Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MEVLÜT TEZEL

En dürüst vatandaş: CZN Burak!

CZN Burak'ın mahkemede aylık gelirinin 30 bin TL olduğunu açıklaması hala gündemde.
Çünkü Burak büyük tepki çeken gelir beyanından sonra kendini savunurken yaptığı açıklamalar yeni tartışmalara neden oluyor.
En son sosyal medyadan şu açıklamayı yaptı: "Herkesin kazancı kendini ilgilendirir. Beni yakinen tanıyan herkes babam ile çalıştığımı bilir. Birinin hakkını yiyecek en son kişiyim. Beni kimse kendisiyle karşılaştırmasın."
Instagram'da 41 milyon takipçisi olan, yeni şubeleriyle dünyaya açılan Burak'ın hiç mi basın danışmanı yok?
Burak'ın babasıyla tanıştığını kaç kişi bilir? Örneğin ben yeni öğrendim.



HOŞ OLMADI
'En son kişiyim' sözü de hoş olmadı. Yani Burak kimsenin hakkını yemem ve herkesten daha dürüstüm diyor! 'Beni kimse kendisiyle karşılaştırmasın' ifadesinde ise ben sizden daha dürüstüm, beni eleştirenler benden dürüst olmayabilir anlamı çıkabilir.
Birçok hayır işi yapan, yardım dağıtan birisine yakışıyor mu bu narsist sözler!
CZN Burak'ın aylık gelirinin 30 bin TL açıklanması aslında Türkiye'de vergilendirmede yaşanan sorunların en net örneğidir.
Bu açıklamadan ben Burak'ın şirketini babasının üzerine yaptığını çıkardım. Belki de Burak kendisini şirketin çalışanı ya da küçük bir hissedarı da göstermiş olabilir. Vergisini şirketin kazandığı paradan veriyor da olabilir. Burak bütün harcamalarını şirket üzerinden yapıp, bazılarını masraf olarak gösteriyor da olabilir. Ünlü işletmeci belki de büyüme stratejisi ile kazandığı parayı şirket için yatırım yapmak için şirket hesabına bırakıyor da olabilir.
Birçok iş insanı bu yöntemleri uyguluyor zaten. Bu sayede mümkün olduğunca az vergi ödeniyor.
Burak ülkemizde mahkemede aylık gelirini düşük gösteren ne ilk kişidir ne de son kişi olacaktır.
Örneğin maaşınız 20 bin liradır ama çalıştığınız şirket SGK'yı asgari ücretten yatırıyor olabilir. Tazminat davalarında, nafaka belirlenirken vs. birçok insan maaşını SGK'ya yatan tutar olarak gösterir.
Ülkemizde ne yazık ki, kuyumcusundan bakkalına, avukatından dişçisine şarkıcısına özel mesleklerde çalışanlar ve esnaf, gelirini genelde düşük gösterir. Vergisini asgari ücretten öder.
Çünkü birçok ülkede olduğu gibi Türkiye'de de girişimcilik desteklenir.
Ticaret yapan, üretim için fabrika açan, şirket kuran vs. girişimcilere, özel ve serbest meslek sahibi insanlara vergi kolaylığı sağlanır.
Ne yazık ki, şirketler, esnaflar, sanatçılar, özel sektörden birçok insan vergiyi düşük vermek için vergi sistemindeki açıklardan faydalanır.
Ülkemizde vergisini hakkıyla ödeyen bordrolu çalışanlardır. Çok kazanıp ödemesi gerektiğinden az vergi ödeyenler yüzünden verginin çoğu dolaylı vergiler ile toplanır!

***


MADEN SUYU CENNETİYİZ AMA...
Efsaneye göre Frigya Kralı Midas'ın güzeller güzeli kızı hastalanır. Hastalığına bir çare bulunamayan kız, kendini dağlara atar ve günlerden bir gün sıcak bir su kenarına gelir. Bu su ile yıkanan kızın hastalığı iyileşir. Midas da sıcak suyun etrafında hemen tesisler yaptırır.
Maden suyunun hikayesi bu topraklarda M.Ö. 8. yüzyıla kadar uzanır. Afyon'da Büyük Frig medeniyetine hayat veren Gazlıgöl hâlâ şifa dağıtmaya devam eder.



Maden suyu sindirim sistemi dostudur. Böbrekler, idrar yolları ve mideyi korur. Kemik yapısını güçlendirir. Kabızlığa iyi gelir. Safra kesesi ve pankreas fonksiyonlarını destekler. Maden suyunun faydaları saymakla bitmez.
Hep karıştırılıyor soda, maden suyu değildir. Yerkabuğunun çeşitli derinliklerinde uygun jeolojik şartlarda, maden suyunun oluşması için 50 ile 100 yıl arası süreye ihtiyacı vardır. Mineral oranı 1000mg/L üstü olan sulara maden suyu denilir.
Ülkemizde tam 225 adet maden suyu kaynağı var. Ancak Avrupa'da yıllık maden suyu tüketimi kişi başı 150 litre iken Türkiye'de yaklaşık olarak 5 litre!
Bugün maden suyundan bahsetmemim nedeni ise Kızılay Doğal Maden Suları tarafından ikincisi düzenlenecek olan Uluslararası Maden Suyu Kongresi'nin 17- 18 Kasım'da İstanbul'da düzenlenecek olması.
Ana teması "Bir Ömür Maden Suyu" olarak belirlen kongre boyunca maden suları hakkında merak edilenler çok sayıda üniversiteden uzman akademisyenlerin katılımıyla ve bilimsel gerçeklerden yararlanılarak masaya yatırılacak. Kongrede atölye çalışmaları da düzenlenecek.
Bu kongreyi önemli buluyorum çünkü maden suyu tüketimini artırmak için farkındalık yaratmalıyız.

***


KEBABIN YANINDA HUMUS, MANTAR OLUR MU?
Kebabın yanında servis edilen 10'a yakın meze ve salatanın çoğunun israf olması,'9-16 Ekim Beslenme ve Gıda İsrafını Önleme Haftası' dolayısıyla yeniden gündeme geldi.
İyi de oldu.



Özellikle Adana, Gaziantep, Urfa gibi kebapçılarıyla meşhur illerde restorana gidip bir porsiyon kebap istediğinizde masaya bazen 8-10 çeşit meze geliyor.
Eskiden ezme, soğan, mevsimine göre salata gelirdi. Hadi közlenmiş ya da turşu acı biberi de normal sayalım. Son yıllarda mantar, humus, fındık lahmacun da gelmeye başladı.
Masanın zengin gözükmesi güzel ama bu meze ve salataların çoğu yenmiyor ve atılıyor.
Böylece her kurulan kebap sofrasında büyük israf oluşuyor. Ayrıca bu meze ve salataların bir maliyeti var!
Kebaba ödediğiniz para aslında masaya gelen meze ve yeşillikleri de kapsıyor. Bu durum serpme kahvaltılarda da geçerli. Bazen masaya gelen kahvaltı çeşitlerine dokunulmuyor bile! Çatalın ucuyla aldığınız kahvaltı çeşitleri çöpe gidiyor!
Künefe tatlı yiyorsunuz yanında, süt, elma, mandalina, çikolata vs. getiriliyor. Künefe tatlısı ağır olduğu için yanında gelenlere dokunulmuyor.
Yeme içme mekânlarında yapılan sunum şovları da israfa neden oluyor. Yemek kültürümüzün de acilen israfı önlemeye yönelik projelere ihtiyacı var!

***


Altyazı
"Hayat, arada bir mutlu reklam arasının verildiği uçsuz bucaksız bir tren kazası gibidir." (Deadpool)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA