Akşam gazetesinin 8 Mart'ta kadına şiddet uygulayan erkekleri tek tek deşifre ettiği manşetten sadece bir gün sonra...
Muğla'da cezaevinden izinli çıkan Mehmet S.; kendisinden boşanmak isteyen eşi Sebahat S.'yi, üç çocuğunun gözü önünde bıçaklayarak öldürdü.
Akşam gazetesi deşifre etse ne olur; adam cezaevinde rezil olduğu kadar olmuş, izinle çıkıp yine öldürüyor!
Akşam'ın manşeti sadece sembolik bir örnek...
Medyanın genelinde 'erkek şiddeti'ne karşı çözüm üretmeyecek bir yaklaşımın olduğuna inanıyorum.

SORUN çok DERİN
Erkeklerden şeytan yaratarak, 'İşte cani adam' gibi başlıklar atarak ya da sabahtan akşama kadar TV'de "Ne olacak bu erkeklerin hali?" diye tartışarak bu sorun çözülmez.
Eşini dövmek için özel cop yaptıran B.C., her dayaktan sonra eşine jiletle çizik atan A.K., cezaevinden çıktıktan sonra eşinden elektrik alamadığını iddia edip eşinin cinsel organına elektrik bağlayan M.D. gibi elbette şeytanlaşan erkekler de var ama sorunun birçok sacayağı bulunuyor.
Örneğin toplumdaki muhafazakârlaşmanın 'erkek şiddeti'ne etkisi ne, tartışılmalı. Eskiye göre kadınlar daha çok şiddet görüyor çünkü. Ya da tam tersi; kadın ekonomik özgürlüğünü kazanıp erkeğin otoritesini sarstıkça, 'erkek şiddeti' artıyor.
Geçim sıkıntısı, işsizlik vs.; bunların da etkisi var. Açın bakın üçüncü sayfa haberlerine, öldürülen, yaralanan kadınların hikayesinin arkasında hep ödenmeyen kredi borçlarını ve cinnet geçiren işsiz kocaları görürsünüz.
İnternetin, TV'nin bile etkisi var. Ekranda Kıvanç Tatlıtuğ'un baklavalarına, sonra da kocasının göbeğine bakıp sanal âlemde maceraya yelken açan ve chat yaparken kocası tarafından yakalanıp doğranan kadınlar da var.
Elbette verdiğim örnekler, kadına karşı şiddette için gerekçe gösterilemez ama cinayetlerin tetikleyici nedenleri hep bunlar.

TÖRE CİNAYETLERİ
Ve töre cinayetleri... Güneydoğu'dan hep şu haberi okumuyor muyuz: 'Akrabalarının tecavüz edip hamile bıraktığı genç kız, aile meclisinin kararıyla öldürüldü.'
Bölge halkını çok iyi tanıyan ama töre cinayetlerine karşı aktif siyaset yürütmeyen BDP'nin bile bu sorunda payı var.
Bu kadar karmaşık ve sosyo ekonomik nedenleri de olan bir sorun sadece 'İşte cani erkekler' yaklaşımıyla çözülmez.