Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKAN MÜDERRİSOĞLU

Siyasette asimetri

Önce genel tespitlerimizi sıralayalım: 1- Siyasette asimetrik bir tablo var. 2- İktidar ile muhalefet partileri arasındaki makas kapanmıyor. 3- Siyaset dışı muhalefet unsurları (TSK, yargı vb) doğal sınırlarına çekiliyor.
Yani... "İktidar sancısı" kadar "muhalefet sorunu" da yaşanıyor.


***
Şimdi de CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na ilişkin gözlemlerimizi aktaralım:
1- Örgüt siyasetinde yetişmedi. 2- Partide, statükoya karşı değişimi temsil eden bir kavganın içinden çıkmadı. 3- Genel Başkan seçildiği sırada kurduğu ittifaklar aynı zamanda ayak bağına dönüştü.
Kılıçdaroğlu'nun CHP'sine ilişkin analizimize gelince...
1- Değişik kaynaklardan kurulan siyasi kadronun tam uyumu tesis edilemedi.
2- "Parti sağa kayıyor" sendromu aşılamadı.
3- "Değişimcilik" ile "statükoculuk" arasında bocalama yaşandı.
***
Peki, "Ama neden?"
Eğer,
1- Kılıçdaroğlu, CHP tabanının beklediği büyük değişim için siyaset sahnesine çıksaydı, belki sonuçları farklı olabilirdi. Oysa,
2- "Temiz-dürüst" kişiliği ile Kılıçdaroğlu'nu parti vitrininde konuşlandıran proje, arka planda yerleşik sistemi muhafaza ve müdafaaya devam etti. Hatta,
3- Ergenekon'un siyasal avukatlığını yapması için CHP'nin milletvekili listelerine isimler yerleştirildi. Böyle olmasaydı, hem darbe karşıtı CHP profili çizilebilir hem de yargılama süreçlerindeki adaletsizlikler etkili şekilde eleştirilebilirdi.
***
"Bundan sonra ne olabilir?"
1- "2014'te Cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında AK Parti'de liderlik savaşı çıkacak" senaryosuna göre yol tutturulabilir. 2- "Tayyip Erdoğan Köşk'e çıkarsa AK Parti zayıflar" varsayımına göre hareket edilebilir. Veya...
3- "Demokrat ve sosyal parti" mesajına göre, pozisyon alınabilir.
***
Siyasetin görünür gelecekte alacağı şekil ise bugünkünden bambaşka olabilir.
1- Muhafazakâr sağ siyaset, 2019'a kadar ağırlığını koruyabilir. Ama toparlayıcı karakteri zayıflayabilir. 2- CHP'nin içinden "ulusal damar" ayrışabilir. 3- Sünni, Alevi, Kürt, Türk vb kimliklere odaklı partiler kurulabilir. Ya da bireylerin doğuştan gelen özelliklerini aynı çatı altında toparlayan yeni partiler denenebilir.
***
Ama ne olursa olsun...
1- Seçmen, midesi ile düşünür. Mevcut hali, borçları, alacakları, istikrara duyduğu özlem oy kullanma davranışında belirleyici rolünü korur. 2- Demokrasi; yönetim kalitesi olduğundan, partilerin yeni anayasa mimarisindeki yeri, oy tabanını etkiler. 3- Kürt ve terör sorununun çözüm biçimi, oy bloklarındaki fay hatlarını tetikleyebilir.
***
Tabii ki...
Güçlü halk desteği ile seçilmiş Cumhurbaşkanı gerçeği hızlı biçimde "iki partili" sisteme geçişi teşvik edebilir.
Özetle...
2014-2015 dönemi tüm partiler ve liderler için "tarihi kırılmaya" işarettir. Daha fazla refah, daha fazla istikrar, daha fazla demokrasi sözü veren ve seçmeni ikna eden kazanacak, "statüko" ile "yeni statüko" ise kaybedecektir!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA