Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MELİH ALTINOK

Hindistan’la korkutmak

ABD'de koronaya bağlı olduğu açıklanan ölüm vakalarının en yüksek olduğu eyaletlerde bile hayat normal akışında sürüyor.
Ne açık alanda maske zorunluluğu var ne de işyerleri kapatılmış durumda.
Pek çok Avrupa ülkesi de açıldı. Kimileriyse son kapanmaları yapıp yaza düşük tedbirlerle girme amacında.
Örneğin, Fransa kısıtlamaları dört aşamalı olarak kaldırmayı planlıyor. Ülkede seyahat sınırlamaları mayıs başında bitiyor. Haziranda kafe ve restoranları açacaklar. Sokağa çıkma yasakları da son bulacak.
Türkiye de bu yolu izliyor. İçinde bulunduğumuz üç haftalık tam kapanmanın ardından yaza daha az yasakla girmeyi umuyoruz.

Dünya Sağlık Örgütü ise akıntıya karşı kürek çekmeye devam ediyor.
Örgütün direktörü Kluge, dün kısıtlamaları gevşeten ülkeleri "Hindistan gibi olursunuz" diyerek korkutuyordu.
Çünkü henüz bilimsel olarak kanıtlanmasa da Hindistan varyantı çok tehlikeliymiş. Hindistan'daki ölüm sayıları korkutucu boyutlara ulaşmış. Kaçı koronadan kaçı değil bilmiyoruz ama perşembe günü itibarıyla bir günde ölenlerin sayısı ülke çapında 3 bin 500'e ulaşmış.
DSÖ ve günlerdir "Hindistan yanıyor" diye yakılan cenazelerin görüntülerini paylaşan korona basını, dünya nüfusunun beşte birine sahip olan bir ülkeden bahsettiklerinin farkında değiller mi?
Normal zamanda bile krematoryumlarda yer bulunamadığını, yoğunluktan ötürü yıllardır ölü yakma işlemine saat sınırı getirildiğini, hatta bu yüzden Ganj'da suya daldırılan küreklerin zor çözülen leğen kemiklerine takıldığını bilmiyorlar mı?
Bakalım Hindistan bu küresel propagandaya ne kadar dayanacak?

***


BERNA LAÇİN, BİLİM KURULU'NA ALINSIN
"Durduk durduk şu güzel bahar günleri kapanıyoruz. Bari kışın kapansaydık" diyen Berna Laçin'i Bilim Kurulu üyeliğine öneriyorum.
Renk katar.
Tamam, Laçin karantinayı zamanına yayılım hızı gibi verilere göre karar verilen bir tedbir değil de bir şifa ritüeli sanıyor olabilir...
Olsun.

Sanki Bilim Kurulu'nun her tavsiyesinin bilimsel mantığı var da...
Ayrıca hekim olmamasına falan da takılmayın.
Gazeteci olmadığı halde basın kartı alıp aşısını olan Berna Hanım'ın çevresi geniştir.
Çalışmadığı halde basın sigortasını yatıran FOX TV gibi, sağlık sektöründe de mutlaka tanıdıkları vardır.

***


ERKAN OĞUR, GRUP YORUM'A GIK DİYEBİLİR Mİ?
Grup Yorum yayınladığı bir bildiriyle ölüm orucuna katılmayan ve ekipten ayrılıp kendine farklı bir hayat kurmak isteyen eski üyeleri Dilan Ekin'i tehdit etmiş:
"Dilan Ekin'i gördüğünüz yerde yüzüne tükürün, lanetleyin, gördüğünüz, tanıdığınız herkese yaptığı ihaneti anlatın" diyorlar...
Şarkılarında güzelleme yaptıkları örgütlerinin "yeryüzü aşkın yüzü oluncaya kadar" mücadeleye devam edeceklerini söylüyorlardı...
Şimdi de bu işi döve döve, öldüre öldüre yapmayı planladıklarını bir kez daha ilan ediyorlar, o kadar.

Ortada afişe olmuş bir sır falan yok yani...
Mesele, politik cinayetleri, terörü meşrulaştırmaya çalışan böyle bir propaganda aygıtının kültür endüstrisi tarafından meşrulaştırılması.
Hatırlamıyor musunuz, bir devlet görevlisinin türküsüne eşlik etti diye özür üstüne özür dileyen Erkan Oğur, kendini, "Grup Yorum'un şarkılarını seslendirdim" diye savunuyordu.
Sahi, Erkan Bey, beraber çalıştığınızı gururla söylediğiniz adamların bir kadını hedef göstermesine ne diyorsunuz?
Elbette el sıkıştığınız İbrahim Kalın'ı satışa getirirken olduğu gibi bülbül kesilmenizi beklemiyoruz...
"Gık" bile deseniz yeter...
Çok bekleriz değil mi?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA