Mustafa Erdoğan'la pazar sohbeti devam ediyor. Bu kez Anadolu Ateşi ve Troya gösterisinde sahneye çıkan ya da çıkmaya hazırlanan dansçıların yaşam tarzıyla ilgili ilginç ayrıntılar var. Dansçı olmak kolay sanıyorsanız, okumaya devam edin...

Çalışma temponuza dayanamayıp istifa eden dansçı var mı?
Olabilir yani... (gülüyor) Üç sene, beş sene çalıştıktan sonra 'ben yoruldum, yaşım da geldi, artık başka bir şey yapmak istiyorum' diyenler olabilir, normal.

Dansçılara askeri disiplin uygulanıyor mu sahiden?
Askeri disiplin değil ama her sahne gösterisinde olması gereken bir disiplin var. Bu da yaptığımız işe saygının gereği. Bizi izlemeye gelen insanlar, sahnede hata izlemek için gelmiyor ki! Hata yapmaya hakkımız yok. Bir gösterinin başarısı en kötü dansçının çizgisiyle, düzeyiyle ölçülür. Seyirci çok seçicidir, hemen en zayıfı bulur ve onu takip eder, senin de notunu ona göre verir. Biz ona o zayıf halkayı göstermemek durumundayız.

Ne kadar despotsunuz peki?
Estetikle uğraşan sanatçılarız. Dolayısıyla özel bir yaşam tarzı oluşturmamız gerekiyor, bunun adı da 'dansçı gibi yaşamak'. Bu da dünyadaki en zor işlerden biri. Bunun gereği neyse onu yapıyoruz.

Peki söyleyin; dansçı nasıl yaşamalı?
Türkiye'deki algı şöyledir; sanatçılar bohemdir, serbesttir, özgür kişiliklidirler ve rahat çalıştıklarında üretebilirler. Bu genel olarak doğrudur ama sahne disiplin yeridir. İkincisi, Anadolu Ateşi dansçılarının bir temsil sorumlulukları vardır. Türkiye'nin milli takımı gibi, gittikleri her ülkede Türkiye insanını temsil ederler, Türkiye kültürünü temsil ederler. Bu; sahnede yaptıkları işte de, provada da, otelde de kendini göstermelidir. Biz bir otelden çıktığımızda o otel çalışanları bizim odamıza girdiklerinde o odayı temiz bulmalıdırlar.

İçki ve sigara tamamen yasak mı?
Sigara yasak, içki kontrollü bir şekilde ve belirli bir seviyede tutmak kaydıyla. Ama gösteri zamanı asla! Tatilde, evlerinde içsinler, onlar bizi ilgilendirmez.

Bir başka ülkeden dönüyorsunuz mesela. Freeshop'ta ucuz olduğu için ailesine, evine götürmek istiyor içkiyi?
Biz sigara ticareti, içki ticareti yapmaya gitmiyoruz. Biz kitap almayı, DVD almayı tercih ederiz. Ama oranın milli bir içkisi vardır falan, böyle istekleri olabilir, babasına, amcasına götürüyordur. Onu bize söyler, yardım ederiz.

Dansçınızla niye tartıştınız o zaman?
Bunu niye konuşayım şimdi!

E merak ediyoruz...
Haklı çıktık biz, görüntülerin yayınlanması yasaklandı zaten. Konuşmaya gerek yok.

Yeme-içme durumları peki? Diyetisyen şart mı sürekli?
Turnede kaldığımız otellerdeki mönüyü bizim doktorumuz belirler. Mönünün geniş olduğu yerlerde de ne yemeleri gerektiğini bilirler zaten. Sağlamayı da ayda bir, kas-yağ ölçümüyle yapıyoruz. Ne yedikleri o zaman anlaşılıyor!

Peki seks hayatlarına karışıyor musunuz?
Daha neler! (kahkahalar atıyor)

Maça çıkan futbolcular etkileniyor bundan, dansçıların da temposu düşmez mi hocam?
Yok, böyle bir sınırlandırma yok. Bize ne ya!

O kadar yüksek bir tempo ki, kalp krizi geçirme riski falan?
Herkesi sağlık kontrolünden geçirdikten sonra kadroya alıyoruz. Kemik ve kas oranları dansa uygun mu bakılır mutlaka.