Türkiye'nin en iyi haber sitesi
NİHAT HATİPOĞLU

Önyargımızın kölesi olmayalım

Bazı kişiler vardır ki önyargılıdırlar. Onlar için birinin iyi veya kötü olması önemli değildir. Onun için önemli olan kafasındaki şablondur. Doğrunun peşinde koşmaz, adil de değildir. Kin ve nefretini din haline getirmiştir. Aklına ve nefsine tapınır. Birini sormuşsunuzdur, "Ya o mu?" diye başlar, hakareti basar. "Tanıyor musun onu?" diye sorsanız, "Tabii ya futbolcu işte" der. Halbuki sorduğunuz kişi sanatçıdır. Bu kadar da cahil ve kördür.

ŞEYTANIN MASKARASI
Bir kamera ile haysiyet avına çıkanlar vardır. Önyargılı adam mikrofonu görünce aniden fırlar. Birdenbire futbolcu, sanatçı, savaş muhabiri, din adamı, ekonomist, spor yorumcusu, siyaset bilimcisi kesilir. Her konunun uzmanıdır. Dur diyemezsin. Kendince hükümet kurar. Bütün çözümsüz işlere çözüm bulur. Atar, tutar, küfrü basar. Bilgisini sorsanız teneke gibi tamtakırdır. Saygısızdır. Kendince ilericidir, onun dışındakiler yobazdır.
"O mu? O dinci dinci" der. Müslümanlığın, dinin, dindarın farkını bilmez. "Dinci" deyince ona göre karşısındakinden kurtulmuş, onu mahkûm etmiştir. Halbuki adamı biraz deşerseniz ne Kitap'a, ne Peygamber'e, ne namaza, ne oruca, ne de dinin diğer "evet" veya "hayır"larına itibar eder. Kalbi temiz ya!? Yeter bu. Hayatı boyunca böyle yaşadı. Şeytanın maskarası oldu. Şeytan onunla böyle "karin", yani "dost" oldu. Dinle hiçbir ilgisi olmayan bazılarının Müslümanlara taktığı bir çirkin sıfattır "dinci".
Adam "Ben problemliyim" demiyor, başkalarına çamur atmakla meşgul. Kendisiyle aynı ideolojiyi savunmayanları hemen kötülemeye başlar ama aynı ideolojiye sahip olanları göklere çıkarır. Bu kadar bağnaz, tutucu ve boştur. Kimine "helal" der, kimine "haram". Kriteri ne? Önyargılı kafasındaki şablondur. Adam sanki adalet divanı.

KUL HAKKI TANIMAZ
Önyargılı adam yalancıdır. Bir din adamını sor; beğenmiyorsa çirkin sözlerle iftiraya başlar. "Doğru mu bu dediklerin" dersin, "Ya öyle diyorlar işte, böyle duydum" diye dolap beygiri gibi döner durur. Ne bilgisi vardır ne ilgisi; ne edebi vardır ne insafı. Ne de adalet duygusu. Kötülediği herhangi birini sorun, "Beraber yolculuk, komşuluk veya alışveriş mi yaptın? Sana zararı mı oldu?" diye, "Yok olmadı, görmedim" der. "İyi de niye saldırıyorsun o zaman?" dersin, "Öyle söylüyorlar, öyle yazıyorlar" der. "Bozacının şahidi şıracıdır" derler ya, o hesap.
Mikrofonu uzat, önyargılı bağnaz adam kul haklarından dem vurur. Güya kul hakkının savunucusudur. Halbuki eline imkân geçse ne kul tanır, ne de hak! Başkasına "haram" saydığını, kendine "helal" görür. "Ne yapayım yani, ihtiyacım vardı" der. Bu kadar da basit. Bu türlerin -ki bu her kesimde vardır- hakkaniyet ve dürüstlüğü menfaatine dokununcaya kadardır. Hele bir dokunun menfaatine, ifrit kesilir başınıza. Kul hakkından bahseder, "Hakkımı helal etmiyorum" der. Ama sadece bir konuşmada onlarca iftira atar, kul hakkı çiğner, haksızlık yapar. Sonra da kendini cennetin en feyizli misafiri görür. Yaptığının farkında da değildir.

İNSAF EHLİNE İKİ AYET
Bu insanlara hakikati anlatmanız mümkün değil. O, hakikati arayan, hakikati egosuna kurban etmeyen bir duruş sergilemez. Bu dünyaya yük olmuş, boş gelmiş, boş gidecek, belli. Kalbi mühürlüye Kitap ne yapsın, Resulullah (SAV) ne yapsın? Ama bu tipleri ciddiye almayan, objektif düşünen, rasyonel bir akla sahip insaf ehline faydası olur diye iki ayeti hatırlatmak istiyorum vesselam.
"Ey iman edenler! Bilmeden birilerine zarar verip de sonra yaptığınıza pişman olmamanız için, yoldan çıkmışın biri size bir haber getirdiğinde doğruluğunu araştırın." (Hucurat/6).
"Ey iman edenler! Allah için hakkı titizlikle ayakta tutan, adaletle şahitlik eden kimseler olun. Bir topluma olan kininiz, sakın ha sizi adaletsizliğe itmesin. Adil olun. Bu, Allah'a karşı gelmekten sakınmaya daha yakındır. Allah'a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır." (Maide/8).

***

FAL, KEHANET VE YILDIZNAMELERLE GELECEĞİ BİLMEK MÜMKÜN MÜ?
Kur'an-ı Kerim'de gelecek -gaybbilgisinin ancak yüce Allah'a ait olduğu belirtilir. "O gaybı bilendir. Bildirmek istediği peygamberler hariç hiç kimseye gaybı bildirmez." (Cin/26-27). Peygamberimiz (SAV) de "Gayb bilgisinin sadece Allah katında" olduğunu ifade etmiştir. (Müsned, 1, 391). Yüce Allah bildirmedikçe Peygamberler de geleceği bilemezler. (Müslim, İman, 287). Hz. Peygamber, gayb bilgisine sahip olduğunu iddia eden kişinin imanının tartışılır hale geleceğini söylemiştir. (Kurtubi) Bu nedenle fal, kehanet veya yıldızname yoluyla gaybı bilme iddiasında olan kişiler yanlış yoldadır.
Cuma ve kutsal günlerde sela okunmasının anlamı nedir?
Sela, namaz ve ibadete çağrıdır. Efendimize salat ve dua etmektir. Yaşanılan anın özel bir an olduğunu dinleyenlere iletmektir. Ölüler için de sela okunabilir. O da bir bilgi aktarımıdır. Efendimiz, Habeş kralı Necaşi öldüğünde bunu duyurmuştur.
İçkinin haramlığı Kur'an'da var mıdır?
Dinimizde sarhoşluk veren içkilerin çoğuda azı da haramdır. Müslümanlar alkollü içkilerden, uyuşturucudan uzak durmalıdır. Kur'an-ı Kerim içkiyi haram kılmıştır. Nitekim Kur'an'da şöyle buyrulur: "Ey iman edenler! İçki, kumar, dikili taşlar, fal okları şeytan işi iğrenç şeylerden ibarettir. Bunlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz. Şüphesiz şeytan, içki ve kumar yoluyla aranıza düşmanlık ve kin sokmak, sizi Allah'ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık vazgeçtiniz değil mi?" (Maide/90-91).
Bu ayette kullanılan kelime çok manidardır. "Hamr" kelimesi başı örten, aklı gideren, sarhoş eden her şey anlamına gelir. Allah aklı örten -sarhoş eden- her şeyin "hamr" olduğunu ifade etmiş oluyor. Sıvı, gaz, katı gibi özelliklere sahip olan her türlü uyuşturucu haramdır. Hz. Peygamber (SAV) "Sarhoşluk veren her şey haramdır" buyurur. Başka bir hadiste de şöyle buyurulur: "Çoğu sarhoşluk verenin azı da haramdır." İçki yasağının gelmesiyle beraber içki üreten, depolayan, fıçılara dolduran bütün Medineliler içkileri Medine sokaklarına dökmüşlerdir.

***

GENÇLER İHMAL EDİLMEMELİ
Dine hizmet alanında gençlere önemli bir görev düşüyor. Gençlerin büyük çoğunluğu dinle ilgili konuları önemsiyor. Sorgularken belki alışık olmadığımız bir tarzda sorular soruyor, ama unutmayın ki bu gençler Müslüman birer aile çocuğudur. Kafalarını karıştıran şeyler varsa çözümü de onlar bulacaklardır. Gençlerin özel hayatında gördüğünüz aşırılıklar, alışık olmadığınız tenkitler sizi endişeye sürüklememeli. Su akar ve mecrasını bulur.

MUKADDES MEKÂNLARA GÖTÜRELİM
Gençlere yönelik faaliyetlerde şunlara dikkat edelim:
Gençlere yüce Yaratıcı'yı anlayacakları örneklerle tanıtalım. Vahiy kavramının içeriğini anlatalım.
İlk insan veya ilk yaratılanla beraber sorumluluğun, iyi ve kötünün, karanlığın ve aydınlığın mücadele ettiğini belirtelim.
Peygamberlik kurumunu anlatalım. Akıllarına gelen soruları dinleyerek cevap verelim.
Gençlerin soru ve sorunlarına dair rahat okunabilir eserler hazırlayalım. Devlet kurumlarının yardımı -Diyanet ve THY işbirliği- ile isteyen gençleri İslam'ın çıktığı mukaddes mekânlara götürelim. Kâbe'ye dokunsunlar. Medine'de Hz. Peygamber'e selam versinler.
Bazı dindar kişilerin yaptıkları herhangi bir olumsuzluğu İslam'a fatura etmek bağnazlığını onlara anlatalım ki bu oyunlara düşmesinler.
Yalan üreten, İslam'a iftira eden, yanlış bilgi sunan sosyal iletişim unsurlarına karşı onları uyaralım.

Not:
Önümüzdeki perşembe akşamı üç ayların ilk kandili olan Regaib Kandili'dir. Kandilinizi kutlarım. O gece ATV'de özel program yapacağız. Dualarda buluşalım.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA