Hayır ben anlamıyorum, anlayamıyorum; kim, neye göre konumlandırılıyor, sınırları kim belirliyor?
Gerçekten kafam basmıyor.
Ahlak nasıl oluyor da kişiden kişiye değişiyor, değer yargısı denen şey, nasıl böylesine dansözlük yapabiliyor?

MESELE GÜÇ, DEĞİL Mİ?
Gücün varsa, paran varsa, konumun varsa, gazetelerin başında arkadaşların varsa, reytingin yüksekse, yüksek yüksek binalar yapıyorsan, ilanlar veriyorsan; her halt sana mübah!
İşte o kadar. Mevzumuz bu kadar sığ.
Yoksa sıradan biriysen, diyelim güç savaşlarına katılmayan, kendi halinde bir sanatçıysan; hapşırdığın osuruk sayılıyor. Damgalanman için en olağan, en insancıl, en herkeslere ait hareketi yapman bile yetiyor.
Bütün mesele güç, değil mi?
Bakın işte...
Adam evli, sevgilisi var ama sanki adam evli değil ve sevgilisi var muamelesi görüyor. Kabul görüyor. Ayakta alkışlanıyor. Kızın boy boy fotoğrafları basılıyor ve altına bilmem kimin sevgilisi yazılıyor. Sanki adam evli değil, sanki bu ilişki legal. Öyle gözümüze gözümüze sokuluyor ki, sinirlenmeyeceğim varsa sinirleniyorum.
Bir inşaatçımız da; evli olmasına rağmen hamile sevgilisiyle açılıştan açılışa, balıkçıdan İstinye Park'a, Bebek kafelerine gezebiliyor.
Ve bunu kimseler yadırgamıyor.

KİM, KİMİ KANDIRIYOR?
Ama gelin görün ki aynı sayfalarda; içip sarhoş olmuş (ki içince sarhoş olabilirsin) bir oyuncumuz, 'skandal'ın baş kahramanı ilan edilebiliyor.
İki bekar insanın aşık olması, suçtan sayılabiliyor. Özetle; ahlak bekçilerimiz dişini geçirebildiğini kovalıyor.
Allah aşkına kim, kimi kandırıyor?
Anlamıyorum; buralarda nerede durunca hanımefendi olunuyor, nerede durunca kahpe?
İçim kalkıyor... Bu sahteliklerden midem bulanıyor. Herkes istediğiyle olsun, evlensin, çocuk doğursun, sevgili olsun; bana ne! Bir gram umrumda değil.
Umurumda olan bu çifte standart.
Alışamadığım, karışamadığım, kafa göz dalmak istediğim bu çifte standart.
Ahlakmış... Külahıma anlat.