Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKAN MÜDERRİSOĞLU

Türkiye Ekonomik Güvenlik Timi...

15 Temmuz hain darbe girişiminden bu yana yaşadığımız siyasi ve ekonomik zorlu süreçler, Türkiye'nin bağışıklık sisteminin test edildiği bir tür hazırlık dönemine dönüştü.
"Neye hazırlık?" diye sorulacak olursa...
Tabii ki küresel ekonomik değişime ve kaotik şartlara...
Bu manada, oyunun yeni başladığı bile söylenebilir.
Unutmayalım ki...
Yeni Ekonomi Programı'nın açıklanmasına kısa süre kala Ağustos 2018'de, Türkiye ekonomisi ABD kaynaklı sert bir kur atağı ile karşı karşıya kaldı.
Mart 2019 yerel seçimlerinin hemen öncesinde yabancı bir finans kuruluşu gözünü karartarak, suç işleme pahasına bilhassa Türk bankacılık sistemi hakkında manipülatif bir raporu servis etti.
Ve nihayet... İstanbul seçimlerinin 23 Haziran'da yenilenmesi bahane edilerek, mayıstan itibaren ekonomiye bir operasyon daha çekildi.
82 milyonun cebine ateş edilirken, pek çok cephede özellikli bir mücadeleye girişildi.
1980'li yıllarda başlayan dışa açık liberal ekonomi modelinin, IMF eliyle kurgulanan tuzakları son 1.5 yılda çok net biçimde görüldü ve her biri bozulmaya başlandı.
Yani...
Uluslararası sistemin yerleşik eğitim kalıpları ile şekillendirilmiş aktörlerin, öğretilmiş çaresizlik sendromuyla tabu kabul ettiği alanlara neşter vuruldu.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın kur ve faiz lobisine karşı kararlı duruşu, aynı zamanda yeni bir "finansal mimarinin" temellerinin atılmasına da vesile oldu.
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın, bugün yeni yeni fark edilen, gelecekte değeri daha iyi anlaşılacak girişimleri ise "Ekonomik Güvenlik" kavramının devlette yerleşmesine öncülük etti. Türkiye'nin "Finansal Güvenlik Timi" olarak adlandırabileceğimiz donanımlı ekiplerinin, 7/24 esası ile çalışması ve global piyasaların işleme başladığı her an teyakkuzda bulunması da bu sayede gerçekleşti.
Küresel çapta ticari korumacılık eğilimlerinin arttığı, spekülatif para hareketleri ile ekonomilerin sarsıldığı, ABD Doları'nın rezerv para özelliğinin şantaj aracına dönüştüğü mevcut ortamda Türkiye, yeni bir ekonomik modele geçmek ve bilhassa kendi parasına sahip çıkmak zorunda.
Bir başka anlatımla...
Milli güvenlik konseptine "ekonomik güvenlik" unsurlarını da dahil etmenin gücüyle yürümek durumunda.
Bu yıl "Emeklilik ve istihdam reformlarının" hayata geçmesi halinde, "kur-faiz-enflasyon-ödemeler dengesinde" sihirli denklemi kuran Türkiye için eşsiz fırsat pencereleri açılacak.
Bankacılık sektörünün çalışma kodlarının milli ekonomi yazılımı ile uyumlu hale dönüştürülmesi, vergi sisteminin üretim ve ticareti canlandıracak esnekliklere göre kurgulanması, vergi denetiminde ölçeğe ve sektörlere göre önceliklerin belirlenmesi, dış sermaye girişinin teşvik edilmesi, operasyonel sermaye hareketlerinin yakından izlenerek istikrarı temin edecek tedbir setinin yedeklenmesi, kamu verilerinde şeffaflık güçlendirilirken kapsamının yeniden tanımlanması...
Önümüzdeki aylar pek çok gelişmenin habercisi gibi...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA