Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MELİH ALTINOK

Gittim gezdim, Mısır’da Türkiye’ye karşı bir düşmanlık göremedim

Uçağımız COP27 İklim Zirvesi'ni takip etmek için gittiğim Mısır'ın Şarm El Şeyh kentine inerken aklımda kopan Ankara-Kahire ilişkileri vardı.
Bir Türk vatandaşı olarak gerginliği ne boyutta hissedeceğimi merak ediyordum.
Hemen söyleyeyim... Şarm'da geçirdiğim üç günün sonunda Türkiye ile Mısır'ın birbirinden asla kopamayacağını anladım.
Bir defa Mısırlılar, Türkleri dost değil yakın akrabaları olarak görüyorlar. Laf olsun diye söylemiyorum. Türk'üm deyince sizi diğer turistlerden bariz şekilde ayırıyorlar. Ortak dil pek çok yerde İngilizce değil Türkçe oluyor. Yemeklerimiz aynı. İki ülke arasındaki ticaret de hiç kesilmemiş. Beko, Mısır'da fabrika açacakmış mesela.



Düşünün, siyasette ve bürokraside bir Türk'ü, Kavalalı Mehmed Ali Paşa'yı "modern kurucu lider" olarak gören elite sahip bir ülkeden bahsediyoruz.
Diplomaside ve siyasette de ilan edilmeden karşılıklı adımlar atılıyor.
Türkiye'nin geçtiğimiz günlerde bir büyükelçiyi maslahatgüzar seviyesinde görevlendirmesi ya da Mısır yönetiminin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı COP27 Zirvesi'ne davet etmesi önemli gelişmelerdendi.
Şarm'daki zirvede Türkiye'yi temsil eden Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanı Murat Kurum'un Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şükri ile bir görüşme gerçekleştirmesi de kayda değerdi.
Zira Bakan Kurum, görüşmede iklim zirvesinin gündeme geldiğini söylese de uzunca bir aranın ardından iki ülkenin bakanlarının resmi olarak yan yana gelmesi şüphesiz ki bir irade beyanı niteliğinde.
Şarm'da konuştuğum doğrudan sürecin içindeki diplomatlar da Ankara ile Kahire arasındaki ilişkilerin kışı geride bıraktığı konusunda hemfikirler.
Genel olarak edindiğim izlenim, yakın zamanda çok hızlı bir normalleşme sürecine gireceğimiz yolunda.

***


TÜRKİYE VE MISIR'IN AŞILMAZ SORUNLARI NELER?
Mısır'daki askeri darbenin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gösterdiği haklı tepki, iki ülke arasındaki gerginliğin temel sebebi.
Ancak aralarındaki ihtilaflar ne kadar ciddi olursa olsun ülkelerin ilelebet diplomatik kanalları kapalı tutmaları mantıklı ve sürdürülebilir değil.



Ayrıca Türkiye ve Mısır derin çıkar çatışması yaşayan iki devlet değil. Pekâlâ orta yol bulunabilecek Libya'daki rekabet dışında ne bölgesel ne de küresel olarak karşı karşıya kaldığımız meselemiz yok. Aksine, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki enerji kaynaklarıyla ilgili tezin Mısır'ın söz konusu bölgedeki egemenlik alanını genişletmesi gibi çıkarlarımız ortak.
Türkiye ve Mısır ilişkilerinin normalleşmesi bir tercihten çok tarihi iç içe geçmiş her iki halk için de dönemsel bir zorunluluk gibi görünüyor.

***


ŞARM EL ŞEYH'E BİR DAHA GİDİLİR Mİ?
Şarm El Şeyh, Sina Çölü ile Kızıldeniz arasındaki dar bir şeritte yer alıyor. İsrail işgali sırasında altyapısı hazırlanan Şarm, 1979'da Mısır'a geçmiş.
Bölgede hayat, geniş araziler üzerine kurulmuş pek çoğunu Türk işadamlarının işlettiği ve çalışanlarının Türk olduğu lüks otellerde geçiyor.



Rusların ve İtalyanların ağırlıkta olduğu turistleri taşıyan uçakların biri iniyor biri kalkıyor. Otellerde yer bulmak dert.
Derdiniz doğaysa, çöl havasına girmekse... Ya da zirveyi izleyen gazetecilerden Fatih Çekirge gibi, tüplü dalışçıların Everest'i sayılan Kızıldeniz'in altını üstüne getirmekse... Evet, Şarm gayet güzel bir lokasyon. Güzel birkaç gün geçirilebilir.
Ama tarih arıyorsanız yanlış tercih olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA