İşte kardeşceğizlerim; insanın nüvesi iyi olunca, böyle oluyor.
Nüve pek sevdiğim bir kelimedir; ilk kez bir yazının içinde kullanma fırsatım olduğu için de ayrıca mutluyum şu an.
Yüzünü ekşitip 'Ay o ne be?' diyen ergen arkadaşlarımıza açıklayayım; 'bir şeyin özü, aslı, kaynağı' gibi bir anlamı var nüvenin.
İnsanın nüvesi de; o kişinin gelmişi, geçmişi, eğitimi, kültürü, ailesi, gördüğü, geçirdiğinin toplamı oluyor.
Kısaca kumaşı...
İşte Hümeyra ve Gülse Birsel de kumaşları has ipekten olduğu için yaşadıkları krizi hasar görmeden ve elâlemin diline düşüp rezil olmadan atlattılar.

KULAK MİSAFİRİ OLDU
Hümeyra; 'Yalan Dünya' dizisinin setinde ne kadar yorulduğundan, artık sinirlerinin bozulduğundan, bedeninin bu tempoyu kaldıramadığından bir arkadaşına bahsetti.
O sırada yan masada bulunan gazeteci Esin Övet, buna kulak misafiri oldu ve köşesinde yazdı.
Tam 'Hümeyra, Gülse Birsel için şımarık dedi.. Artık dayanamıyorum diye isyan etti' şeklinde başlıklar atılır diye düşünülür, 'Durgun magazin gündemine köpüklü bir kavga düştü, yaşasın!' diye el ovuşturulurken, iki tarafın kalitesi bu beklentiyi 'puf' diye söndürdü.
Önce Hümeyra çok üzgün olduğunu, bunları bir arkadaşına yorgun ve sinirli bir anında anlattığını açıkladı ve "Gülse'yi kırdığım için çok üzgünüm, ondan defalarca özür diliyorum" dedi.
Ardından da Gülse Birsel konuştu: "Olur böyle şeyler. Kadın haklı; dizi süresi çok uzun. Ben yazarken, oyuncular da kısa sürede ezber yapıp geç saatlere kadar sette kaldıkları için çok yoruluyoruz tabii" dedi.
Ahh ah! Türk şöhretleri arasında görmeye alışkın olmadığımız olgunluklar bunlar.
Oysa haber ilk duyulduğunda herkes yeni bir 'cat fight' için hevesle hazırlığını yapmıştı.
Biz alışmışız kadın ünlülerin 'Oraya gelir, ağzını cart diye yırtarım' tadında kavgalarına.
Bir Hülya Avşar-Gülben Ergen olsun, Bir Demet Akalın-Hande Yener olsun, efendim ne bileyim bir Banu Alkan-Oya Aydoğan olsunnn...
Kısacası Hümeyra ve Gülse; hem magazin basınının, hem de okurunun elini böğründe bıraktı.
Ee aşk olsun ama!