Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan, 78 kişiye mezar olan oteldeki yangın tedbirlerinin yetersizliğini 19 gün önce tespit eden belediyenin itfaiye raporunu sümenaltı etmesini "yasal" diyerek izah ediyor. Yetki tartışması açıyor.
Dün İsmail Küçükkaya'nın programına katılan eski Mimarlar Odası Ankara Şubesi Başkanı Tezcan Karakuş Candan, bu meseleyle ilgili şunları söyledi:
"Belediye 'Bu evraktan çıktı' diye, 'Benim yetki alanımda değil, müdahale edemem' diye bir şey söyleyemez. Kamu vicdanının yetkisi olmaz. Yani siz bir şeyi görüyorsunuz. Orada insan ölecek bunu biliyorsunuz ama 'Benim sorumluluk alanım değil, emniyet gelsin müdahale etsin' diyemezsiniz. Kamu görevlisinin asli görevi, yetkimiz yok ruhsatı veremiyorsunuz. Kamuoyuna açıklama yetkiniz de mi yok. Üst kuruma, bakanlığa bunu bildirme yetkiniz de mi yok. Ya da bir vatandaş olarak ben bunu pek çok kez yaptığım için, burada bir sıkıntı var, bu sıkıntıdan dolayı kamuoyuna açıklama yetkiniz de mi yok? Buradan bakınca bence belediye de bir miktar es geçmiş oluyor. Yetkiniz olmayabilir ama vicdanınız olması lazım."
Altına imzamı atarım.
Ne var ki açıklamayı yapan Mimarlar Odası'nın eski başkanı.
Yenisi yapamaz.
Nereden mi biliyorum?
Bizzat, bugün sözlerini takdir ettiğim Tezcan'ın kendisinden.
Zira görev başındayken işine gitmeyip Kılıçdaroğlu'nun eylemlerinde vakit geçiriyordu.
Hatta CHP'li Çankaya Belediyesi'ndeki işine 7 yılda 60 gün giderek maaş aldığı ve sahte imzayla iş gördüğü gerekçesiyle memuriyetten men edilmişti.
O dönem bunları yazdığım için bana kızmıştı tabii.
Konuyla ne alakası varsa, "Bugünden itibaren 657 sayılı devlet memuru değilim, yeminini ettiğim Mustafa Kemal'in memuruyum" diyerek istifa etmişti. Ardından CHP'den siyasete girdi.
Kim bilir belki de bir tabutluk olarak inşa edildiği anlaşılan Grand Kartal Otel'e imar ruhsatı veren belediyenin görevlisi mimar da işe pek uğramıyordu. Yerine arkadaşları imza atıyordu.
Evet, belediyenin, bakanlık bürokratının sorumluluğunu konuşuyoruz... Peki, bu ülkede her ilde örgütlü olan mimar odaları siyasetle uğraşmayı bırakıp ne zaman kuruluş amaçlarında belirttikleri gibi asli işleriyle ilgilenecekler?
Kuruluş yasalarında "Meslekle ilgili bütün mevzuat, normlar ve şartnameleri incelemek, bunlar hakkındaki görüş ve düşüncelerini ilgililere bildirmek" görevi yer alıyor.
Örneğin, her siyasi tartışmada taraf olan Bolu Mimarlar Odası, kamu güvenliği için şehirlerindeki otellerden, binalardan hangisinin projesini açıp incelemiştir sizce?
Yoksa onlar da "Yetkimiz değil" diyerek savunmaya mı geçecekler?
Yetkiniz yok da başka işiniz mi var?
Kendilerine Mimar Hanım'ın sözünü hatırlatalım:
"Kamu vicdanının yetkisi olmaz!"
***
DEMİRTAŞ ARADA PKK'YI DA 'BEBEK VAR' DİYE UYARSIN
Apo da Kartalkaya'daki yangında ölenler için başsağlığı diledi. Demirtaş durur mu?
"Bebek var" diye yazmış.
Bu işin bir sorumlusu varmış.
Böyle giderse daha çok bebek ölürmüş.
Kimse kusura bakmasın, ister istemez aklıma geliyor. Yasal kanadının toz kondurmadığı PKK bugüne kadar kaç bebek öldürmüştür sizce? Ya da bugün öldürmeyeceğinin garantisi ne?
Geçtiğimiz gün, "Bu acı olay karşısında derin bir üzüntü duyduğumuzu ve acıları paylaştığımızı belirtmek istiyoruz. Yaşamını yitirenlere Allah'tan rahmet, ailelerine ve yakınlarına başsağlığı diliyoruz. Yararlılara da acil şifalar diliyoruz" açıklaması yapan KCK mı?
Demirtaş arada bir de olsa PKK'ya hitaben "Bebek var" diye uyarı yazıları yazmalı.
***
BU KALEMİ DE KENNEDY'YE VERİN
Göreve başlar başlamaz verdiği sözleri tutan Donald Trump, DSÖ'den çıktı.
Başkan, John F. Kennedy'nin yanı sıra kardeşi Robert F. Kennedy suikastıyla ilgili tüm gizli belgelerin de kamuoyuna açıklanmasını emretti.
Emri imzalamak için kullandığı kalemi bir yardımcısına verdi ve "Bunu Kennedy'nin yeğeni Robert F. Kennedy Jr'a verin" dedi.
Ne jest ama.
***
GÜLE GÜLE
The Guardian ve Le Monde gazetelerinin ardından Liberation da X'i terk ettiklerini açıkladılar.
Güle güle.
Karşıt görüşlerin sınırlandırılmadığı bir mecra kendilerine göre değildi zaten!