Aziz Yıldırım, bu ay çıkan Fenerbahçe dergisinde şöyle yazmıştı: 'Hep birlikte çoğulcu, demokratik ve bağımsız bir dünya markası olan Fenerbahçe'nin temellerini atıyoruz.'
Türkiye'de ağzından demokrasiyi düşürmeyenden korkacaksın! Yıldırım, tam da demokrasiden bahsettiği hafta, iktidarı boyunca en çok tepkiyi çekecek uygulamaya imza attı: Gençlerbirliği maçında 'Yönetim istifa!' şeklinde tezahüratların yapıldığı Şükrü Saracoğlu Stadı'nın Maraton Üst Tribünü'nde H Blok'taki taraftarların kombinesini iptal etti. İddialara göre 500 kombine iptal edilmiş, hem de sahiplerine haber verilmeden.

KULÜP KUTUPLAŞTI
Bir baba aynen şöyle feryat ediyordu: "Sarıyer'den oğlumla birlikte geldim. Bu kartın parasını ödemişim, nasıl almazsın beni? Gerekçeyi de söylemiyorsun..."
Evet, görevliler gerekçe belirtmedi çünkü Yıldırım böyle istedi. Maç 1-1 giderken, 'Yönetim istifa' diye bağırılmasına bir Fenerbahçe taraftarı olarak ben de üzüldüm.
Evet, Fenerbahçe'de Yıldırım'ı istemeyen, ondan farklı düşünen bir grup var. Ben de bu grubun zaman zaman takıma zarar verecek tezahüratlar yapmasına kızıyorum. Ama onların da Yıldırım'ı istememe, istifaya davet etme hakkı var. Kimse, kimsenin ağzını tıkayamaz. Daha da vahimi; bu kombine kartları iptal edilirken bir gerekçe gösterilmemiş olması. Suç unsuru oluşturacak bir olay yok, delil yok, kombineleri iptal edilenler sahaya bir şey de atmamış. Bu insanları nasıl almazsınız stadyuma?
Demokrasi nutukları atıyorsan, eleştirilmeyi de sineye çekeceksin. Aziz Yıldırım istifası istenen ne ilk, ne de son başkan.
Kaldı ki tribünlerin kendi içinde bir mekanizması ve demokrasi anlayışı var. O maçta stadın geri kalanı, istifa tezahüratı yapanları 'Ooo Aziz Yıldırım' tezahüratıyla susturdu zaten.
Gelinen noktaya bakar mısınız; koskoca Fenerbahçe kulübü kutuplaştı.
Meğer Yıldırım'ın keyfine göre kombine iptal edildiği günleri de görecekmişiz! Bir gün bütün stat, 'Aziz Yıldırım istifa' diye bağırırsa o zaman ne yapacak? Herkesin kombinesini iptal mı edecek?