Türkiye'nin en iyi haber sitesi
METİN SEVER

Bir inek nasıl Ticani olur!

Şu bizim ülke güzel ülke. Sadece havasıyla, suyuyla, börtü böceğiyle değil. Tümden... Şiddet, şehvet, komedi. 32 kısım tekmili birden. Mübarek memleket stand up sahnesi. Koskoca Ertuğrul Özkök'ün Mardin katliamını Tarantino'nun film setine benzetmesi boşuna değil! Kafanı bir çeviriyorsun Alaaddin'in lambasından 'cin' çıkmış: Adı: Hüsamettin Cindoruk. Lakabı. 'Emanetçi!' Demokrat Parti'nin genel başkan adayı olmaya hazırlanıyor. Yıllarca Süleyman Demirel'in fotokopisi olarak geçen bir ömrün son deminde vizyona giren bu filme isterseniz 'Doruktaki cin' veya 'fevkaladenin fevkinde cin' adını verebilirsiniz. Bu maksat muhabbet tadında bir girişim olmasa gerek. Ne peki? Demokrasi mi? Kendisinin demokrasi çıtasının "partilerin kapatılmasına karşıyım, ama seçimlere girilmesine engel olunabilir"le sınırlı olduğunu biliyoruz. Almış arkasına 'Süleyman rüzgârını', çekmiş formayı sırtına DP ve memleketin selameti için sahaya çıkıyor. Baba çıkarım sahaya sağa sola üç pasla idare ederim diye düşünüyor olabilir ama burası halı saha değil ki. Olmuyor işte! Aragones'le de olmadı, Feldkam'la da. Üstelik 'Süleyman rüzgârı'nın kendisi himmete muhtaç bir dede, nerde kaldı gayriye himmet ede. Yani kelin merhemi olsa başına sürer. Oysa zamanı gelince köşeye çekilmeyi bilmek, iktidar hırsını tımar etmek bir erdem olabilir! Kafanı öbür yana çeviriyorsun. Karşında 'Gülsüm inek'! Okumuşsunuzdur: Malatya'nın Kadiruşağı köyünde oturan Gül Kılınç, ineği 'Gülsüm'ü otlatmaya çıkarmış. Kılınç'ın elinden kaçan inek, okulun bahçesindeki Atatürk büstüne çarpmış ve tabii ki büst tuzla buz. Burası Türkiye, 'inek' deyip geçemezsiniz. Soruşturma açılmış ve tüm köylülerin ifadesi alınmış. Gül Kılınç, korktuğu için 'Gülsüm'ü 'sürgüne' yani başka köydeki akrabasına göndermiş. İneğin sahibi haklı! 'Gülsüm' inek, 31 Temmuz 1951'de yürürlüğe giren 5816 Sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Kanunu'na göre yargılanırsa en az bir yıl yer. Çünkü bu beş maddelik kanunun ilk maddesi "Atatürk'ün hatırasına alenen hakaret eden veya söven kimse bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Atatürk'ü temsil eden heykel, büst ve abideleri veyahut Atatürk'ün kabrini tahrip eden, kıran, bozan veya kirleten kimseye bir yıldan beş yıla kadar ağır hapis cezası verilir, bu suça azmettirenler asli fail gibi yargılanır," diyor. Ama yetkililer de haklı! 'Gülsüm inek' ya Ticani ise! Bu Ticaniler'de nereden çıktı demeyin! Zaten vardılar. Yukardaki Atatürk'ü korumaya dönük tuhaf yasayı başımıza saran bunlar. Asıl Ticani tarikatı, 1740'larda Cezayir'de görülüyor ama bizimkiler biraz 'uyduruk'. Cezayir'le bağlantıları yok. 1940'lı, 50'li yıllarda arzı endam ediyorlar. Başlarında hukuk fakültesinden terk bir zat: Kemal Pilavoğlu. Bu gariplerin ilgi alanı heykeller! "Heykel puttur", "laiklik dinsizliktir", "Türkçe ezan küfürdür," sloganları ile ortalıkta dolaştılar. Bu grubun ilk büyük eylemi 1949'da Meclis'te Arapça ezan okumak oldu. Ancak ilginç olan 50 seçimleri öncesi Ticaniler CHP için çalıştı. Yani "çarşaf açılımı" CHP'nin ilk açılımı değil. O tarihlerde yayınlanan Zafer gazetesindeki habere göre, Pilavoğlu ve müritleri 10 Nisan 1950 günü CHP Ankara İl Başkanlığı binasında CHP'ye üye oldu. Ancak seçimleri DP kazandı. Ticaniler tekrar sokaklara dökülüp, büst ve heykelleri kırmaya başladılar. Bir günde 17 Atatürk heykelini tahrip ettikleri oldu. Onlar heykel kırdıkça, CHP'de dindarları ve iktidar partisini protesto eden mitingler düzenlemeye başladı. Durumun kötüye gittiğini gören DP, CHP'nin elinden kozu almak için 'Atatürk hakkında işlenen suçlar'a dair, ileride çok kişinin canını yakacak olan bu kanun maddesini çıkardı. Böylece 'Atatürkçülük şampiyonluğu' unvanını CHP'nin elinden aldı. Pilavoğlu ve 74 müridi, kanun uyarınca 5 Mart 1952'de Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde mahkum oldu. Pilavoğlu'nun avukatlığını yapan Yılmaz Akpınar'ın CHP Balıkesir milletvekili Muzaffer Akpınar'ın oğlu olduğunu da hatırlatalım. Şimdi hafızasını biraz yoklayın: 28 Şubat postmodern darbe öncesi ortalıkta dolaşan Aczmendiler. Kısa süre önce türban yasağını protesto için yapıldığı ileri sürülen ancak Ergenekon bağlıntılı çıkan Danıştay saldırısı... 'Cumhuriyet mitingleri'....'Gülsüm' ineğin Ticani olmasından şüphelenmekte haklıyız değil mi? Bu olanlara kafa mı dayanır!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA