Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MEVLÜT TEZEL

Kadın cinayetlerindeki algı oyunu

Kadın cinayetlerinin ekonomik, psikolojik vs. birçok nedeni var ama Türkiye'de belli çevreler kadına yönelik şiddet olaylarından muhalefet malzemesi çıkarmanın derdinde. Her kadın cinayetinde fatura iktidara çıkarılmaya çalışılıyor.
Boşanan, aldatılan, kıskançlık krizine giren, işsiz kalan, cinnet geçiren erkeklerin eş ve sevgililerini öldürmesi ya da onlara şiddet uygulamasının hesabı sadece iktidardan soruluyor!
Oysa kadın hakları konusunda son 20 yılda büyük kazanımlar elde edildi, devrim niteliğinde yasalar çıkartıldı.
Kadınlara şiddet uygulayan erkeklere en ağır cezalar AK Parti döneminde kesildi.
Öte yandan muhalif, aktivist, feminist birçok sosyal medya kullanıcısı, kadına şiddet uygulayan kişi muhalif olunca sessizliğe bürünüyor.
Bazıları da kadına yönelik şiddet olaylarının artmasını Türkiye'ye özgü bir durummuş gibi algı oluşturmanın derdinde.
Aslında kutuplaşmanın daniskası kadın hakları mücadelesinde yaşanıyor!

BİZE ÖZGÜ DEĞİL
■ Örneğin medeniyetin beşiği Fransa'da 2019 yılında 149 kadın eşi veya sevgilisi tarafından öldürüldü.
■ Almanya'da 2018'de 114 bin 393 kadın fiziki şiddete maruz kaldı ve 122 kadın cinayete kurban gitti.
■ Polonya'da her yıl ortalama 65 bin kadın şiddete uğrarken, 400'den fazla kadın eşleri ya da partnerleri tarafından öldürülüyor.
Eşitlik ve Özgürlük Vakfı STER, Polonyalı kadınların yüzde 20'sinin tecavüz kurbanı olduğunu söylüyor.
■ Litvanya'da yılda 30 bin kadın şiddete maruz kalırken, Belaruslu kadınlarınsa yüzde 77'si hayatlarında en az bir kere şiddet görüyor.
■ Çekya'da kadınların yüzde 34'ü cinsel ve fiziksel şiddete maruz kaldıklarını belirtirken, Slovakyalı kadınlar içinse bu oran yüzde 36. Macaristan'da kadınların yüzde 27'si cinsel, psikolojik ve fiziksel şiddete uğruyor. Romanya'da her yıl ortalama 84 kadın öldürülüyor.
■ 2017 yılında Belçika'da 100'ü aşkın kadın cinayete kurban gitti. Belçika'da her yıl 45 bin kadın erkek şiddetine maruz kalıyor. 2019 yılında İngiltere'de 111 kadın öldürüldü.
Özetle kadına yönelik şiddet, bazılarının yansıttığı gibi Türkiye'ye özgü bir sorun değil, tüm dünyanın ortak sorunu!
Elbette bu sorunu çözmek için çok çalışacağız.

İngilizce'yi ayıklama zamanı
Türk Dil Kurumu, tabelalardaki İngilizce isimlere dair kapsamlı bir rapor hazırladı. İngilizce isimlerin ayıklanarak Türkçe'nin korunması için yasa çıkarılması hedefleniyor.
AVM, otel ve lokantalarda İngilizcenin fazlasıyla kullanıldığına dikkat çekilen raporda; ikinci bir dil olarak İngilizce kullanılabileceği, ancak ilk isimlerin Türkçe olması gerektiğine dikkat çekildi.
Güzel Türkçemiz resmen işgal altında. Dilimize giren Batı kökenli yabancı sözcük sayısı 10 bin civarında. Bir de 'plaza Türkçesi' diye bir şey gelişti. Bazıları 'odaklanmak' yerine 'fokuslanmak', yönetmek yerine 'manage etmek', taramak yerine 'scan etmek', nakit yerine 'cash' diyor. Oysa havalı olsun diye kullanılan İngilizce, Türkçe'den sekiz asır sonra yazı dili olabildi!
Umarım İngilizce isimleri ayıklama yasası sadece tabelalarla sınırlı kalmaz.

Korona koşusu
Kabataş iskelesinde kadın ve çocukların da aralarında bulunduğu yüzlerce kişi Ada vapurunda yer kapmak için koşunca bu ibretlik görüntü çıktı ortaya. Sosyal mesafeyi umursayan yok. Korona koşusu bu olsa gerek!
Ulaşımda büyük kalabalıkları yönlendirmenin de bilimsel yöntemleri var.
Yani planlı çalışılsa Kabataş'ta bu izdiham oluşmazdı! Örneğin yakında kamu çalışanları farklı saatlerde iş başı yapacaklar ve bu da trafiği rahatlatacak. İşte bunun gibi sosyal mesafeyi koruyacak yöntemler üretmeliyiz.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA