Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MEVLÜT TEZEL

Şener Şen'in Cem Yılmaz eleştirisi

Sanatçıların çevresi, genelde yalaka ordusuyla sarılmış olur. Bu ordu, sanatçının yaptığı her işi 'Harika!', 'Müthiş!' nidalarıyla karşılar. İnsan psikolojisi, yoğun bir şekilde yağlanmaktan mutlaka zarar görür. Bir de 'Dost acı söyler' diyenler vardır; sayıları azdır ama sanatçıların gerçek dostları onlardır. Ne mutlu ki, Cem Yılmaz'ın da yaşayan efsane Şener Şen gibi gerçek bir dostu var. Şen; Hürriyet'ten Uğur Vardan'a verdiği röportajda Yılmaz'ın hakkını teslim ediyor ve onun için "Son dönemin en parlak isimlerinden biri. Sahnede, stand-up'ta erişilmez" diyor. Sonra şu eleştiride bulunuyor:
"Cem'in zekasında bir adamın, isterse sinemanın şifrelerini de çözeceğine inanıyorum ama kendisini o kadar coşkuyla ve heyecanla kaptırıyor ki, bunun sahnede olduğu gibi seyirciye geçeceğini zannediyor. Halbuki senaryo, daha matematik işi ama o, sinemada belki de bunu kabul etmek istemiyor. Ama bu sadece Cem için değil, neredeyse herkes için geçerli. Cem'i kastederek söylemiyorum ama kimi gençlerde 'Aklıma bir fikir geldi, bunu çekelim' refleksi hakim gibime geliyor."

HEPSİNİ YAPARKEN DAĞILIYOR
Çağımızın en zeki sanatçılarından Cem Yılmaz'ın müthiş fikirleri, esprileri var. Film çekerken çok özeniyor, birçok ayrıntıyı düşünüyor, dönemine iz bırakacak işler yapmak istiyor ama bir türlü başyapıt seviyesine ulaşamıyor. Yılmaz, Şen'in eleştirisini çerçeveletip duvara asmalı.
Belki de hem senaryoyu yazmak, hem oynamak, hem de yönetmek; Yılmaz'ın sinemanın şifrelerini çözmesini engelliyor; hepsini birden yapayım derken dağılıyor. Ya da Yılmaz'ın her parlak fikri sinemanın matematiğine uymuyor. Sahnelere çok şey sığdırmaya çalışırken boğuluyor.
Yılmaz, en azından yazdığı senaryoyu daha rafine hale getirecek insanlardan yardım alabilir. Bu eleştiriler; sanat ve popüler sinemada orta yol bulmaya çalışan yapıtlar için de geçerli.
Eğer Yılmaz, yeni filminde sadece gişe rekoruna odaklanıyorsa, ona naçizane önerim şu: Kendisini ya da 'Turist Ömer'e atıfta bulunduğu halini değil, karikatürize tiplerini öne çıkarmalı.
Mutlaka Yılmaz da farkındadır; 'Komutan Logar' ve 'Erşan Kuneri', 'Arif' karakterinden daha komikti. 'Pek Yakında'daki kıvırcık saçlı korsan baron da 'Zafer'den komikti.
Türkiye'de rekor kıran komedilerin baş karakterleri hep abartılı karikatürize tipler... Yılmaz, en iyi yaptığı iş olan karikatürize tipleri neden baş karakter olarak perdeye yansıtmıyor anlamış değilim. Bu yolu, en azından salt gişe odaklı bir yapımda denenmeli.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA