Türkiye'nin en iyi haber sitesi
KEREM ALKİN

‘Güvenilir’ enerji dönüşümü, enerji dönüşümünün ‘güvenliği’

İki 'siyah kuğu' küresel pandemi ve Rusya-Ukrayna Savaşı, küresel enerji dengeleri açısından hayli uzun soluklu sonuçları, sancıları ve arayışları gündeme getiren iki büyük kırılmayı temsil ediyor. 3 yıl içeresinde küresel enerji dengeleri açısından, önce küresel fosil yakıt fiyatlarının 'Kovid- 19' nedeniyle ciddi gevşeme gösterdiği, enerji talebinin küresel pandemi koşullarında karantina ve kısıtlama tedbirleri nedeniyle gerilediği dönemde, petrol, doğalgaz fiyatlarındaki gerilemenin en kritik sonuçlarından birisi, 'temiz enerji' yatırımlarının bir süreliğine de olsa gevşemesi oldu. Bununla birlikte, 'Kovid-19' dönemi, aynı zamanda 'güvenilir' enerji dönüşümüyle ilgili tartışmaların da alevlendiği bir dönemdi. Bilhassa, 2021'de.
Çünkü, 'yeşil enerji', 'yeşil dönüşüm', 'enerji dönüşümü' süreci, 'sıfır-net karbon' hedefiyle birlikte, 'enerji jeopolotiği'nin tümüyle ihmal edildiği, 'enerji arz güvenliği' gibi kritik bir başlığın fazlasıyla geri plana düştüğü bir tartışma zemini üzerinde yürümeye başladı. Oysa, enerji sektöründe duayen uzmanlar, iklim değişikliği sorununu önleyecek ölçekte bir 'enerji dönüşümü'nün enerji arz güvenliği kavramı denklemde olmadan tartışmanın büyük risk doğurduğunu belirtmekteydi. 1. yılını geride bırakan Rusya-Ukrayna Savaşı ise, 'enerji dönüşümü'nü 'enerji jeopolitiği' kavramı olmadan, enerji arz güvenliği gerçeği denklemde olmadan konuşmanın mümkün olmadığını açık ve net olarak ortaya koydu. Bu nedenle, 2023 itibariyle, 'enerji dönüşümü' kavramını artık 'güvenilir enerji dönüşümü' konseptiyle artık ele alıyoruz.
Çünkü, 'enerji dönüşümü' vazgeçilmez olsa da, kömür, petrol ve doğalgaz ile tümüyle vedalaşacak ve dünyanın enerji ihtiyacını bütünüyle 'yeşil ve temiz enerji' teknolojileriyle karşılayacak bir döneme geçişin, enerji arz güvenliğinin de tesisi açısından 'güvenilir' ve 'gerçekçi' bir süreçte yürümesi gerektiği gerçeği artık daha fazla kabul görmüş durumda. 'Yeşil ve temiz enerji'ye geçiş 2030'a kadar 1 trilyon doların üzerinde bir yatırım hamlesi gerektiriyor. Bu nedenle, 'güvenilir' enerji dönüşümünün bir başka sacayağını ise yeni nesil sürdürülebilir yatırım finansmanı imkanlarının tasarlanması oluşturmakta. Kömürün küresel enerji denkleminde devre dışı bırakılmasına yönelik iddialı adımların atıldığı bir dönemde, Almanya dahi enerji arz güvenliği adına kömürle çalışan termik santralleri devreye almak zorunda kaldı. Bu tablo 'güvenilir' enerji dönüşümünün ne kadar zahmetli, 'enerji jeopolitiği' denklemde olmadan ne kadar zor olduğunu bir kez daha göstermiş durumda.
Gelelim, enerji dönüşümünün 'güvenliği'ne. 'Yeşil ve temiz enerji dönüşümü teknolojileri' dediğimizde, böyle iddialı bir dönüşümün 'güvenliği' tüm ülkelerin 'adil koşullarda' nadir toprak elementlerine, nadir metallere, yüksek teknoloji gerektiren böyle bir dönüşüm için gerekli olan hammadde ve ara mamüllere ulaşabilmelerini de gerekli kılmakta. Bu nedenle, enerji dönüşümünün 'güvenliği' de önemli bir başlık, önemli bir sorumluluk, önemli bir sorunsal. Bir hafta önce, bu sütunda 'uluslararası emtia birliği'ne değinmiştim. Enerji dönüşümünün güvenliği için, 'yeşil ve temiz enerji' dönüşümü için, kıtalar ve coğrafyalar arasında nadir toprak elementlerine, nadir metallere, emtialara kolay ulaşım, adil ulaşım dünyanın önde gelen ülkelerinin gündemlerine almak zorunda oldukları bir başlık. Aksi durumda, yeryüzünün ısınmasını 1.5 derece ile sınırlayacak ve iklim değişikliğini durduracak, yeryüzünü kurtaracak bir fırsatı kendi elimizle itmiş olacağız.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA