Siyasette giderek netleşen "küreselci- milli" ayrışması en keskin biçimde CHP'de yaşanıyor. Bu eksende CHP'de kim açıkça "milli" bir duruş sergilediyse ya Yılmaz Ateş ve Mehmet Sevigen gibi ihraç edildi ya Mehmet Ali Çelebi gibi başka bir partiye geçti ya da istifa edip kenara çekildi.
Bu dalganın son örneği ise çok daha sarsıcı oldu. CHP'yi 90'ların başında yeniden kuran eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın kızı Prof. Dr. Aslı Baykal da istifa etti.
Bu istifa doğal olarak baba Baykal'ın da istifa edip etmeyeceğini akla getirdi. Bu da kimseyi şaşırtmadı. Şaşırmadı, çünkü adı CHP'yle bütünleşen Baykal'ın kızı bile artık CHP'de siyaset yapamayacak duruma gelmişse bunu sadece "hizip" hesaplarıyla açıklamak mümkün değil.
Üzerinde çok durulmasa da CHP'deki bu istifalar, aslında siyasette yaşanan derin yarılmanın bir göstergesi.
Artık sadece Türkiye'de değil, dünyada da sağ-sol ayrımından çok küreselci-milli bir siyasi ayrışma var.
CHP'deki ayrışmalar da buraya tekabül ediyor. Prof. Dr. Aslı Baykal istifa ederken herhangi bir açıklama yapmamıştı. Sonra Masa Strateji isimli bir düşünce kuruluşuna konuştu.
O konuşmada Prof. Baykal, CHP'nin politik manevralarını, karar alma süreçlerini, ittifak siyasetini eleştiriyor, ciddi rahatsızlık yarattığını belirtip şöyle diyordu:
"Bu siyaset formu CHP'yi kimliksiz bir yapıya büründürmüş ve sığ politikaların mahkûmu haline getirmiştir."
Millet İttifakı'na da sıcak bakmadığını şu sözlerle dile getiriyordu:
"Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün mirasını başta CHP olmak üzere Millet İttifakı çatısında birleşen bir siyasi oluşumun taşıyamayacağı da aşikârdır."
Ama en sert eleştirisini, ciddi bir savrulmanın yaşandığı "milli" duruş konusunda yaptı:
"Bu savrulmadaki en can acıtıcı noktanın CHP'nin gayri milli bir pozisyona gelmesidir."
Gerçekten de ortada CHP açısından hazin bir durum var. O partiyi yeniden kuran liderin kızı bile CHP'nin "gayri milli bir pozisyona" geldiğini söylüyor ve CHP sosyolojisini uyarıyordu.
Bu uyarılar yeni bir partinin mi yoksa yeni bir partiye yönelimin işareti mi doğrusu buna ilişkin bir ipucu yok. Ancak görüşlerini açıkladığı ve büyük ihtimalle de ortak siyasi yaklaşımlara sahip olduğu Masa Strateji'den Batu Coşkun'un şu yorumu, ayrılığın basit bir ayrılık olmadığını gösteriyor:
"Aslı Baykal gibi tabir-i caizse önemli bir Cumhuriyet aristokratı ve CHP eliti olan bir ferdin, partisinden ayrılmaya karar vermesi dikkate değerdir. Aslı Baykal hem CHP'ye olan ailevi bağları hem de şahsi geçmişi hasebiyle bu elit sosyolojisinin önemli bir ürünüdür. İstifası, sıradan bir olay veya bir şahsın özel kararı olarak değerlendirmek yerine Türkiye siyasetinde yaşanan köklü ve paradigmatik bir değişikliğin habercisi olarak okunmalıdır."
Bu köklü değişikliğin haberciliğini Prof. Baykal nasıl yapar bilemem ama birlikte fotoğraf verdiği strateji kurumunun başkanı gazeteci Atılgan Bayar'ın attığı şu tweet bir işaret olabilir:
"Kılıçdaroğlu etrafının cemaatler ile çevrildiğini fark etmedi: DP Nurcuların Yeni Asyacılar kolunun partisi. Süleymancılar İYİP ve CHP'de, FETÖ'cüler temas halinde... Şimdi masaya bir de Kadiri Partisi 7. olarak oturuyor. Gerçek laikliğin temsili AK Parti'ye kaldı."