Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MEVLÜT TEZEL

Aşı patentleri serbest bırakılmalı

Yeni belanın adı; Omicron varyantı. Daha hızlı yayılıyor ve bu varyantın hastalığı geçiren kişilerde tekrar etme potansiyeli var.
Uzmanlar yeni varyantla ilgili "Virüsün bizim sağlıklı hücrelerimizle ilk temasını sağlayan kısımlarına iyice yakından bakıldığında bu bölümde orijinal virüse göre 10 farklı mutasyon olduğu görülüyor" diyor. Oysa dünyada en son hızla yayılan Delta varyantının bu kısmında sadece iki mutasyon vardı.
Birçok ülke gibi Türkiye de başta Güney Afrika olmak üzere bu varyantın çok görüldüğü ülkelere uçuşları iptal etti. Ama Omicron çoktan Avrupa'ya ulaştı.
Başta Avrupa kıtası olmak üzere birçok ülkede önlemler artırıldı. Örneğin İngiltere'de yeniden kapalı alanlarda maske takma zorunluğu getirildi. Ülkemizde de kapalı alanlarda maske takma zorunluluğuna harfiyen uyulacak tedbirler alınmalı.



KÂRLARI ARTACAK

Omicron varyantı, Kovid-19 salgınıyla mücadelede tüm ülkelerin ortak hareket etmesi gerektiğini bir kez daha gösterdi. Afrika'da ya da başka bir kıtada yeterince aşılama yapılmıyorsa, yeni varyantlar dönüp dolaşıp yine sizi buluyor! İstediğiniz kadar önlem alın, uçuşları iptal edin, tüm ülkeyi aşılayın yine bir şey değişmiyor! Aşılanma oranı çok düşük bir ülkede çıkan yeni bir varyant, tüm dünyayı etkiliyor.

BioNTech'ten "Kovid-19 aşısını 6 haftada Güney Afrika'da görülen Omicron varyantına göre geliştirebiliriz" açıklaması geldi. Bu açıklamadan benim anladığım şu; başta BioNTech olmak üzere, Kovid-19 aşısı geliştiren şirketler devasa kârlarını daha da artıracaklar. Her yeni varyant için mevcut aşılar geliştirilecek ve milyarlarca insan yeniden aşı olacak.

Aşılar ilk çıktığında tüm insanlık adına patentlerin serbest bırakılması gerektiğini söyledik ama zengin ülkeler önce aşı stokladılar, sonra da ilaç firmaları sayesinde kâr etmek için patentlerin serbest bırakılmasını engellediler.
Dostlar alışverişte görsün diye bazı ülkelere göstermelik aşı bağışları yapıldı ve yoksul ülkeler kaderlerine terk edildi.
Omicron varyantı, tüm dünyanın acilen aşılanması gerektiğini ve bunun için de aşı patentlerinin serbest bırakılması gerektiğini gösteriyor.
Aşı şirketleri daha çok kar edecek diye küresel ekonomik sistem yine darbe mi alacak? İnsan ırkının geleceği tehlikeye mi girecek?

***


HAZAL VE FEMİNİST ARKADAŞLARININ ÇELİŞKİSİ
Hazal Kaya, katıldığı bir programda küfür eylemiyle ilgili şu ilginç açıklamayı yaptı:
"Şöyle bir savım var. Bunu feminist avukat bir arkadaşımla tartıştım ve aynı yere vardık. Cinsiyetçi küfürlerin tamamını, kadınlar ve LGBT bireyler birbirine edebilsin. Biz birbirimize bu küfürleri edebilelim, siz etmeyin abi! Zira bu küfürler bizim uzuvlarımız ve varoluşumuzla ilgili. Bu yüzden biz edelim, siz etmeyin."



Kadın, erkek fark etmez o küfürleri hiç kimse etmesin demek varken niye böyle konuşur bir insan. Muhtemelen kendini farklı, marjinal göstermek ve dikkat çekmek için bunu yapar.
Hazal ve feminist arkadaşlarının önerisinde büyük bir çelişki var. "Biz öyle küfür edelim" derken bile erkek uzvunu ve eylemini kullanıyorlar! Ayrıca "Sadece biz öyle küfür edelim" önerisi de feminist bir ayrımcılık olmuyor mu?

***


KÜFÜR TARTIŞMASI BİTMEZ!
'Küfür' meselesi psikologların, dil ve toplum bilimcilerinin bile içinden çıkamadığı bir tartışma aslında. "Kavga etmek yerine küfür etmeyi seçen ilk insan uygarlığın kurucusuydu" diye bir söz var. Bu sözün Sigmund Freud'a ait olduğu iddiası doğru değil ama bu sözde doğruluk payı olduğunu gösteren araştırmalar var.
Küfür etmek bir konu hakkında nasıl hissettiğinizi detaylı açıklamanızı veya fiziksel kavgaya girmeden anlatmanızı da sağlıyor. Kavgayı, fiziksel şiddeti önleyici bir tarafı var. Bazen de şiddeti artırıyor. Hatta cinayetlere neden oluyor. Kadın cinayetlerinde mahkemedeki en klişe savunma "Erkekliğime laf etti, kendimi tutamadım" oluyor.



Bazı bilimsel çalışmalara göre bir zeka göstergesi de sayılan küfür, ağrıya dayanıklılığı bile artırıyor.
Araştırmacılar sövmenin vücuttaki, morfin gibi ilaçların yatıştırma etkisine benzeyen, doğal, ağrı kesici kimyasalların salgısını harekete geçirdiğini öne sürdü.
Örneğin ayak parmağınızı bir yere vurunca duyulan acı, en nazik insanların bile küfür etmesine yol açabiliyor. Küfür etmek neredeyse bir refleks!
Ünlü İngiltere psikiyatr Neel Burton'a göre küfür etmek kan dolaşımı ve endorfin yükselmesine neden oluyor. Bu da insana genel sakinlik ve iyilik hissi veriyor.
'Küfür Etmek İyi Gelir' kitabının yazarı Dr. Emma Byrne, araştırmaları sırasında karşılaştığı en ilginç örneği şöyle açıklıyor: Beynin sol tarafı hasar görmüş felçli biri konuştuğu dili unutuyor ama küfretmeyi unutmuyor
Tabii ki tüm bu örnekler zekice bahaneler. Küfretmeyi savunmuyorum, keşke hiç küfür olmasa ama lanet olsun küfür ediyoruz işte!

***


CURLING'DE ŞAMPİYON OLMAK
A Milli Erkek Curling Takımı, B kategorisinde mücadele ettiği Avrupa Şampiyonası'nda Rusya'ya 4-3 üstünlük kurarak, birinciliği elde etti. Bence bu spor sayfalarında manşetlere çekilecek bir başarı.
Türkiye Curling Federasyonu Başkanı Kenan Şebin'in şu açıklaması başarının büyüklüğünü ortaya koyuyor zaten: "Rakiplerimiz 150 yıldır bu kış sporuyla ilgilenirken, Türkiye'de biz daha 10 yıldır bu sporu oynuyoruz."
Eskiden farklı spor dalları denince akla Amerikan futbolu, beyzbol gibi bize yabancı olan spor dalları gelirdi. Şimdi ise hemen hemen her spor dalında yarışıyoruz.
İddialı olduğumuz dalları kısıtlı ama her spor branşına bir yerden başlamak lazım, işte bunu artık yapıyoruz. Buna en güzel örneği de 'curling'de 10 yılda Avrupa şampiyonu olmamız.

***


Altyazı
"Bak Mathilda, insanlar için gözlerini feda etsen, zaten kördü derler." (LEON)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA