Türkiye'nin en iyi haber sitesi
KEREM ALKİN

Küresel ticaret ve ‘tedarik zinciri’nde stratejik arayışlar

Küresel ticaretin en önemli oyuncuları konumundaki 40 ekonominin tümü, iki 'siyah kuğu' küresel virüs salgını ile, Rusya-Ukrayna Savaşı'nın sebep olduğu küresel tedarik zincirindeki zorluklara, bükülmelere, 'sorgulanmamış' ezberlerin ve alışkanlıkların tümünü masaya yatırmış durumdalar. Bu nedenle, 2020 ile 2022 arası, 3 yıl boyunca küresel ticarette yaşanan tüm meydan okumalar, çatışmalar ve kırılmalar, artık 2019 ve öncesinin dünyasına dönmenin mümkün olmadığını gösteriyor. Bu nedenle, gerek ABD, gerek AB, gerekse de Afrika ve Asya kıtasının önemli aktörleri, enerji, teknoloji, dijitalleşme, savunma, lojistik gibi stratejik alanların tümüne yönelik 'yepyeni' bir tedarik zinciri modelini nasıl kuracakları üzerine zihin yoruyorlar.
OECD'nin küresel ticaret ve tedarik zincirine yönelik geçen haftaki son değerlendirmesi, küresel ticarette yeni pazarlara, yeni tedarikçilere yönelmenin sadece Atlantik ülkeleri ile sınırlı olmadığını gösteriyor. Örnek vermek açısında, Rusya'nın enerji ihracatı Batı'dan Asya'ya kaymış durumda ve Çin ile Hindistan en önemli alıcılar. Çünkü, Rusya'ya uygulanan yaptırımlar nedeniyle, Ural ve Brent ham petrolünün varil fiyatları arasındaki fark son dönemde belirgin biçimde arttı ve Rusya'dan ithalat Asya ekonomileri için avantaj. Raporda, bir başka işaret edilen nokta, mevcut dönem ve gelecek açısından gıda güvenliğine yönelik devam eden endişeler. OECD analizi, gıda ve gübre fiyatlarında, bilhassa Karadeniz Tahıl Koridoru İnisiyatifi'nin devreye girmesi sonrasında, son dönemde düşüş gözlemlense de ve gıda fiyatları savaş öncesindeki seviyesine dönse de, halen 'Kovid-19' öncesi dönem seviyesinin üstünde.
Rusya-Ukrayna Savaşı'ndan kaynaklanan belirsizliklere bağlı olarak, gübre fiyatları da son dönemdeki düşüş trendine rağmen, halen yüksek seviyelerde. OECD'nin raporundaki bir başka çarpıcı nokta, 2008 küresel finans krizine kadar, önde gelen ülkelerin birbirlerine uyguladıkları ticaret kısıtları, küresel mal ticaretinin yüzde 3 ile 4 arası bir seviyeyi etkilerken, bugün aynı oran yüzde 9-10 düzeyine yükselmiş durumda. UNCTAD'ın taze mart ayı küresel ticaret raporunda, 2022 yılında mal ticaretinin, bir önceki yıla göre yüzde 10 artışla, 25 trilyon dolara ulaştığını dikkate aldığımızda, ülkelerin korumacılık tedbirlerinden etkilenen ticaret hacmi, 800 milyar dolarlardan 2.5 trilyon dolar seviyelerine yükselmiş durumda. Bu tablo, UNCTAD raporunda 'güney-güney' olarak geçen ülkeler grubunun 2022'de ticaret hacmindeki yüzde 6 daralmayı da izah ediyor. Bilhassa Doğu Asya.
Rapor, 'Kovid-19'un 2 yıllık acısını çıkarmayı sürdüren küresel hizmet ticaretinin ise, yüzde 15 artışla, 7 trilyon doları yakaladığını gösteriyor. Üstelik, küresel mal ticareti 2022'nin son çeyreğinde, 3. çeyreğe göre 250 milyar dolar azalmasına rağmen, küresel hizmet ticareti konumunu korumasını bildi. Bununla birlikte, UNCTAD, 2023'ün ilk çeyreğinde, küresel mal ticaretinin bir önceki çeyreğe kıyasla yüzde 1, küresel hizmet ticaretinin ise yüzde 3 oranında artmasını bekliyor. Çin mal ticaretinde hem bir önceki çeyreğe, hem de bir önceki yılın aynı dönemine göre azalma yaşarken, ABD ve AB açısından yıllık bazda artış yakalanmış, ancak bir önceki çeyreğe göre düşüş yaşanmış gözüküyor. AB Komisyonu'nun tespitleri net: AB küresel tedarik zincirinde Çin ve üçüncü ülkelere fazlaca bağımlı. Bu nedenle, AB'nin karşı karşıya kalacağı riskleri azaltması ve yönetebilmesi için, stratejik ve kritik maddelerin tedarik zincirlerini yakından takip etmesi ve yeniden yapılandırılması gerekiyor. ABD de aynı mesajları veriyor. Hepimizi birlikte şahit olacağız ki, Türkiye'nin rolü katlanarak artacak.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA