Mübadele dramında; suyun öte yanından, özellikle adalardan gelen, evlerini bırakmak zorunda kalan Türkler, Rumlar'ın terk etmek zorunda kaldığı köylere yerleştiğinde, yemek kültürlerini de beraberlerinde getirmişler.
Yerli halk; yeni gelenlerin sabah erkenden kalkıp dağ bayır gezerek ot toplamalarına önceleri çok şaşırmış.
Hatta dalga geçmişler... "Bizde otları inekler, keçiler yer, insan dediğin et yer, et" demişler.
Yeni komşularının ot sevdasına uzun süre bir anlam verememişler.
Ta ki; o alay ettikleri komşuları, topladıkları otlarla pişirdikleri yemekleri onlara ikram edene kadar. Sonra tüm Ege bir anda ot delisi olmuş. ÇOK

EĞLENECEĞİZ!
Yumurtalı sarmaşık, karışık ot kavurma, kuzu etli şevketi bostan, Girit usulü çiporta, istifno, arapsaçı tarifleri; elden ele dolaşmış.
İşte o mübadele hüznünü; hâlâ ara sokaklarında taşıyan kasabalardan biridir Alaçatı.
Ve o Alaçatı'da, yani benim üç yıldır yaşadığım ve aşkla bağlandığım kasabamda; bu hafta sonu 4. Alaçatı Ot Festivali yaşanacak.
Sokaklar şenlenecek, hava mis gibi papatyayla karışık zeytinyağı kokacak, ot yemekleri herkesi baştan çıkaracak.
Uzatmaya gerek yok.
Hazır hava da yazı aratmıyorken, haydi kaldırın narin popolarınızı, gelin buraya.
Çok eğleneceğiz, çok!