Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MELİH ALTINOK

Peki Pensilvanya’da ağırlanan mutlu azınlığın içinde olmak nasıl bir histi Deniz?

Aydın Doğan Vakfı, BioNTech'in CEO'su Uğur Şahin ve eşi Özlem Türeci'ye ödül vermiş.
Ancak taze dolar milyarderi çift ödülü pek umursamamış ve Türkiye'ye gelmeye tenezzül etmemiş.
Aydın Bey de "malum muhalefetin 50 tonunu" yansıtan bir grup gazeteciyi uçağa doldurmuş. Ödülü ayaklarına götürmüş.
Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta'nın, "Şu bedavaya Almanya' ya götürülen gazeteci takımından biri 'Yüz milyonlarca doz sattınız. Aşının fiyatı neden ucuzlamıyor? Bu nasıl iş? Ayıp değil mi?' diye sordu mu acaba? Resme baksan hepsi de maşallah araştırmacı gazeteci de o sebepten sordum" diye seslendiği beyler hanımlar da günlerdir köşelerinden ilaç mümessilliği yapıyorlar.
Kabul etmek lazım... Aydın Bey'in uçağına alınmanın hakkını en iyi veren Sözcü yazarı Deniz Zeyrek oldu.
Bu seviyede bir etkinliğe "tercih" edildiği için "onör" duyduğu her halinden hissedilen yazarımız geçen gün köşesinde, uçaktaki "seçkin" gazeteci heyetinin ruh halini şöyle tarif ediyordu:



"Birçoğumuzda 'Cumhurbaşkanının uçağındaki mutlu azınlığın parçası olmak yerine burada olmayı tercih ederim' hissi vardı."
Bu pespayelik karşısında lafı fazla uzatmaya gerek yok.
Bir gazeteci için ülkesinin seçilmiş Cumhurbaşkanı'nın uçağına davet edilmek hem bir başarı hem de şereftir.
Bugünlerde "Çağırsalar da gitmem" şımarıklığına meyledenlerin, İletişim Başkanlığı'ndan davet gelse Kâbil Havalimanı'ndan kalkan ABD uçağına binmeye çalışan Afganları aratmayacaklarını da biliyoruz.
Tıpkı, bir zamanlar hem Kemalist pozları kesip hem Fetullah Gülen'le aynı kareye girmek için zeyrek kuşu misali kanatlanıp ta Pensilvanya'lara uçan Deniz gibi.
Sahi Deniz, yukarıdaki fotoğrafta yer alan mutlu azınlığın parçası olmak nasıl bir histi.
Bir ara da onu anlatsanıza bize.

***


BU NASIL CUMHURİYET'TİR?
Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Aykut Küçükkaya da işten çıkarılan mesai arkadaşlarına destek verince görevden alındı.
Yerine de spor yazarı Arif Kızılyalın atandı.
Kızılyalın aynı zamanda CHP Kadıköy Belediye Meclis Üyesi'ymiş. (Takvim).
Dün bir meslektaşımızdan aldığım mesaj da atamanın gazete içinde yarattığı rahatsızlığı açıkça gösteriyor:
"Alev Coşkun'un atadığı GYY Arif Kızılyalın göreve yeni dönenler üzerinde baskı oluşturuyor. Arif daha önce Akın Atalay döneminde şirket yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptı. O dönemde gazetede birçok Atatürkçü arkadaşın işten atılmasının altına imza atmıştı. Yine Fetullahçıları (Can Dündar, Hakan Şükür, Enes Kanter vs.) öven ve onların medya organlarına destek veren birisinin GYY olarak atanması gazetede rahatsızlık yaratıyor. Alev Coşkun'un bu adamı GYY olarak atamasının altında hangi neden var?"



Benim görevim aktarmak. Kamuoyu, meslektaşlarımızın bu yerinde sorusunun cevabını muhataplarından öğrenmek istiyor.
Ama aklıma ister istemez geçen şubat ayında Cumhuriyet'in, "Firari Can Dündar'ın bir trol gazetesi haline getirdiği yılların Cumhuriyet'i" ifademe itirazı geliyor...
Şöyle haber olmuştu:
"Melih Altınok'un eleştirisine cevap olarak Cumhuriyet'in Siyaset Kulisi köşesinde bir yazı kaleme alındı. İşte o yazıda Cumhuriyet'in tarihi itirafı yer aldı: 'Cumhuriyet gazetesi, Can Dündar'ın trol gazeteciliğinden 7 Eylül 2018'de kurtulmuştur' denildi." Yeniçağ.
Hayırdır, bir seçim öncesi yine Can Dündar ekolüne dönmeye mi karar verdiniz?
Yalın'ın meşhur parçasındaki gibi daha "yalın" sorayım isterseniz:
Kemalistlerin kalbinin orta yerinde bu nasıl bir Cumhuriyet'tir? Ben anlamadım!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA