Bebek aldı başını gitti.
Yani sahile gelen, alıp başını gidiyor sevgili okurlar...
Sabahın yedisinden akşam saatlerine kadar; Bebek'ten Rumelihisarı'na, oradan ver elini Kuruçeşme Suada'ya yürüyen yürüyene.
Kiminin amacı kilo vermek, kimininki sosyalleşmek, kimi sağlığı kovalıyor, kimi evdeki sıkıcı ortamdan kaçıyor. Günün sonunda Bebek'te yürümeden olmuyor.
Peki işin sırrı ne? İşte size hizmet:
Öncelikle yüzünüze ciddi bir ifade takınacaksınız. "Neden?" diye sorarsanız, vallahi ben de bilmiyorum.
Ancak Bebek'te yürüyen arkadaşlar pek ciddi, kimsenin yüzü gülmüyor. Korkarım durum ciddi.
Eğer yanınızda size moral ve destek veren bir koçunuz yoksa,"Yürü koçum benim" diyen bir arkadaş alacaksınız.
Sohbet ede ede, dedikodu yapa yapa yürürken zaman hızlı akıyor.

GİYİME DİKKAT ETMELİSİNİZ
Yalnızsanız, kulağınıza kocaman renkli kulaklıklardan takıp arkasındaki müzikle durumu toplayacaksınız. Fonda Serdar Ortaç da çalsa, siz kendinize 'Eye of the Tiger' dinleyen 'Rocky' süsü vereceksiniz.
Unutmayın; havalısınız!!
Yürüyüş sırasında tanıdıklarınızla karşılaşırsanız, kendisini on yıldır bile görmeseniz aynı tepkiyi vereceksiniz; kafanızla bir selam, eller kollarla 'sonra araşalım şekerim, görüyorsun spordayım yaneee' mesajı.
Asla durmak yok; yola devam.
Bebek'te yürümek emek ister. Bir giydiğinizi ertesi gün giymeyeceksiniz. Giyerseniz siz bilirsiniz, sonra adınız pembe taytlı kıza çıkar ona göre.
Magazin muhabirleriyle muhattap olmayacaksınız. Olsanız da olmayacaksınız.
Tamam! O makyajı kimin için yaptınız?
Tabii ki onlar için, fotoğraflarda güzel çıkmak için ama çaktırmayacaksınız. Cool'sunuz ve cool kalacaksınız.
Sahildeki o spor aletleri var ya...
Hah! Sakın onları kullanmayacaksınız.
Spora geldiniz de o kadar da değil. Manyak mısınız? Bebek'in ortasında tık nefes mekik çekilir mi canım. Tövbeler olsun.

SAFINIZI BELİRLEYİN
Her sabah azimle koşan Eda Taşpınar'ı ve yanık tenini kriter almayacaksınız.
Alırsanız yandınız. Kız iddialı, kız hırslı... Kız insan değil, maşallah.
Bol bol diyet listeleri, form koruma taktikleri ve kilolu ünlüler üzerine kaynatacaksınız.
Kimi duysam konular bu üçgende dönüyor da ondan söyleyeyim dedim.
Bebek sularında sabahın erken saatlerinde; kimseye görünmek istemeyenler, yazılarını henüz yazmamış köşe yazarları ve işe gitmeden önce form tutmak isteyen iş adamları yürür. Öğlen saatlerini genellikle; ev hanımları, hamileler, sporcu eşleri, taze anneler kapatır. Öğleden sonraları da okuldan-işten çıkanların ve piyasacılarındır. Genellikle yürüyüş sonrası Lucca, Bebek Kahve ya da Happily patlatır, çene çalarlar. Ona göre safınızı belirleyeceksiniz.
kıvrak olmak laz ım...
Sabahları karşılaştıklarınıza selam verebilir, "Günaydın" diyebilirsiniz. Öğlenden sonra kimse kimseye bakmaz, boşuna sosyalleşme telaşına girmeyin.
Balıkçıların oltalarından ve köpek pisliklerinden kaçmak da bir 'Bebek'te yürüyüş sanatı'dır. Taytınıza olta, ayağınıza pislik saplanabilir. Kıvrak olacaksınız, engelleri aşacaksınız.
Son madde de otoparkçılar üzerine.
Eğer civarda oturmuyor ve Bebek'e spor arabanızla geliyorsanız, otoparkçıları bağlayacaksınız. Sonra "Abla yer yok valla" cevabını alır dımdızlak ortada kalırsınız.
Haydi kolay gelsin. Bir kiii.