Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MERYEM GAYBERİ

‘İç savaş’ bekleyenler ve millet

Yıllardır birilerinin kapalı kapılar adında birilerinin de açıktan telaffuz ettiği bir beklentisi var. Dağdaki eli silahlı teröristin açıktan, kravatlı şiddet severin de üstü örtülü beklentisi; İç savaş!

Özellikle Gezi vandalizmi ile birlikte sürekli bu tehdidi masada tuttular. 17-25 Aralık darbe girişiminin başarısız olduğu günlerde de Paralel örgüt, "iç savaş"ı dillendirmeye başladı.

Hatırlayın, 2013'te ABD'den Sözcü muhabirini arayan Paralel yapıdan bir isim, Çözüm Süreci yeni başladığı halde Türkiye'yi kan gölüne çevireceklerini tek tek anlatmıştı. "İmralı'nın hükmü bitti" diyen o isim, Erdoğan ve Barzani'yi de hedefe koyarak "Bundan sonra silahlı ve çatışmalı bir dönem geliyor" diye Sözcü muhabirine adeta 'müjde' verir gibi konuşmuştu.

***

Aydın ve gazeteci geçinenler "İç savaş" cehenneminden geçmeden işlerin yoluna girmeyeceği tezini işlerken eli silahlı terörist ise tüm Türkiye'yi yangın yerine çevirmekten, çukurları Türkiye'nin 81 vilayetinde de kazmaktan bahsetti.

Fakat millet özellikle 12 Eylül 1980 öncesinden şerbetli olduğu bu 'iç savaş' senaryosunun ülkeye maliyetini çok iyi biliyordu.

Dolayısıyla ister Kandil'de, ister yurtdışındaki başkentlerde isterse de yurt içinde "iç savaş" senaryoları hazırlama çabasındakilerin eli hep boş kaldı.

Örneğin PKK'nın ve siyasi uzantılarının çukur terörüne, barikata, ölümlere destek istemesine rağmen Müslüman Kürtler bu tuzağa düşmedi. Şiddete tapanların hep yalnız bıraktı.

Batı'da Kürt-Türk kavgası çıkarmak için düzenlenen provokasyonlar da millet tarafından hep boşa çıkarıldı. Halkı birbirine düşürme planlarının hiçbirisi sokaklarda taraftar bulamadı. Bir iki küçük çaplı provokasyon da yine milletin derin ferasetiyle büyümeden bitirildi.

***

Dokunulmazlık konusunda daha önce "Sizden mi korkacağız kaldırın dokunulmazlığımızı" diyenler, iş ciddiye binince Komisyon görüşmelerini kilitlemek için şiddete, PKK marşlarına, sloganlara sığınan ergenlere döndü.

Sokağa indirilmek istenen, en başta Kürtlere hayatı dar eden çukurlara, yol kesmelere, barikatlara, polislerin uykularında katledilmelerine ses çıkarmayanlar siyaseten tükendi, bitti.

Oy aldığı seçmeni bile kör şiddete mahkûm eden, gencecik çocukları ölüme gönderenlere ses etmeyen, her halükarda sadece devleti suçlayan, dağdakini ovaya indireceğine zihnen kendisi dağa çıkan HDP, bu noktaya bile isteye geldi.

Sürüklendiği bu nokta, meşru siyasal zeminin dışında bir nokta maalesef.

Dolayısıyla Meclis'te bulunmak ile terörist cenazesine gitmek arasında savrulduğu bu uç nokta, HDP'yi siyaseten iflasa sürükledi.

***

Milletimiz, her renk, her etnisite, her mezhep ve her görüşten insanlarla birlikte teröre ve şiddete karşı net ve sağlam bir duruş sergilemiştir.

Birilerinin, yurt dışından aldıkları talimatlarla kafalarındaki 'iç savaşı', sokağa indirme ve halka mal etme paranoyası bir kez daha kardeşlik duvarına çarparak tuz-buz olacaktır.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA