Ekranların en güzel, en saygın sunucularından Özge Uzun'un doğumsal anormalilerle dünyaya gelen oğlu Dağhan'la yaşadıklarını, biten evliliğini çoğumuz biliyoruz. Çünkü Uzun, yaşadıklarını gerek röportajlarında, gerek TV programlarında hep insanlarla paylaştı.
Hatta bu paylaşımları, Uzun'un işsiz kalmasına neden oldu. Ne yazık ki, Türkiye'de televizyon sektörü çok acımasız; bir annenin toplumu bilinçlendirme adına yaptığı konuşmalara, üzgün ruh haline bile tahammül edilemedi. Çünkü söyleşi tarzı programlarda hep neşeli konular, hep kahkahalar atan sunucular isteniyor. Hadi bu acımasızlık reyting için yapıldı; ya Uzun'u sürekli oğlunu anlattığı için ajitasyon yapmakla suçlayanlara ne demeli?

ALLAH YARDIMCISI OLSUN
Sosyal medyada Uzun'la ilgili bir sürü acımasız yorum yapılıyor. Uzun da Milliyet'ten Tülay Tüzün'e verdiği röportajda, en çok bu duruma üzüldüğünü belirtmiş: "Yıllarca bu suçlamalarla karşı karşıya kaldım. Yaşadıklarımı hediye olarak görüyorum. Güçlüymüşüm, kaldırabiliyormuşum ki böyle bir sınavla karşılaşmışım. Hep şükrediyorum. Allah bana ikinci çocuğum Siva'yı verdi, bu benim için çok büyük bir mükafat."
Allah böyle bir sınavdan geçen her ailenin yardımcısı olsun. Otizmli, Down Sendromlu ya da 'çoklu bozukluklarla' dünyaya gelmiş birçok çocuk var bu ülkede. Bu çocuklara sahip anne-babaların hayatları inanılmaz zor.
Normalde Uzun'un devlet ve özel sektörden büyük destek görmesi, birçok sosyal projede, TV programlarında yer alması gerekirdi.
Uzun; bu zorluklarla yaşayan insanların dert ortağı olması, kitap yazması, onlara rol modelliği yapması nedeniyle ödüllendirileceğine; programları yayından kaldırıldı, ajitasyon yapmakla suçlandı. Yazık, söyleyecek şey bulamıyorum.