Aaa çok out'sunuz canlarım! Yok öyle bir şey artık; yaz aylarında kendi masörünüzle geziyor, herkesten daha havalı oluyorsunuz. Aylık 600 Euro maaşla Bali'den transfer ettiğiniz masörlerle sahile inmek, bu yazın en trend hareketi. Arkadaşlarınıza hem hava atıyor, hem de bir gece önce çok dans edip tepindiyseniz; güneşlenirken masaj yaptırıp rahatlıyorsunuz. Tam da bu konuyu yanımdaki bir grup ünlü isme anlatırken, İdo Tatlıses yanımıza geliyor. "Ben de trainer'ımla geziyorum Mert'ciğim" diyor. Haydaa! Biz burada spor yapamamaktan yakınırken, İdo'nun tam arkasında, üçgen vücutlu bir spor hocası beliriyor. Benimse bu yaz en büyük ihtiyacım kişisel şef! Mutfağa girip bana en light, en sağlıklı yemekleri pişirsin; yoksa plaj mönülerinden dolayı şişip patlayacağım.
'İŞTE BENİM STİLİM' TADINDA PARTİ
Yalıkavak Palmarina içinde yer alan Sait'e lafım yok. Marina sınırlarına girince haliyle büyüdü, daha lüks ve fabrikasyon bir ambiyansa büründü. O da güzel ve keyifli, seveni çok elbette. Ancak bu büyümenin ve marina çılgınlığının dışında kalmak isteyenlerin favori mekanı Eski Yer oldu. 'Orası da neresi?' der gibisiniz! Geçtiğimiz yaz 'Sait'in eski yerine ne oldu?' diyenlerin bu yaz gidip tavsiye ettiği bu balıkçı; Sait'in eski çalışanlarının açtığı bir yer. Mekanın lezzetinden önce ismine bayıldım. Onca havalı, cakalı mekanlar, konsept ve isim yarışındayken; böylesine kolay ve akılda kalıcı bir isimle ve uygun fiyata istediğiniz rakı-balık keyfini burada yapabiliyorsunuz.
Hande Yener'li Sebastian plaj partilerinde; işin içine Hakan Akkaya dopingiyle beraber bir de moda girdi. Plaj insanı, modanın sınırlarını pekâlâ zorladıkça zorladı! Parti, 'İşte Benim Stilim' tadındaydı, zaten Nur Yerlitaş da oradaydı. Plaj şıklığına bir de Hande Yener parçaları eklenince, televizyon programlarının bayram eğlencesini aratmadı... papara zzi ile imtihan
La Plaj'da ise Gülşen gündemdeydi... 'Karnım burnumda olsa da hem şarkı söylerim, hem de dans ederim' tavrına şapka çıkardım doğrusu. Bir gece önce sahneden inen Gülşen, nefes almadan gündüz partisine de katıldı.
X Beach'de ise oyuncuların paparazzi ile imtihanı vardı. Bu plaj daha oyuncu tayfasının seveceği cinsten. Genç nesil oyunculardan Hilal Altınbilek ve Sebahat Kumaş, çapkın bakışların altında deniz içindeki kabanalarda tatillerine devam ediyorlardı.
EV PARTİMİZE GELSENE!
Türkbükü yazlıkçıları bayram tatiliyle beraber sakinlik içindeki kafalarını bırakıp yavaş yavaş eğlenmeye, kendi partilerini yaratıp kopmaya başladılar. Buna sebep olarak da mekanlardaki yüksek fiyatları gösteriyorlar. Haklılar da; loca ve stand fiyatlarının binlerce liraların üstüne çıkmasıyla birlikte, 'kendin pişir kendin ye' kafasına geçmeye, evlerinde büyük partiler organize etmeye başladılar. Kapıları da tanıdık tanımadık herkese açık. Siz yeter ki müziğin sesini duyun ve ilerleyin; kendinizi Bodrum'un en cool partisinde bulabilirsiniz. Ben de kendimi bu şekilde Türkbükü sırtlarındaki müstakil bir evde partilerken buldum.
ŞİKAYETİMİZ VAR!
Öğle saatlerinde sahil hattında yürüyüşe çıkınca, herkesin aynı şeyden şikayetçi olduğunu fark ettim. Yan yana sıralanan farklı işletmelerin, farklı kafada müzikler yapmasından herkes mutsuz. İşletmelerin kimisinde yüksek volümlü bir Hande Yener parçası çalınırken, diğerinde Kenan Doğulu patlaması yaşanabiliyor. Ancak mekanların sesleri birbirine öyle çok karışıyor ki, günün sonunda ne eğleniyor, ne de dinleniyorsunuz. Hele bir de yürüyüşe çıktıysanız ya da hemen ardındaki otel odasında gündüz uykusuna daldıysanız; vah halinize!
