Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MELİH ALTINOK

Linç varsa gerçeğin hiç önemi yok

Sesli dinlemek için tıklayınız.

Kamuoyu, 6 yaşında evlendirildiğini iddia edilen H.K.G. isimli bir kadının hikâyesiyle infial halinde.
Bildiğiniz üzere her şey Birgün gazetesindeki H.K.G.'nin gelinlikle çekilmiş fotoğrafının da kullanıldığı haber üzerine başladı...
Sokakta gösteriler yapılıyor. Muhalefet vekilleri de, Aile Bakanı başta olmak üzere AK Partili yöneticiler de olayı sırayla kınıyorlar.
Ahmet Hakan'ın dün yazdıkları da medyadaki genel havayı özetliyor:
"İsmailağa'ya yakın vakfın başkanı olan bir adamın 6 yaşındaki kız çocuğunu 29 yaşındaki bir adamla evlendirdiğini öğrendiğim andan itibaren... Sürekli, 'Böyle bir olay nasıl olabilmiş? Bu nasıl vakıf? Bu adam nasıl İslami çevrelerin içinde barınabilmiş?' diye hayretler içindeyim."
Evet, iddianame henüz kabul edilmiş olsa da davayla ilgili hüküm yine peşinen verilmiş durumda. Herkes kendince bir yere bağlıyor, mesajını veriyor.
Peki ya suçlanan tarafın itirazları, söyledikleri?
H.K.G.'yi 6 yaşında evlendirmekle itham edilen baba Y.S.G. "Kızım medeni kanunun reşit saydığı yaşta evlenmiştir" diyor. H.K.G.'nin kız kardeşleri, medyada yer alan gelinlikli fotoğraflardan kendilerinin de çektirdiğini söylüyorlar. Hafızlık törenlerinde kız çocukları için böyle bir gelenek varmış sanırım.



Tanımadığım etmediğim insanlar.
Ama suçlayanın tüm beyanatını esas kabul edip onlarınkini peşinen yalan kabul etmem için ortada hiçbir gerekçe yok.
Kardeşlerin çektikleri videoyu da izledim. Palu ailesine, "canavara" falan benzemiyorlar!
İdam mahkûmuna bile son sözü sorulurken, "6 yaşındaki kız çocuğunu bir tarikat şeyhine sundu" kalıbıyla yargısız infaz edilen bir anne-babanın, ailenin ne dediğini dinlemeyecek miyiz?
Medeniyetimiz, linç toplumunu aşıp hukuk devleti idealini benimseyeli çok olmuyor mu?
Mahkemeler niye var?
Yargılama bitinceye kadar sabredemiyor musunuz? Öfkeniz geçer diye mi korkunuz?
Azıcık samimi olun... Yoksa motivasyonunuz, çok ağır ithamlara maruz kalan bu kişilerin kılıklarından, kıyafetlerinden, kullandıkları dini terminolojilerinden mi kaynaklanıyor?
Ayrıca kusura bakmayın, kamuoyunun bir konuda ezici çoğunlukla hemfikir olması benim için hiçbir referans değeri taşımıyor.
Zira tarih, medya manipülasyonuyla kitlelerin nasıl kolektif tavır alabildiklerinin örnekleriyle dolu.
28 Şubat'tan pandemiye şahit olduklarımı anlatmaya başlasam buradan köye yol olur.

***


ELMALI DAVASINI UNUTTUNUZ MU?
Hani bir Elmalı davamız vardı, hatırlar mısınız?
Genç bir anne ve bir "üvey baba", günlerce çocuklarını taciz etmek gibi ağır bir ithamla yargısız infaz edilmişti. Çocuklara ait olduğu iddia edilen ve yaşanan şiddeti-tacizi ifade ettiği söylenen çizimler gazetelere boy boy basıldı, TV programlarında üzerine konuşuldu.
İktidarıyla muhalefetiyle siyasiler, medya falan yine tek sesti. Bakanlar davaya müdahil olmuştu...



Ayrıntıları arşivdeki yazılarımdan bulabilirsiniz: https://www.sabah.com.tr/yazarlar/melihaltinok/2021/07/02/elmali-davasindaki-soru-isaretleri
Peki sonra ne olmuştu?..
Delillerin başka bir dosyaya ait olduğu ve çocukların kaynana tarafından doldurulup yalan söyledikleri ortaya çıkmış, sanıklar beraat etmişti, aklanmıştı değil mi?
Benimki de soru işte...
Elbette hatırlıyorsunuz. Belki siz de Instagram'da, Facebook'ta bu furyaya ortak olanlardandınız.
Sonra da hiçbir şey olmamış gibi ıslık çalarak olay mahallinden uzaklaşmıştınız...
Ama hayatlar kayıyor dostlar, farkında mısınız?

Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA