Yazarlar
Maria Ekmekçioğlu

Maria Ekmekçioğlu

Maria’nın Bahçesi TÜM YAZILARI
13 Ekim 2010

İstanbul’a sonbahar geldi…

Sonbahar renk ve kokuların mevsimidir, toprağın yağmurla ıslanıp, nefis kokular saçtığı…Belgrad Ormanı'nda sonbahar yürüyüşüne çıktığınızı düşünün, hele de bir de yağmura yakalandığınızı... Şemsiyenizin altında yürürken toprağı hissedebiliyor musunuz ? Ya ayağınızın altında çıtırdayan yaprakları… Orman kenarlarında bulunan böğürtlenler nasıl da buram buram kokar. Çengelköy ya da Bebek sahilinde çayınızı yudumlarken deniz ve yosun kokusuna ne demeli?

Bir sonbahar akşamı Kandilli'de hafif yağmur altında lüfer ve rakı keyfi… Deniz , yağmur ve Boğazın kralı lüfer kokusu birbirine nasıl da yakışır. Sonbaharda İstanbul'un vazgeçilmezlerinden olan Haliç'te yenen ekmek arası palamut... Sandallarda pişen palamutun kokusu yüzlerce metre uzaktan gelir.

Sebze, meyvelerdeki renk ve koku cümbüşüne tanıklık etmek isterseniz, Beyoğlu'nda bulunan Balık Pazarı'nda bir tur atmanız yeterli! Böğürtlen, ahududu, mis kokulu ayvalar, kıpkırmızı elmalar, narlar… Sebzelerden lahana yavaştan yüzünü göstermeye başlar. Pancar ve yemyeşil pazılar, şevket-i bostanlar, çeşit çeşit otlar sonbahar yağmurlarının başlamasıyla çıkar. İlk yağmurdan sonra ot mevsimi açılır. Beykoz'daki pazarlarda ve Zarzavatçılar Köyü'nde Ege'yi aratmayacak çeşitlilikte otları bulabilirsiniz. Anlayacağınız sonbaharın gelişiyle mutfaklarda şenlik başlar. Annemin mutfağını hatırlıyorum da şimdi, yazın tembelliğinden sonra birdenbire sonbahar canlılığı gelirdi. Genel temizlikler yapılır, her bir köşeye içinde lavanta dolu kesecikler asılırdı. Keten masa örtüleri sandıktan çıkardı, gelecek misafirlere hazırlık olsun diye. Tencereler durmadan kaynar, fırın nerdeyse hiç kapanmazdı. Neler neler pişerdi annemin mutfağında; lahana dolması, pazı sarması, kuzu etli tereyağlı ayva yemeği, palamut pilakisi, zeytinyağlı kereviz , uskumru dolması. Tatlılardan ise yapılışı çok zor olan çevirme tatlısı yapılırdı. Su, şeker ve pergamutu saatlerce bakır tencerede tahta kaşıkla çevire çevire bembeyaz kar gibi mis kokulu bir sonbahar tatlısına dönüştürürdü annem. O basit malzemeden o muhteşem tatlı nasıl olurdu hep şaşardım. Bu kadarla da kalmazdı annem, çörekler, poğaçalar, çeşit çeşit reçel ve likörler hazırlardı; incirli çörek, nar likörü, ahududu likörü, mandalina tatlısı, elmalı tart, sütlü incir, sonbaharın kraliçesi olan ceviz tatlısı…

Sevgili anneciğimin yemek ve tatlılarını yazarak bitiremem sanırım. O'nun tariflerinden ve bana öğrettiklerinden esinlenerek tam 25 yıldır tatlılar, çikolatalar ve yemekler yapıyorum. Unutmadan sizlerle annemin bir sonbahar tarifini paylaşmak istiyorum.

KUZU ETLİ TEREYAĞLI AYVA YEMEĞİ (KİDONATO)
1 kg kuzu kol
4 adet büyük boy elma dilim kesilmiş ayva
1 adet orta boy soğan
10 adet arpacık soğan
2 diş sarımsak
3 çorba kaşığı tereyağı
3 çorba kaşığı zeytinyağı
2 bardak sıcak sebze suyu
1 adet kesmeşeker
Yarım kahve fincanı beyaz şarap
Tuz, karabiber

Kuzu etini kuşbaşı doğruyoruz. İnce doğranmış soğanı ,sarımsağı arpacık soğanları,zeytinyağı ve tereyağında hafif ateşte çeviriyoruz. Sebze suyunu ekleyip kuzu etini yumuşayıncaya kadar pişiriyoruz. Ayva ekleyip, tuz ve karabiberini ayarlıyoruz. Kesmeşeker katıp pişirmeye devam ediyoruz. En son şarap ilave edip, ocaktan alıyoruz.

Sonbahar kokuların ,tatların, yağmurun mevsimi olmakla birlikte, aynı zamanda romantik aşkların da mevsimidir. Şair ve edebiyatçıların mevsimidir. Ne şiirler yazılmıştır sararmış yapraklı ağaçlar altında, yağmur çiselerken,dalgalar sahilere vururken… Sizlere Talip Sarıbaş'ın güzel bir sonbahar şiiri ile veda etmek istiyorum. Keyifli ve lezzet dolu günler dilerim.

SONBAHAR YAĞMURU

Loş bir sokak lambasının altındayım
Yağmur yağıyordu üzerime
Bense sadece bakıyordum
Benden çok ağlamayan gökyüzüne bulutlara
Yere düştüğünü sanan her damla
Aslında biliyordu beni ıslattığını
Yağmur yağıyor bir sonbahar akşamı
Yaz sıcaklığının kuruttuğu yapraklar üstüne
Ağaçlardan dökülen her bir yaprak üstüne
Evimin penceresinden bakıyorum
Penceremin camında yağmur taneciklerinin buğusu
Bir an ağlamaklı oluyor gözlerim
Kimsesiz sessizce yağmak istiyor
Yağmurdan çok ağlayan gözlerime bakmak istiyorum
Sonra yağmurun ıslattığı toprağın kokusunu hissetmek istiyor bedenim
Ve ardımdan gelecek olan rengarenk gökkuşağını
Ve bir yağmur damlası gibi dökülmek istiyorum
Yağmuru seven birinin üstüne yağmak Onu sevmek istiyorum"

Talip Sarıbaş



Yazarın Önceki Yazıları

TÜM YAZILARI
SON DAKİKA