Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SALİH TUNA

Fenerbahçe’miz neden kapatıldı?

Panikle aradı, "Şampiyonluğu elimizden alırlar mı?" dedi.
"Almazlar!" dedim, "Neden ve nasıl alsınlar ki, rahat ol..."
Ne desem sakinleşmedi.
Hayır, meczup değildi.
Yaşadığı korkunç bir travmaydı. Şampiyonlukları elinden alınsa ossaat hayatının biteceğine inananlardandı. Yıllar yılı "Trabzonspor'u şampiyon yapmayacaklar!" diyenlerden...
Haksızlığa uğratılmak duygusunun insanda açtığı yaralar kolayından savmaz...
Bu insanlar şampiyonluk kupasını, kaybettiklerine kavuşacakmış gibi mezardaki yakınlarına götürmek istiyorlar. Evlat, kardeş, baba acısını dindirecekmiş gibi.
Mesela, gözü yaşlı bir şehit annesinin en büyük dileği, "Anne Trabzonspor'u şampiyon yapmayacaklar!" diyerek askere gidip şehit düşen oğlunun mezarına şampiyonluk kupasını götürmekti.

***

Bu insanların tüm dünyanın ilgisini çekecek denli görkemli kutlamalar yapmasını nedense malum eşhas çok görüyor.
Şayet Fenerbahçe, Galatasaray veya Beşiktaş 38 yıl şampiyon olmasaydı, bir futbolsever olarak, sırf bu takımların taraftarlarının sevincini görmek için şampiyon olmalarını isterdim.
Fakat bunlar aradan kaç yıl geçerse geçsin Trabzonspor'a yağmurlu havada bile su verilmesini istemiyorlar!
Sadece Trabzonspor'a da değil kendileri dışındaki tüm takımlara karşı tavırları bu!
İstiyorlar ki şampiyonluk malum 3 takım arasında dönsün dolaşsın. Diğer takımlar da mahut yarışta konsomatris mesabesinde vazife görsün.
Değilse, bu hazımsızlık nedir?
Hele "Burada şampiyonluğu kutlayamazlar, biz Trabzon'da kutluyor muyuz?" lakırdısı yok mu?
Bu mantığa göre Beşiktaş, Beşiktaş semtinin dışında, Fenerbahçe de Kadıköy'ün dışına çıkmamalı. Fenerbahçe'miz Kadıköy'e sığar mı?..
Doğrusunu isterseniz, taraftar nerdeyse (hatta hangi ülkedeyse) orada kendi çapında kutlama yapar, ama 3 kişi ama 5 kişi, kime ne?
Ali Koç "Biz Trabzon'da bayrak asamıyoruz, kutlama yapamıyoruz, onlar da İstanbul'da yapamaz" yollu racon kesiyor.
İstanbul'u tekelinde görmek, saçmalıktan öte bir şey. Ne ki biz o tarafa yelken açmayalım.
Trabzon'da Fenerbahçe bayrağı açmak şöyle dursun, Fenerbahçe Spor Kulübü bile kuruldu, haberi yok. Hem de ta 1959'da. Yavuz Selim Stadyumu'nda Trabzon amatör ligdeyken sarı lacivert formalı Fenerbahçe'mizi çok izledim. Hatta Aziz Yıldırım, Trabzon'daki bu Fenerbahçe'ye talep edilmesi halinde maddi destekte bulunacağını söylemişti. Ne ki, bundan 10 yıl mukaddem maddi sıkıntılar ve ilgisizlik nedeniyle Fenerbahçe'miz genel kurul kararıyla kapatıldı.

***

Taraftarlık, rasyonalitenin bittiği yerde başlar. Haliyle, hakikate birlikte ulaşmak mümkün değildir.
Herkesin doğrusu arzularına göre şekillenir. Söz konusu Trabzonspor taraftarlığı olunca arzular "ayrımcılıkla" malul hale geliyor nedense.
Felsefe profesörü Örsan Öymen de bu "ayrımcılığa" dikkat çekerek, Ali Koç'un "Trabzonlu, Trabzonspor taraftarı ve Trabzonspor eski yöneticisi İmamoğlu'nu zorla Fenerbahçeli" yapmaya çalıştığını söylüyor.
Yanlışı var.
Her şeyden evvel zorla Fenerbahçeli gibi olmaya çalışan İmamoğlu'nun kendisiydi.
Sosyoloji belasına Ali Koç'la birlikte sarı lacivertli kaşkol ile arzı endam ediyor, Trabzonspor'dan köşe bucak kaçıyordu.
Dahası, Trabzon'da el altından Trabzonsporluluk yapıyor, İstanbul'da da Fenerbahçe'mize şirinlikler yapmayı ihmal etmiyordu.
Tarzı hep böyleydi.
İstanbul'da belediyeye PKK'lıları alırken, Trabzon'da PKK'nın şehit ettiği Eren Bülbül'ün mezarını ziyaret ediyordu. (Ayşe Bülbül, oğlunun mezarında bunu görmemek için yaylaya çıkmıştı hani.)
O vakitler demiştim: Yok öyle gece kurtla sürüye dalıp gündüz çobanla yas tutmak!
Ali Koç'a da şuncağızı soralım:
İmamoğlu'nun 3 Temmuz sürecinde Samanyolu TV'de söyledikleri ortaya döküldüğünde hiç tınmamıştın, şimdi ne oldu?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA