Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKAN MÜDERRİSOĞLU

Erdoğan ve Türkiye karşıtı yabancı yayınların ortakları!

2023 seçimlerinin en dikkat çekici yönlerinden birini, "Türkiye, Türklere bırakılmayacak kadar mühimdir" anlayışına sahip yabancı aktörlerin operasyonel faaliyetleri oluşturacak.
Denilebilir ki...
"Bu iddia, klişeden ibarettir. Her seçim öncesinde konuşulur!"
Bir defa tespitin klişeleşmiş olması, onun değerini azaltmaz. Aksine, mücadelenin bitip tükenmek bilmediğini gösterir. "Türkiye'nin seçimi", elbette dünyanın ilgisini çekecektir. Lakin seçim sürecini ilgiyle takip etmek ile seçmenleri manipüle etmek arasında büyük fark vardır!
Üstelik...
Bu kez yöntem değişikliği, daha doğrusu "hibrit araçların kullanımı" ile karşı karşıyayız.
Nedir o?
Eskiden, müttefik dediğimiz ülkelerin siyasal figürleri Türkiye ve liderliği hakkında tek taraflı ve sinir uçlarına dokunan değerlendirmeleri açıktan yapar, hatta bundan çekinmezlerdi.
Onlara, içerideki muhalif gruplar ve siyasi parti sözcüleri de eşlik eder, algı operasyonu faaliyeti hızlandırılırdı.
Bu pervasızlık... AK Parti döneminde hem karşılıksız bırakılmadı hem de deşifre edildi. Böylece, Türkiye'nin iç dengelerine kaba müdahale denemelerinin ters teptiği karşı tarafça anlaşıldı.
Gel gör ki...
Huylu, huyundan vazgeçmiyor!
Nitekim... Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, seçim tarihini ete kemiğe büründürdüğü dakika, yurtdışı mihraklar harekete geçiverdi.
Şimdiki yöntemleri karma...
"Konvansiyonel basın, sosyal medya ve sivil görünümlü örgütler" üzerinden kitlelerin hassasiyetinin kaşınması, çarpıtılmış bilgi veya kasti faul nitelikli yorumlarla zihni zemin oluşturulması üzerine kurulu.
"İfade ve basın özgürlüğü, eleştirel sınırlar, sivil toplum tepkisi" paketi ile sunulan organize işlerle başa çıkmak da kolay değil. Neresinden dokunsanız, içeriden ve dışarıdan cızırtılar yükselmesi muhtemel! Daha da mühimi... Göstereceğiniz tepkinin biçimi, dozu ve usulü de Türkiye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'la ilgili yerleştirmek istenen malûm imajın pekişmesi için bir manivelaya dönüştürülme potansiyeli taşımakta.
Peki, bu ve benzeri atakların kapsamına ilişkin neler söylenebilir?
Her şeyden önce...
Yabancı görünümlü yayınların (Bkz., The Economist) arkasında ya da kenarında mutlaka Türkiye içinden sorunlu isimler ve yönlendirmeleri mevcut. Bunlar; araştırmacı, analist, akademisyen, serbest gazeteci veya aktivist sıfatlı gayri milli karakterler.
Yine, sorunlu yayın ve paylaşımların bir yerinde FETÖ diasporası bulunduğunu ihmal etmemek lazım.
İlaveten...
Terör örgütü PKK'ya müzahir, Avrupa kaynaklı oluşumlar ve yayınlar da genelde uluslararası marka değeri olan dergi ve gazetelere Türkiye düşmanlığını taşımakta.
Ve nihayet...
Merkez medyadan dışa savrulan, birtakım basın mensuplarının İstanbul ve Ankara'da angaje oldukları diplomatik misyonlar veya o ülkelerin yayın organlarında üstlendikleri roller de "dezenformasyon çalışmalarının" uzantısı olabilmekte.
Bir de... Yabancılar karşısındaki kompleksleri veya iktidara karşı biriktirdikleri negatif enerjileri nedeniyle, yurt dışı patentli Türkiye ve Erdoğan düşmanı iş ve işlemlerin gönüllü neferlerine dönüşenler var!
Bu şartlar altında...
Türkiye'yi kötülemeye ve liderini otoriter olarak yaftalamaya dönük yorumların ana temaları, yayın yapılan ülke ve yayın içeriğinin tekrar etme sıklığı masaya yatırılabilir. Önünde sonunda ileri sürdükleri olaylar, örnekler ve bunlara yükledikleri çarpık anlamlar, iki elin parmakları kadar argümandan ibaret.
Bu da demek oluyor ki... Maksatlı yayınlara ve seçilen aktörlere anlık cevap vermekten, tezlerini çürütmekten, tutarsızlıklarını ortaya çıkarmaktan geri durmamak lazım.
Ayrıca... Yabancılarla eş zamanlı olarak benzer beyanlarda bulunan siyasal aktörler ile medya fenomeni uzantıların da açık örtülü işbirliklerinin halka anlatılmasında istikrarlı bir dil tutturmak da gerekiyor.
Son noktada da...
Erdoğan tarzı liderlik ve Türkiye'nin tutturduğu yol hakkındaki sorunlu beyanlara, ekonomideki kırılganlıkları tetiklemeye dönük girişimlere, toplumsal fay hatlarını kırmaya endeksli içeriklere ve seçim güvenliğini hedef alan sinsiliklere karşı uyanık olmak da zorunlu.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA