Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SALİH TUNA

Bu formülü uygulasın, seçilir

CHP'nin İBB Başkanı İmamoğlu'nun gözden düşmesindeki "kırılma anı" sorulsa, hemen herkes aynı şeyi söyler.
İstanbul'u sel götürürken Bodrum sefasında olması veya ahali karda kıyamette mahsur kalmışken balık lokantasında ecnebilerle yarenlik etmesi veya habire yolda kalan İETT otobüsleri veya en büyük icraatının "temel atmama töreni" olması veya Fazilet Durağı hakkındaki o tescilli yalanı değil.
Evet, bunların hiçbiri değil.
İttifakla söylenen şu olacaktır: Nagehan Alçı'yı gezisine davet etmesi!..
Nasıl ki iletişim/algı faaliyetiyle İBB Başkanı oldu, aynı yöntemle cumhurbaşkanı olacaktı ama bu sefer evdeki hesap çarşıya uymadı.
Aklı sıra kutuplaşmaya karşı, rövanşist duygulardan uzak, hülasa, herkesle olabilecek kadar ortopedik olduğu algısı üzerinden farkındalık yaratacaktı. Nagehan Alçı nefretine tosladı.
E tabii nefret söylemiyle mankurtlaştırılmış sosyolojiyi suçlayamazdı, her şeyden evvel oturduğu koltuğu onlara borçluydu.
Hatasını da kabul etmedi.
Tam aksine, Woody Allen'ın locadan düştüğünü kabul etmemek için her gösteride locadan atlayan Needleman'ı gibi yaparak, "Abdulkadir Selvi'yi de davet edeceğim" dedi, ama işe yaramadı.

***

İmamoğlu'nun bu saatten sonra dikiş tutması çok zor. Fakat yeniden göze girmesi için tek bir yol vardı, onu da Ali Koç'a kaptırdı.
Nasıl mı?.. Buyurunuz size misal bir kurgu:
ALİ KOÇ: "İletişimci arkadaşlarla konuştum. O programa çıkacağım..."
Üyelerden biri cesaretini toplayıp itiraz eder.
ÜYE 1: "Sayın Başkan, şaka yapıyorsunuz herhalde! O kanalı bizim camia sevmez. Hele o programın daimi konuğu Rasim Ozan Kütahyalı'dan hepimiz nefret ederiz, biliyorsunuz..."
ALİ KOÇ: "Ben de onun için oraya çıkacağım ya!"
Yönetim kurulu üyeleri hayretle birbirlerine bakarlar.
ÜYE 2: "Bağışlayın efendim, ben anlamadım! Şayet istifa etmeyi düşünüyorsanız, kusura bakmayın ama bu hiç şık bir final değil..."
ALİ KOÇ: "Ne münasebet, yerimi daha da sağlamlaştıracağım."
ÜYE 2: "Nasıl olur efendim! Kendisini hapse attıran Zekeriya Öz'e 'Heykeli dikilsin' diyen Rasim'in programına çıktığınız için Aziz Yıldırım sizi tefe koyar!.. Zaten 'Seni affetmem bunu bil, seni bu seyirciyle göndereceğim...' demişti size."
ALİ KOÇ: "Merak etmeyin, bu vesileyle onunla da aram düzelecek!"
Bütün üyeler şok olurlar. Ali Koç devam eder.
ALİ KOÇ: "Rasim, Aziz Yıldırım'a sallayınca, 'Benim olduğum yerde Aziz Yıldırım aleyhinde konuşturmam, adını ağzına besmeleyle alacaksın!' diyeceğim. Sonra da yüklendikçe yükleneceğim. 'Boş konuşuyorsun!' diyeceğim. 'Yine böğürmeye başladın!' diyeceğim. 'Sabun gibisin!' diyeceğim..."
Üyeler dinledikçe keyiflenirler.
Hatta içlerinden biri "Sayın Başkan" dedi, "yanınızda delikli sabun da götürün, sosyal medya bayılır..."
Ali Koç gülerek, "Yok canım, o kadarı da fazla olur" dedi. Hep birlikte güldüler.

***

Sevgili Kılıçdaroğlu da siyaseten gülmek istiyorsa böylesi bir algı faaliyetine ihtiyacı var.
Nagehan ve Rasim'i kaçırdı. Her duruma müsait olduğu için Ertuğrul Özkök olabilir ama Rasim kardeşimiz kadar randıman alamaz.
Eski AKP'li "taze muhalif" birilerini bulup fırça atması lazım.
Aklıma İmamoğlu'nun arkasında poz veren malum ekip geliyor. Ama toplu olmaz, hikâyenin etkisi düşer. İçlerinden sinsiyi, türbansız yazarı, espritüel gevşeği ve ağlak sakallıyı seçsin.
Mesela, içlerinden herhangi bir Taha Akyol, "Hukukun üstünlüğü..." demeye kalmadan, "Hangi hukuk, Kuddusi Okkır'a hapishaneyi teneşir yapan FETÖ hukuku mu?" diyerek ağzının payını versin, bin tane CHP mitinginden daha etkili olmasa ben bir şey bilmiyorum.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA