Yaşadığımız koronavirüs salgınından dolayı dijital platformlarda en çok 'salgın' konulu filmler izleniyor. Benim de başta ilgimi çekmişti ama artık kötü sonlu, toplu katliamı anlatan filmlerin beni daha da karamsarlaştırıp psikolojik olarak kötü etkileyeceğini düşündüğüm için gündemimi başka konularla dolduracağım... Örneğin bu süreçte hiç kapağını dahi açmadığım kitapları okuyacağım. İlk sırada ise Aslı Kızmaz'ın 'Olmasa da Olur' isimli yeni çıkan kitabı var. Bence siz de kitabevlerine gidip yeni çıkan kitaplara göz atın.

Böyle bir dönemde para iadesi gerekmez mi?
15 Nisan olan doğum günüm için aylar öncesinden planladığım Los Angeles seyahatim vardı. Şimdi diyorlar ki, Amerika, Avrupa'dan seyahat eden vatandaşlara kapılarını kapadı. Ancak Türkiye yasaklı ülke listesinde değil, yani uçabiliriz. Ancak kendime doğum günü hediyesi koronavirüsü hediye etmek istemiyorum. Bir de şu detay var; otel rezervasyonumu Booking.com üzerinden yapmıştım. 10 günlük otel parasının iadesi görünmüyor. Sorarım yetkililere; böyle bir durumda paramızı iade etmeniz gerekmez mi? Peki ya uçak biletlerimiz? Aynı iade sisteminin onlar için de geçerli olması gerekmez mi? Durumlar bilinmeze doğru gidiyor, vah halimize.


En gözde aktivite evde oturmak
Koronavirüsün ülkemizde de görülmesiyle birlikte sanatsal aktiviteler ertelendi. Mekanlar ve spor salonları ekstra önlem aldı. Artık en gözde aktivite, evde oturmak. Burada üzücü olan; sektör çalışanlarının iş ve kazanç kaybı. Mesela bir restoranın rezervasyonları düşsün, ilk yapılan çalışanları ücretsiz izne çıkarmak olur. Bazen sosyal medya hesaplarıma hakaret içerikli mesajlar geliyor, 'Neden mekanlara gidiyor, neden buralardan paylaşım yapıyorsunuz? Oturun evinizde' diye. Siz, önlem almak olarak gördüğünüz şeyin binlerce insanın ekmeğine engel olduğunun farkında mısınız? Bir restoran, mutfağındaki şefinden kapısındaki valeye, garsonundan komisine kadar birçok kişiye istihdam sağlıyor. O zaman doktor da hastanesine, avukat da adliyesine gitmesin. Hiç olur mu öyle şey?