Türkiye'nin en iyi haber sitesi
TUBA KALÇIK İLE GÜNDEME DAİR TUBA KALÇIK

‘Depremzedelerın büyük bır kısmında akut stres bozukluğu görülüyor’

Geçtiğimiz hafta yaşanan Elazığ depremi ile ülkece yasa boğulduk.
Türkiye bu acı tablo karşısında adeta kenetledi. Bazı provokatörler dışında her kesimden insan yardım eli uzatmak için çırpındı. Can ve mal kaybının yaşandığı Elazığ depremi toplumsal psikolojimizi de derinden etkiledi. Ben de bu etkileri konuşmak için Psikolog ve Aile Danışmanı Özge Yıldız'ı aradım.
Depremin her insanda farklı reaksiyonlara yol açtığını belirten Yıldız, sözlerine şöyle devam etti:
"Depremin ardından ortaya çıkan ilk reaksiyon, duygusal tepkisizlik, gerçeklik algısının yitirilmesi ve zaman algısında anormalliklerdir. Depremden birkaç gün sonra anksiyete, korku ve uyku bozuklukları gibi tepkiler de ortaya çıkabilir.
Depremzedelerin büyük bir kısmında felaketten sonra akut stres bozukluğu görülüyor.
Uyku ve odaklanma sorunları ortaya çıkabilir. Yaşananlar zihinde sürekli canlanabilir.
Yani deprem korkusu yaşayan ve bu durum ruh sağlığını etkileyen kişilerde karanlık korkusu, kalp hızında artış, titreme, terleme, baş dönmesi, sallanma, kalp çarpıntısı, baş ve vücut ağrısı gibi birçok fiziksel belirtiler görülür. Normal hayatımıza devam ederken ortaya çıkan ani değişime aynı hızla uyum gösterebilmek, insan psikolojisi için çok zordur."

OLAY KABULLENİLMELİ
Depremin psikolojimizde yarattığı olumsuz etkileri aşmak için nelerin yapılması gerektiğini sorduğumda ise Yıldız şunları söyledi:
"Yapılması gereken, ilk yaraların sarılmasından sonra, yaşanan trajediyi kabullenmek, yaşamı yeniden anlamlandırılmak ve kalınan yerden yaşamaya devam etmeye çalışmak olacaktır. Korkunuzu bastırmayın, anlaşılmayacağınız endişesiyle yaşadıklarınızı içinize atmayın. Çünkü tepkisizlik, travmayı daha ağır yaşamınıza sebep olur. Görmezden gelerek bu duygularla başa çıkmaya kalkışmak tahmin ettiğinizden daha ciddi sonuçlar doğuruyor.
Kaçınma davranışları dediğimiz, en başta sizin için çözüm gibi görünen davranışlardan uzak durun. Çocuğunuzla beraber yatmak, kapıyı kapatmamak, kilitlememek, karanlık odada uyumaktan kaçınmak gibi hareketlerden kaçının. Ancak korkularınızın üzerine yavaş yavaş gidin, bir anda tüm kaçınma davranışlarını durdurmaya çalışmayın.
Çocuğunuzun sizi taklit ettiğini unutmayın, ona ruh halinizi belli etmeyin. Eğer uykuya dalmakta güçlük çekiyorsanız gün içinde meditasyon, spor gibi hem rahatlamanızı, hem de uykuya dalmanızı kolaylaştıracak aktivitelere mutlaka zaman ayırın. Sağlıklı beslenmeye dikkat edin. Alkol gibi maddelerden mümkün olduğunca uzak durmaya çalışın."

HABER İÇERİKLERİ ÖNEMLİ
Psikolog Özge Yıldız'a son olarak da deprem dönemlerinde toplumsal psikoloji açısından medyanın haber içeriklerinde nelere dikkat etmesi gerektiğini sordum.
İşte cevabı:
"Medya tabii ki hepimizin her konuda bilgilendiği sonsuz bir dünya fakat bilgilendirmekle zihni bulandırmak arasında ince bir çizgi var. Unutmayalım ki artık çocuklarımızın ulaşamayacakları hiçbir mecra kalmadı. Bu açıdan medya özellikle böyle dönemlerde haber içeriklerini çocukların izleyebileceğini de göz önünde bulundurarak hazırlamalı. Ve unutulmamalı ki, çocukların zihninde kalan bazı acı görüntüler ilerideki yaşamlarını etkileyecek şekilde onlarda travmaya yol açıyor. Medyaya da sağlıklı nesillerin yetişmesi için bu konuda sorumluluk düşüyor."

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA