Türkiye'nin en iyi haber sitesi
KEREM ALKİN

Ve ABD’nin patronajlığı tartışmaya açıldı

ABD, 1865'de köleliği sonlandıran 'Amerikan İç Savaşı' sonrasında 'kapitalist sistem'in ve 'Atlantik İttifakı'nın liderliğine yönelik çalışmalarına hız verdi. Elbette, Pasifik'teki pozisyonu ve çıkarlarını da gözeterek. Bir tarafta, 1858'den başlayarak, 1865'e kadar Atlantik'in iki yakası arasındaki ilk su altı haberleşme kablosunu döşeme denemelerini başarıyla tamamlayarak; bugün 10 trilyon dolardan fazla ticari ve finansal günlük işlemin geçtiği bir küresel ağ oluşturdu; diğer tarafta 1914'de Panama Kanalı'nı hayata geçirerek, küresel deniz ticaret koridorlarına hakimiyet konusunda pozisyonunu perçinledi.
1930'larda 'sterlin' ve 'frank' blokunun yanı sıra, 'dolar' bloku da kurulmuştu.
ABD 'Bretton Woods'un temellerini 1930'lardan atmıştı.
1941'de, 'Atlantik Sözleşmesi' ile kapitalist sistemin ve Atlantik İttifakı'nın liderliğini Birleşik Krallık'tan resmen devralan ABD, 1944 ile 1950 arası, Uluslararası Para Fonu, Dünya Bankası, Birleşmiş Milletler, GATT Anlaşması ve NATO'yla, küresel ekonomi, finans, diplomasi ve güvenlik sisteminin tamamıyla kendi uhdesinde olacağı 'modern' bir 'imparatorluk' oluşturdu. Kapitalist Sistem ve Atlantik İttifakı'ndaki ülkelerin dahil olacağı Bretton Woods Anlaşması'yla, 1947'den itibaren ABD Doları'nı tüm dünya için 'küresel para'ya dönüştürdü. Ancak; ABD'nin kurduğu sistemin en temel kuralı, ABD'nin 'Dolar'ı diğer ülkeler karşı 'silah' veya 'tehdit unsuru' olarak asla kullanmayacağına dair 'centilmenlik anlaşması'ydı.
Ve, ABD bu kuralı Başkan Trump'la deldi; hatta, yerle yeksan etti. Bu nedenle, ABD'nin küresel imparatorluğunun dayandığı temel sac ayaklarından birisini yıkılmak üzere. Avrupa Birliği dolar üzerinden yürüyen küresel ödeme sistemine alternatif olarak, euro bazlı yeni bir sistemi 2019'da hayata geçirdi. Bitirdiğimiz hafta sonu, dünya merkez bankalarının bir araya geldiği Jackson Hole'da, İngiltere Merkez Bankası Başkanı Carney'in ağzından, ilk kez bir başkanın ağzından, bu toplantıyı son 20 yıldır dikkatle takip eden dünya ekonomi çevreleri "Dolar'ın artık çok 'dominant' olduğunu ve yerini yeni bir 'dijital para'ya bırakması gerektiğini" duydular.
Merkel'in son iki yıldır ki mesajları, Macron'un G-7 Zirvesi için yaptığı açıklamalar ve dolara yönelik tartışmalar, ABD'nin giderek sertleşen, empatiden ve hoşgörüden yoksun 'patronajlığı'nın artık ciddi manada tartışmaya açıldığını gösteriyor. Tekrar vurguluyorum; küresel piyasalar için sert ve alışılmamış bir sonbahar geçireceğiz. Türkiye'nin bu küresel kavgadan azami istifade etmesini sağlayacak zemini sağlamlaştıralım.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA