Türkiye'nin en iyi haber sitesi
AYŞE ÖZYILMAZEL

Dıjıtal ayrımcılıga kurban gıtmek ıstemeyenler bu yazıyı okusun!

Yılın ilk cumartesi yazısında hepimiz için çok önemli bir konuyla karşınızdayım.
Dijital ayrımcılık! Konuya uyanmama sebep olansa; Dr. Okan Tanşu'nun yazdığı kitap 'Digicrimination/ Dijitalleşmeyle Gelen Ayrımcılık' oldu.
Belki de birçoğumuz hâlâ, dijital dünyanın öneminin ve hayatımızı gelecek günlerde nasıl da etkileyeceğinin farkında değiliz. Diyelim, dijital dünyayı sadece sosyal medyaya selfieler çekip koymak zannediyoruz. Ya da kalkıp dijital işlere bulaşmamakla övünüyoruz.
Ama işte bu kitabı okuyunca anlıyoruz ki, yanlış yoldayız. Hızla gelişen dijital hayatı yakalamazsak sınıfta kalacağımız, dünyaya adapte olamayacağımız ve dışlanacağımız kesin.

DİJİTAL BECERİLER ÖNEMLİ
Kitapta yazanlar o kadar ilgimi çekti, hatta bünyemde öyle şiddetli bir kırmızı alarma sebep oldu ki; kitabın Hamburg'da yaşayan Macromedia University of Applied Science öğretim üyesi yazarı Dr. Okan Tanşu'yu aradım ve kendisiyle facetime'dan mini bir röportaj yaptım. Okuyun, kendinizi ayarlayın, rotanızı çizin ve dijital ayrımcılığa kurban gitmeyin diye... Yani her şey sizler için...
Tabii ki kendisine ilk sorum şu oldu:
- Okan Bey dijital ayrımcılık nedir?¨ Ayrımcılık, sahip olduğun kimlikten (cinsel, etnik, dini vs. vs.) dolayı toplumdan dışlanmandır.
Dijital ayrımcılıkta kimliğin değil; dijital becerilerin toplumdan dışlanmana ya da kabul edilmene sebep olacak. Yani hayatının zorlaşmasına veya toplumda kabul görmene, dijital becerilerin yön verecek. Örneğin en basitinden online check-in yapabiliyor musun? Yapamazsan check-in sırasına girer, kuyrukta beklersin.
Bu basit bir örnek... Pek yakında hayatın her alanında dijital çağı yakalayamayan geride kalacak ve sıkıntı yaşayacak.
- Yakaladınız yakaladınız, yakalayamadınız yandınız diyorsunuz yani...
Aynen! Yeni jenerasyonun istediği tek şey var, hız. Hıza karşı bağımlıkları var. Eskinin 'Bakkala gideceğim, domatesi elleyeceğim, bakkalla sohbet edeceğim' gibi kavramları yok.
Göreceksiniz, beş-altı seneye bu tip davranışlar toptan yok olacak. Diyelim, Amerika biletini sadece online alabileceksin. Ünlü bir doktordan sadece online randevu alabileceksin. Drone kullanamayan trafiğe çıkamayacak.
- Değişim çok hızlı olmadı mı sizce?
Geçmişe göre hızlı oldu, geleceğe göre ise çok yavaş. Son 10 yılda baş döndürücü gelişmeler oldu. Daha önce 'sosyal medya pazarlaması', 'sosyal medya yöneticisi' gibi meslekler yoktu mesela. Bundan sonra olacaklar, şu an yaşadıklarımızın kat be kat fazlası. Son 10 yılda olanlar devede kulak kalacak. Akıllı gözlükler, lensler, deri altı çipler falan geldiğinde, asıl o zaman göreceğiz neler olacağını.
- Peki, tüm bu hızla yaşanan dijital gelişimin altındaki ana motivasyon nedir?
Gerçeklikten kaçış! İnsan hep gerçeklikten uzaklaşmak istemiş. Ne yapmış? Rakı içmiş, uyuşturucu, alkol, hap kullanmış. Şimdi gözlükler var, onu taktığında gerçeklikten uzaklaşacak; mesela Maldiv'de denize bakıyor olabileceksin. Kimyasal bağımlılıktan elektronik bağımlılığa geçiyoruz, hatta geçtik bile. Cep telefonuna bağımlılık; esasen alkole, sigaraya, uyuşturucuya bağımlılığın alternatifi. Her ikisinde de gerçeği değiştirme talebi var.

GÜNCELLENMEK ŞART
- Hayatımızdan bu kadar mı mutlu değiliz?
Evet! İnsanlık tarihinde hep mutlu olmuş bir insan var mı? Pamuk prenses, prensle evlenince mutlu oldu mu, biliyor muyuz?
- O zaman acil soru; dijital ayrımcılığa kurban gitmemek için ne yapmamız lazım?
Çıkan ürünleri almak donanımdır ama hayatı yakalamak için yeterli değildir. Sana yaratılan atmosferi içselleştirmen lazım. Geleceğe damga vuracak trendler var. Biri mesela elektrik. Tesla'yı herkes araba firması sanıyor ama aynı zamanda güneş enerjisinden elektrik üretiyor; araba bunlardan sadece bir tanesi.
Her şey yenilenebilir enerji üzerine kurulacak.
Bunu yakalayabilmek için hayat tarzını değiştirmen gerekecek. Üç boyutlu yazıcı alman şart mesela; onunla kendi eşyalarını üretiyorsun.
Senin ona verdiğin üç boyutlu objeyi çok kısa zamanda basıyor. Dün Amerika'da yumurtalık üretip fareye taktılar; fare o yumurtalıkla doğum yaptı. GATA'da kulak ürettiler, üstüne doku koydular. Tüm bu gelişmeleri yakalamak ve güncellenmek şart.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA