Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÖNCEL ÖZİÇER

Yoksa suçlu kuzu pirzola mı?

Prof. Dr. Canan Karatay'ın dolandırıldığını okuduğumda, "Pes artık!" dedim.
Hem bedenin, hem de zihnin sağlıklı gelişmesi ve zinde kalması için kitaplar yazan bir insanın başına bu gelmemeliydi.
Cidden pes!
Bu, dolandırıcıların yıllardır uyguladıkları bir yöntemdi ve bana göre artık duymayan kalmamıştı.
Çok yanılıyormuşum meğer.
"Biz polisiz, PKK sizi takibe aldı. Paranızı hortumlayacak; siz iyisi mi biz onları yakalayana kadar paraları bize, yani devlet güvencesine verin" deyip insancıkların iyi kötü tüm birikimlerini çalan bu şerefsizler meğer hâlâ avlayacak insan buluyormuş.
Hem de çok rahat bir şekilde.

TEMİZ KALPLİLİK
"Ben gazete falan okumam, televizyon izlemem" diyenlerin ve bir övünç kaynağı imiş gibi hafiften böbürlenerek söyleyenlerin cezası olmalı bu...
Evet 'ceza' diyorum çünkü kibir en büyük günahtır!
Medya yoluyla sana aktarılmaya çalışılan ne varsa kabulleneceksin diye bir durum yok.
Dilediğini okur, dilediğini okumazsın, istediğini izler, beğenmediğin kanalın yanına uğramazsın.
Ama şunu unutma ki; bilginin ne zaman nereden geleceğini hiç bilemezsin.
Hocamız da arada kafasını bilimsel yayınlardan kaldırabilseydi bu tufaya düşmezdi.
Çünkü arada bile olsa gazete okuyup televizyon izleyen birinin defalarca haberi yapılmış bu olayı bilmemesine imkan yok.
Prof. Karatay da "Bir tek bu konuda cahil kalmışım" diyerek basın-yayın özürlü olduğunu kendi ağzıyla söyledi zaten.
Tabii işin içinde bir de temiz kalplilik var ki, işte insanoğlunun başına ne geliyorsa karnının bu yumuşak tarafından geliyor.
Kendisine uzatılan mikrofonlara "Ben bir geri zekalı olduğum için gittim o parayı söyledikleri yere bıraktım" demiş Hocam.
Kıyamam, kızmış kendisine.
Oysa hiç gerek yok bu acımasız sözlere...
Hayatında kimseyi kandırmamış, eşek şakası bile yapmamış biri olarak böyle bir olayda karşı taraftaki kişinin sözlerine inanmak pek de garipsenecek bir durum değil.
Sayın Karatay bundan sonra en azından haber saatinde televizyonunu açarsa ya da sabahları herhangi bir gazeteye şöyle bir göz gezdirirse; sadece bilim dünyasında değil sosyal hayatta da neler olup bittiğini görebilir.

KIRMIZI ETE YÜKLENMEK...
Kendisine çok çok geçmiş olsun diyorum.
Ve acaba Karatay diyetinde bazı değişiklikler mi yapılsa diye de düşünüyorum.
Şöyle insanı daha zinde, daha uyanık tutacak bir şeyler? Belki de kırmızı ete bu kadar yüklenmek iyi değildir...
Belki tahıldı, bitkiydi, sebzeydi, bunlar o kadar da gereksiz besinler değildir?
Hıı hocam?

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA