Her derde deva zencefil

Özlem Mekik sofra.com.tr için yazdı...

Rahmetli Barış Manço'nun şarkısındaki "nane limon kabuğu bir tutam zencefil aman" dizeleri ile tanıdık aslında her derde deva zencefili. O zamanlar, bu kadar bilinir değildi. Aslında o dönemlerde, yine annelerimizin, anneannelerimizin dolaplarından eksik etmedikleri bir bitkiydi, ancak, son yıllardaki popülaritesi yoktu. Hâlbuki zencefil baş tacı edilesi şifa dolu bitkilerden biri. Yazık ki; bizler Osmanlı'dan bize vasiyet kalan değerli bitkinin, geç anladık değerini.

Benim zencefille ilk tanışmam, çocukluk yıllarıma denk gelir, ama ne yalan söyleyeyim hiç hoşlanmamıştık birbirimizden. Çok hasta olduğum için, içinde zencefilde olan bir içecek hazırlamıştı annem ve o günden sonra uzun bir süre, zencefille hiç kesişmedi yollarımız. Yıllar yıllar sonra, bir aktar alışverişimde unuttuğum ve bana ilginç gelen şeklinden dolayı "bu nedir" diye sormamla başladı ilişkimiz. Mutfağıma yeni giren ve şekilsiz bu bitki ile uzun uzun bakıştık önce, ardından bir parça kesip tadına baktım. Acı, ama kokusu ve aroması bir hayli baskın olan zencefille flört etmeye başladık. İlişkimizin temelleri hayli sağlam olduğundan, birlikteliğimiz hala, son derece mutlu mesut devam ediyor.

Önce çaylara kattım zencefilli. Bal ekledim biraz, bir çubukta tarçın. Bir dilim de limonla şahane bir tat elde ettim. O zaman anladım, ne derece iyi bir antioksidan olduğunu. Uyumadan bir saat önce içtiğinizde ise, bebek gibi uyumanıza yardımcı oluyor. Baş ağrınızı kesiyor, yemeği fazla kaçırdıysanız hazmettirici özelliğinden de yararlanabilirsiniz.

Bir dost meclisinde, bu mucizevi bitkiden bahsederken, doktor bir arkadaşım, zencefilin antiromatizmal özelliğinden bahsedince, zencefile olan aşkım daha da büyüdü. Aynı arkadaşım, zencefilin kanser tedavisinde de etkin olarak kullanıldığından bahsetti. Çıktığımda, açık bir market bulup, bütün zencefilleri satın aldığımı hatırlıyorum.

Zencefili tüketmenin de kuralları olduğunu öğrendim. Örneğin, bir yetişkinin günde 4 gramdan fazla zencefil tüketmemesi gerektiğini ve iki yaşından küçük çocuklara asla zencefil verilmemesi gerektiğini.

Zencefili şifa veren çay karışımlarından sonra ufak, ufak birkaç bilinir tat ile bir araya getirdim. Bir gün, tarçınlı ve havuçlu kekime bir tutam zencefil rendesi ekledim. Sonuç, beni bile şaşırtacak şekilde başarılıydı. Ardından, mercimek ve sebze çorbalarına, derken pilavdan tutun da salatalara kadar hemen her uygun olan reçeteme ekledim. Tadan herkes, alışkın oldukları lezzetlerin içindeki bilinmeyenle ilgili tahminlerde bulunmaya başladı. Ve yine herkes, zencefil doğru cevabını aldığında çok şaşırıyordu. Bu da, beni mutlu ediyordu, çünkü hem yeni lezzet reçetelerime ilham kaynağı olan, hem de şifa deposu olan zencefili birçok kişiyle tanıştırıyordum. Yazımın sonunda, tavuk ile nefis bir uyum sağladığına inandığım ve günümüzde pek çok restoranın menüsünde yer alan zencefilli tavuk reçetesini paylaşacağım sizlerle.

Sevgili sofra dostları, lütfen özellikle de kış aylarının kendisini iyice göstermeye başladığı bugünlerde, zencefili mutfağınızdan eksik etmeyin. Ve lütfen yine özellikle tazesini kullanmaya gayret edin. Sağlıkla, huzurla ve afiyette kalın.


ZENCEFİLLİ TAVUK



MALZEMELER
500 gram tavuk
2 yemek kaşığı zencefil rendesi
60 gr soya filizi
1 adet orta boy soğan
2 adet kapya biber ½ paket mantar
2 adet taze soğan
2 çorba kaşığı dilim siyah zeytin
1/2 çorba kaşığı soya sosu
1 çay kaşığı karabiber

YAPILIŞI
1. Sarımsağı doğrayın ve soya sosu ile karabiber ekleyin.
2. Tavukları jülyen dilimleyin ve bu sosta 20 dakika kadar marine edin.
3. Soğanı ve biberleri ince dilimler halinde doğrayın.
4. Mantarları da, ince ince dilimleyin.
5. Taze soğanları da aynı şekilde kesin.
6. Eğer mevcutsa wok, eğer yoksa derin bir tavaya yağ koyarak, tavukları kahverengi bir renk alana dek kızartın.
7. Zencefil rendesi ve kalan malzemeleri de ekleyerek, 1 dakika kadar pişirin.
8. Pişen tavuklarınızı servis tabağına alarak, arzu ettiğiniz şekilde süsleyip, servis edin.