Hollywood gündemine, geçtiğimiz günlerde bir haber düştü. George Clooney'nin eşi Amal Clooney, Haziran ayında dünyaya gelecek olan ikizleri için dadı tutacakmış. Ancak dadı seçiminde katı bir kuralı varmış; o da dadının 'çok güzel, seksi ve de cazibeli' olmaması... Malum Hollywood'da birçok ünlü çiftin başı, dadılarla yaşanan yasak aşklar nedeniyle derde girdi. Mesela Jude Law ile Sienna Miller bu sebepten ayrıldı. Ben Affleck-Jennifer Garner evliliği de dadı skandalı nedeniyle sona erdi. Ethan Hawke ile Uma Thurman'ın arasına giren de çocuklarının bakıcısıydı. Gwen Stefani de eşini dadıya kaptıranlardan biri. Say say bitmez yani... Peki bizim topraklarda durum nasıl? Etrafımdaki popüler çiftlere sordum: Kocanız sizi bakıcıyla veya başka bir kadınla aldattı mı? Onu hiç yakaladınız mı?
Birçoğu ihanet konusundan muzdarip ve durumun farkında... Eşlerinin kendilerini; sekreter, evdeki çalışan, bakıcı, iş arkadaşı ve sosyal medyada tanıştıkları kişilerle aldattığını kabul ediyorlar. 'Başıma geldi ama evliliğimi yıkmamak, çevredekilere dedikodu malzemesi vermemek için göz yumdum' diyorlar.
"Peki sizi en çok ne yıkar?" diye sorduğumda, kadınların çoğu aynı cevabı veriyor: "Aynı sosyal ortamda yüz yüze baktığımız, yan masalarda yemek yediğimiz, etrafta dolanan piyasa kadınlarından korkuyoruz. Geri kalanıyla ne yaparsa yapsın!"
Buradan anlaşılan şu ki, aldatılma konusunda bile sınıf ayrımı yapılıyor. Bazı kadınlar, 'Birçok iş seyahatinin çapkınlık turu olduğunun farkındayım' diyor. Bu durumun etrafta duyulması halinde kadınlık gururlarının yerle bir olacağını ama duyulmadığı sürece sorun olmadığını düşünüyorlar.
Bile bile lades demeyi tercih eden kadınların bu tavırlarını anlayabiliyorum bir nebze. Birçoğu sosyo ekonomik statüsünü kaybetmemek için aşk bitse de, tutku kalmasa da ilişkilerine devam ediyor. Ben mi? İşin içinden çıkamadım gitti...