Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MEVLÜT TEZEL

Taahhütte bulunup yardım yapmayanlar kimler?

İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen vatandaşlar için düzenlediği 'Bir Kira Bir Yuva Özel' programına pek çok siyasetçi ve vatandaş katkı sağlamıştı.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer toplanan 237 milyon liranın 90 milyon lirasının çadır ve konteyner için, 109 milyon lirasının da, "Bir Kira Bir Yuva" için kullanıldığını, kalan 38 milyon liranın ise Umut Hareketi'ne aktarıldığını açıkladı.



Ancak kampanyada taahhüt edilen yardım 330 milyon liraydı. Yani yardım için taahhüt edilen 92,5 milyon lira yatırılmadı!
Ekrandan milyonlarca insanın izlediği yardım kampanyaları aynı zamanda bağışta bulunanlar için büyük bir imaj çalışması oluyor.
Özelikle şirketler ve kurumlar taahhüt ettikleri yardımlarla büyük reklam yapmış oluyorlar.
Halkın gözünde yardım yapan markaların değeri artıyor. Markanın değerini artıran bu pozitif etkiyi büyük reklam kampanyaları bile yapsanız sağlayamazsınız.



Hem canlı yayında marka reklamı yapıp hem de taahhüt edilen yardımı yapmamak büyük skandal. Daha önce de bu tarz vakalar yaşandı.
Bedavadan reklam yapıp söz verdikleri para yardımlarını yapmayanlar oldu.
Bu vicdansızlar mutlaka ifşa edilmeli. Soyer, taahhüt ettikleri yardımları yapmayanları tek tek açıklamalı.
Bedavadan markalarının reklamını yapıp taahhüt ettikleri yardımları yapmayanlara ağır cezalar verilmeli!

***


EVİNİ DENEYEREK AL!
Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde bir vatandaş, oturduğu sitede komşularının yaptığı gürültüden rahatsız olduğunu belirterek, "Alt kattaki kötü insanlardan dolayı daha kötü insanlara satılıktır" yazısı ile dairesini satışa çıkardı.
Bu dairenin değerinde satılacağını düşünmüyorum. Kimse belalı biriyle komşu olmak istemez! Fiyat düşürse belki almayı düşünenler olur.
Eminim bu ilanı görüp hak veren çok olmuştur. Birçok insan komşusundan şikâyetçi. Şikâyetçi olanlardan da başkaları şikâyetçi!
Gürültü, park yeri tartışması, yemek kokusu, apartman masraflarından kaçmak, pazar sabahı temizlik yapmak, tadilat yapmak, onlarca kedi-köpek beslemek vs. birçok nedenden ötürü insanlar komşularıyla kavgalılar.



Bu kavgalar bazen ölümcül olacak dereceye ulaşıyor ve bunları üçüncü sayfa haberlerinde okuyoruz.
Atalarımız "Ev alma, komşu al" diye boşuna söylememişler.
Belalı, kötü bir komşu sizi milyon dolarlık evi bile aldığınıza pişman edebilir.
Aslında satın alınacak konutlarda bir ay kalma, deneme süreci olmalı.
İnsanlar altındaki, üstündeki ve yanındaki komşuların nasıl bireyler olduklarını deneyimleyerek öğrenmeliler.
Peki, böyle bir satış modelini kabul edecek ev sahipleri olur mu?
Bu yazıyla emlakçılıkta yeni bir alan açıyoruz galiba; evini deneyerek satın al!

***


EN İYİSİ MÜSTAKİL EV
Popüler bir emlak sitesi, Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından müstakil konut arama oranının yüzde 1.541 arttığını açıkladı.
Dikkatinizi çekerim; yüzde 100 değil! Yüzde 1541! Deprem korkusu işte böyle bir şey!
İnsanlar ya Kırklareli, Kastamonu, Ankara gibi illere ya da deprem olduğunda içinden sağ çıkacağını düşündüğü tek katlı müstakil evlere yöneldiler.
Aslında müstakil evin başta bahçesi ve park alanı olmak üzere birçok artısı var.



Ayrıca kavga edecek komşu yok, aidat yok, park sorunu yok, gürültü yok vs.
Müteahhitler daha çok kazansınlar diye 84 milyonluk bir ülke genelde bitişik nizam, üst ütse, sıkış tıkış apartmanlarda oturmak zorunda kaldı.
Cumhuriyet tarihi boyunca da hiçbir lider çıkıp da "Yahu bu ülkede hepimizin müstakil evlerde oturacak kadar alan var" demedi. Daha önce de yazdım; Türkiye'nin karasal yüzölçümü 769 bin 632 km2.
Ülkenin yarısından fazlası, yükseltisi 1.000 metreyi aşan yüksek alanlardan oluşsa da... Ayrıca ülkenin yaklaşık üçte biri orta yükseklikteki ovalar, yaylalar ve dağlardan oluşsa da...
84 milyon insanı tamamını üçerli gruplar halinde müstakil evlerde oturtabilirsiniz.

***


EN ÇOK KİMİ ŞİKÂYET ETTİK?
Ticaret Bakanlığına geçen yıl ulaşan tüketici şikâyetlerinde ilk sırayı 35 bin 20 başvuru ile internet alışverişleri olarak da bilinen "mesafeli sözleşmeler" aldı.
İkinci sırayı ise 28 bin 576 başvuruyla "ayıplı mal ve hizmetler" aldı. Aslında bu iki şikâyet birbirinin devamı.
Mesafeli sözleşmeler kapsamında, internet alışverişleri gibi satıcı ile tüketicinin eş zamanlı fiziksel varlığı olmadan uzaktan iletişim araçları yoluyla kurulan sözleşmeler yer alıyor.



Tüm sorun da bu uzaktan iletişimde ortaya çıkıyor. İnternetten görüp aldığınız ürün ya aynısı çıkmıyor ya daha kalitesizi çıkıyor ya da o ürün size hiç ulaşmıyor!
Artık internet çağında yaşıyoruz.
İnsanlar internet üzerinden alışveriş yapıyor.
Bu alışverişlerde tüketiciyi koruyacak yasalar artırılmalı.
Ayrıca internette alışverişi yöneten siteler, uygulamalar tüketiciyi mağdur etmeyecek şekilde çalışmalı!
Dolandırıcılık yapanlara karşı daha sıkı önlemler alınmalı.
Tüketiciye her ürün için doğru ve zamanında teslimat garantisi verilmeli!
Alışveriş siteleri ben üretici ile müşteri arasında aracıyım diyerek dolandırıcılık vakalarından kolayca sıyrılmamalı.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA