Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MEVLÜT TEZEL

Ağlayan komando resmi ve objektif gazetecilik

Vietnam Savaşı denildiğinde aklınıza ilk hangi kare geliyor? Nick Ut'a Pulitzer ödülü kazandıran, ABD'nin attığı napalm bombası yüzünden yanan bu çocuklar değil mi? Tıpkı bu örnekte olduğu gibi tek bir kare, bazen koskoca bir savaşı bitirebiliyor. Hürriyet'in geçtiğimiz pazar günü yayınladığı, yüzü kanlar içerisinde ağlayan İsrailli komandonun fotoğrafını ve diğerlerini gördüğünüzde ne hissettiniz? Haklarında efsaneler üretilen İsrailli komandoların korkak, ağlamaklı yüzleri belki size haz verdi... Belki de Mavi Marmara gemisindeki aktivistlerin, ellerinde olanak varken komandoları öldürmediğini, onlara yardım ettiğini düşünüp kendinizi daha da haklı hissettiniz.

KANLAR İÇİNDEKİ ASKER
Ama kendinizi biraz kötü hissetiniz değil mi? Sonuçta kanlar içerisinde ağlayan bir adam vardı o fotoğrafta. Bir gazeteci olarak ben bayağı bir kararsız kaldım. Çünkü objektif gazetecilik adına ortada güzel bir iş duruyordu. Hürriyet, kendi ülkesini zor düşürme pahasına, bu fotoğrafları yayınlamıştı. Ancak bir de Taha Kıvanç'ın dünkü yazısında belirttiği gibi; İsrail askerlerinin gemilerde bulunan herkesin fotoğraf makinelerini ve kameralarını toplaması var! Makineler ya kırıldı ya da içlerindeki kartlar alındı. Kim bilir o kartlarda ne görüntüler vardı? Belki de bir İsrailli askerin yerde yatan yardım görevlisinin kafasına kurşun sıkarkenki fotoğrafı da vardı. Hayatlarını kaybedenlerin çoğu kafalarına sıkılan kurşunlarla öldüler çünkü. Ama o görüntüler ortada yok. Şu an için elimizdeki en etkileyici kare, kanlar içerisinde ağlayan asker görüntüsü.

BAŞINA DARBE ALDIN MI?
Açıkçası İsrail'in ekmeğine yağ sürüldü. İsrail Ordusu da bu fotoğraflar için 'Aktivistlerin İsrailli askerleri öldürmeye çalıştıklarına açık ve kesin kanıt sunduğu' yorumunu yaptı. Birçok İngiliz gazetesi de bu fotoğraflara geniş yer ayırdı. Bu fotoğrafların nasıl elde edildiğine dair ortada bir sürü komplo teorisi var, bu konuya hiç girmeden dün Hürriyet'te çıkan Cansu Çamlıbel'in Kudüs izlenimlerinin yer aldığı 'İsrail Sorgu Çadırı' adlı habere dikkatinizi çekmek istiyorum. Yardım gemilerindeki insanların sorgularında tercümanlık yapan sekiz Türk Yahudi'sinden biri Hürriyet'e konuşmuş. Kimliği gizli tutulan tercüman aynen şu açıklamaları yaptı:
"BM ekibi 18 saatlik sorguyu takip etti. Sorgu sırasında dayak atıldığına ilişkin demeçler okudum, bunlar gerçeği yansıtmıyor."
"Sorgusu tamamlananlar birinci çadırdan, poliklinik olarak hazırlanan ikinci çadıra alındı. Burada tutuklulara öncelikle iki soru soruldu: 1.Başına darbe aldın mı? 2.Yumurtalıklarından darbe aldın mı? Muayeneler sonunda yaklaşık 50-60 kişinin böbrek taşı düşürdükleri için ağrı yaşadığı belirlendi."
Vay be hiçbiri dayak yememiş ve 50-60 kişi böbrek taşı düşürmüş hem de hepsi aynı anda! 'Ağlayan komando' ve 'İsrail sorgu çadırı' haberlerinin üst üste yayınlanması da ayrı bir yazı konusu aslında!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA