Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKUR TEMSİLCİSİ İBRAHİM ALTAY

Söyleşinin ses kaydını yayımlamak etik mi?

Sabah gazetesinin Yeni Türkü grubunun solisti Derya Köroğlu ile yaptığı röportaj ve sonrasında yaşananlar 'medya etiği' çalışanlar için güzel bir 'vakıa incelemesi' sayılabilir.
Şuradan başlayalım: Üzerinde bunca gürültü çıkarılan bu haber, aslında 'onaylı' bir söyleşi...
Muhabirimiz Tuba Kalcık ile müzisyen Derya Köroğlu önce yüz yüze mülakat yapıyorlar. Köroğlu yayımlanmadan önce söyleşinin son halini görmek istiyor.
E-posta yoluyla haberleşiyorlar ve Köroğlu söyleşinin gazetede yayımlanan halini bizzat onaylıyor.
Bu durumda Köroğlu'nun "Cımbızla oradan çekilip parça parça kelimeleri bir araya getirerek bana 'söylettirilen' sözlere inanmayın" şeklinde bir açıklama yapması, kimse kusura bakmasın ama son derece saçmadır.
Anlaşıldığı kadarıyla müzisyen çevresinden gelen baskıyla yüzleşebilecek cesareti gösterememiş ve mahalle ırkçılığına yenik düşmüştür.
Peki, Sabah gazetesinin hiç mi hatası yok?
Elbette var. Öncelikle 'onaylı söyleşi' adı verilen uygulamadan mümkün mertebe kaçınmak gerekir.
Kimi durumlarda bu yöntem tercih edilebilir ama bu da ancak söyleşideki maddi hataların, mantık hatalarının, yanlış anlaşılmaların önüne geçmek içindir.
Oturup söyleşinin yeniden yazılmasına ya da bazı bölümlerin bütünüyle çıkarılmasına izin verilemez, verilmemelidir.
Devam edelim...
Köroğlu'nun itiraz etmesi üzerine Sabah gazetesi röportajın ses kayıtlarını yayımladı. Bazı okurlarımız bunu etik bulmadı. Çok sayıda şikâyet mesajı geldi.
Birçoğuna tek tek yanıt verdiğim gibi maalesef bu hususta okurlarımıza katılmıyorum. Ses kayıtlarının yayımlanması kesinlikle etiktir. Hatta sadece etik değil, aynı zamanda gereklidir.
Haber kaynağının gazeteyi yanılttığı ya da önce söyleyip sonra şaştığı, söylediklerini inkâr ettiği durumlarda konuyla ilgili belgeleri yayımlamak gazetenin görevidir. Aksi düşünülemez bile. Sessiz kalmak ciddi bir inandırıcılık sorununa yol açar.

***

Hem okudum hemi yazdım!
Sabah gazetesinin 2. sayfasında yer alan haberin başlığı Zeki Müren'e Filarmonik Yorum.
Hürriyet'in Kelebek ekinde aynı gün yer alan haberlerin başlığında da 'Müren Şarkıları' vurgusu yapılmış.
İki haber de Limak Filarmoni Orkestrası'nın Bodrum'da verdiği konser hakkında.
Fakat durun bir dakika!
Dikkatli bir okurumuzun da belirttiği gibi: "Zeki Müren şarkıları diyebilmek için güfte ve de/ ya da bestelerin ona ait olması gerekir. Oysa haberde geçen 'Elbet Bir Gün Buluşacağız' Mustafa Seyran'ın şarkısıdır.
'Yaralı Gönül' ise anonim bir müziğe Suat Sayın'ın söz yazdığı şarkıdır. Zeki Müren şarkıları yerine en azından Zeki Müren'in okuduğu şarkılar demek gerekir." Okurumuz haklı. Haklı olduğu bir konu daha var:
"Bu bir kes-yapıştır haberi. Üstelik altına Kültür- Sanat Servisi diye imza atılmış." Aslında doğrusunu yapmak o kadar zor değil.
Nitekim sadece bir gün sonra Ankara bürosundan Hazal Ateş yapmış. Basın bülteniyle yetinmemiş, koronun solisti Murat Karahan'la görüşmüş ve son paragrafına şu ibareyi özenle eklemiş: 'Zeki Müren ile hafızalara kazınan şarkılar.' Orkestra ve programı hakkında daha doyurucu bir haber yazmış Hazal Ateş.
Hep söylüyoruz: Basın bülteni haberin bittiği değil başladığı yerdir.
Size bir basın bülteni geldiğinde önce haber değeri taşıyıp taşımadığına karar verirsiniz. Sonra orada verilen bilgileri, ifadelerin doğruluğunu tetkik edersiniz.
Yazılanla yetinmez, önünü arkasını araştırırsınız. Yani haber yaparsınız.
Bülteni alıp, sayfadaki yerine göre kısaltıp, altına bir servisin imzasını atıp yayımlamak doğru değildir.

***

Beş dakikada değişir işler
Gazetelerin önce taşra baskıları gider matbaaya. Akşam 6, 7, bilemediniz 8 sularında. Şehir baskılarına son hallerini vermek için en azından birkaç saat daha vardır.
31 Ağustos futbol kulüplerinin transfer yapabilecekleri son gündü. Gün boyunca kimin kime gittiği, kimin kimde kaldığı tam bir muammaydı. Heyecanlı bir bekleyiş vardı.
Güney ve Batı sahillerinde yaşayan okurlarımız ertesi gün gazeteyi ellerine aldıklarında şunları okudular:
"Kral Beşiktaş'ta." (Beşiktaş Trabzonspor'dan Burak Yılmaz'ı transfer etmiş.) "Son Bakışta Aşk Vagner Love." (Galatasaray başlıkta adı geçen futbolcuyu transfer etmiş. O da geçen sezonun değil bir önceki sezonun gol kralıymış.) Haliyle, bu bölgelerde yaşayan okurlarımızdan biri diyor ki: "Gece Abdurrahim Albayrak, Love transferinin gerçekleşmediğini açıklamış. Burak da sosyal medya hesabından Trabzon'da kalacağını duyurmuş. Bizim gazetemiz ise sadece bu haberleri yapmakla kalmamış, ayrıca bir de ilk sayfaya almış. İstanbul baskısı okuyamamak okura ceza mı?" Değil... Olmamalı. Doğruluğundan emin olunmayan hiçbir haber kesinmiş gibi gazeteye konulmamalı. Koyarsanız işte böyle gazeteniz henüz okura ulaşmadan kadük olur.
Bırakın yanlış olacağına, eksik olsun.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA