Küreselci sermayenin başat yayın organı Financial Times'da geçen hafta başyazı olarak bir "analiz" yayımlandı. Tırnak içinde "analiz" diyorum çünkü hayatımda bundan daha tek yönlü ve derinliksiz çok az şey okumuşumdur. Makalede binlerce kelime yakmışlar ama netice tek: Liranın değer kaybının tek sebebi Erdoğan ve Erdoğan gidene dek lira değer kaybedecek.
Hatta tehdit vari bir üslupla, Erdoğan'ın düşeceğine kesin gözle baktığı belli olan başyazı şöyle bitiyor:
"Aniden rotasını değiştirmediği sürece büyük potansiyele sahip bir ülke olan Türkiye'nin karşı karşıya olduğu tek soru, Cumhurbaşkanı'nın daha ne kadar kalacağı ve gitmeden önce ne kadar zarar vereceğidir."
Tabii yazının bütününe bakınca anlıyorsunuz ki "aniden rotasını değiştirmek"ten tek kasıt faizlerin yüzde 20'lerin üst basamaklarına taşınması ve ithale dayalı ekonominin sürdürülmesi. Cumhurbaşkanı'nın desteklediği ekonomi modelini beğenmeyenlerin ürettiği başka bir ekonomi modelini de böylece öğrenmiş olduk: "Erdoğan gitmeli" ekonomisi. Hangi model daha uzun ömürlü olacak, 2023'te göreceğiz.
***
BABACAN "İHANET ETMEYECEKSİN" DEMİŞ
G ünün fıkrası Ali Babacan'dan geldi. Piyasalara güven vermek için yedi madde saymış kendisi ve içlerinde şunlar var: "Konuşunca doğruyu söyle. Söz verince tut. Emanete ihanet etme."
Bu maddeleri okuyunca gülmekten diğerlerine bakamadım. Vekili olduğu partinin adayı Cumhurbaşkanı seçilmesin diye, gizlice kulis yaptığını "Görünür değildim ama tam göbeğindeydim" diye gururla anlatan Babacan'a bakın siz...
***
DEMİRTAŞ'IN KUCAKLADIKLARI...
Oyuncu Nür Sürer, HDP eski lideri Selahattin Demirtaş'ı iltifat yağmuruna tutmuş. "Demirtaş, bu ülke için bir hediyeydi. Ne yaptı ki tutuklu? Bütün Türkiye'yi kucakladığını düşündüm her zaman" demiş ve eklemiş: "Kendimi hiç rahat hissetmiyorum bu ülkede."
Tüm kariyerini ve başarı adına maddi ve manevi ne kazandıysa bu ülkeye borçlu insanların, ne gündelik heyatlarına ne de kariyerlerine zerre halel gelmemişken rahatsız hissettiğini söyleme sebebi ne olabilir? Maalesef kendi insanına, toprağına ve köküne bu denli nefretle bakmak kendisini entelijansiya sayan ama esasında öz-sömürge ruhlu aydın sınıfının alameti farikasıdır.
40.000 kişinin ölümünün sorumlusu "Apo'nun heykelini dikme" vaadini veren, bir çağrısıyla sokağa çıkan barbarların "kucakladığı" onlarca vatandaşımızın katlinin sorumlusu kişiyi göklere çıkaran birisini siyasi idol haline getiren bu hastalıklı yapıya bakınca ister istemez Cemil Meriç'in ünlü sözleri çınlıyor kulaklarımızda: Vatanlarını yaşanmaz bulanlar, vatanlarını "yaşanmaz"laştıranlardır.
***
KATAR VE GÜNEY KIBRIS
Siz bu satırları okurken, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile birlikte Katar yolunda olacağız. Türkiye-Katar 7. Yüksek Stratejik Komite toplantısının gerçekleşeceği ziyarette görüşülecek konulardan birisini muhtemelen bu sefer Kıbrıs oluşturacak. Zira Güney Kıbrıs Rum Cumhuriyeti Bakanlar Kurulu, Türkiye'nin kıta sahanlığına giren sözde 5. parselde Exxon Mobil-Katar Petrolleri Ortaklığı'ndan oluşan konsorsiyuma arama izni tanıdı. Türk Dışişleri de gecikmeden buna izin verilmeyeceğine dair bir deklarasyon yayımladı. Dolayısıyla Katar'ın nasıl bir yol izleyeceği bu gezinin önemli satırbaşlarından birini oluşturacak.
