Türkiye'nin en iyi haber sitesi
GÜRCAN BİLGİÇ

Özbek’in havada kalan sözleri!..

Fenerbahçe ve Galatasaray kıyasıya bir mücadelenin içine girdiler. Her maç sonrasında, iki tarafın "trolleri" kapışıyor önce. Sonra algı yönetiminden oluşan baskı ile yöneticilere geliyor sıra. Ardından "kulübün hakkını savunmak" refleksi ile "hedefli" eleştiriler geliyor ve işte size mükemmel fırtına… Ali Koç'un, Dursun Özbek'e yaptığı çağrı aslında önemliydi. Bu trol fırtınasını bitirip, en yetkili iki ağızdan doğru mesajların aktarılmasını sağlayacaktı. "Fenerbahçe forması giymiş gibi" dedikten sonra, "niye alındılar" açıklaması gibi zemini kaybolan tiratlar da bitecekti. VAR hakemlerini baskı altına almak temel strateji olunca, Sayın Özbek'in yaptığı "sahada kalalım" açıklaması da havada kalıyor. "Ligi bitirtmeyiz" diyen senin yöneticin, Riva'ya gidip cevap isteyen de sizsiniz. Doğru VAR kararlarını, "iltimas" gibi gösterenler de sizin taraftan, Sivas'ın golünün iptal edilmesine "hakem hatası" diyenler de…
Bu yüzden önümüzde trollerin konuşacağı bir dönem olacak. İpleri kimin elindeyse…



JESUS'UN TEK ÇARESİ ARDA
Ocak ayından sonra Arda Güler'in ilk 11'in bir parçası haline geleceğini söyledim. Ümraniye maçı sonrasında Jorge Jesus'un soru üzerine, "Ona geçen seneden daha fazla dakika verdim" demesi de artık seçeneklerinden birinin Arda haline geldiğini gösterdi. Genç oyuncunun gelişimi konusunda teknik adamların seçimlerine saygı duymak gerekir. Hiçbiri Arda gibi ekstradan mahrum kalmak istemez. Jesus takımının oyun gücüne güvenerek, müthiş bir 25 maç yaşadı. Kimse Arda'yı konuşmadı. Artık Fenerbahçe'yi durdurmayı başaran rakiplerle oynuyor. Gaziantep, Rize ve Ümraniye karşılaşmaları direncin boyutunu da ortaya koydu. Merkezi çok adamla tutup, takımı kanatlardan gelmeye zorluyorlar ve başarıyorlar. Üstelik 3 maçta da öne geçip, avantajı elde ettikleri halde. Arda Güler artık ilk seçenektir. Umarım bu yük, 17 yaşındaki gencimize ağır gelmez.

ALTAY BAYINDIR'IN SINAVI
Fenerbahçe taraftarı tepki gösteriyor ama ben Altay'a güvenenler tarafındayım. Tepkilerin ilk nedeni Muslera… Ezeli rakibinin kalecisinin kurtardıklarına bakıp, kendi oyuncusunda göremeyenler öfkeleniyorlar. Altay, öncelikle bunun farkına varmalı. Gelişmesi için çalışması ve oynaması gerekiyor. Pozisyonu hata kaldırmıyor ve herkes ondan "kurtarıcılık" bekliyor. Son maça bakarsanız Altay'a gelene kadar "elek" gibi olmuş bir stoper ikilisi var. Orta sahadaki atağa baskı yapamayanlar var. Rakip o kadar kolay geliyor ki Fenerbahçe ceza alanına, fatura Altay'da sonlanıyor. Fenerbahçeliler şunu iyi anlasın; Altay, Türk kaleciler arasında en iyi iki taneden biri… Bir Muslera bulamayacaksanız, transfer yapmanın da anlamı yok. Kendi oyuncunuzun ayakta kalmasını ve gelişmesini sağlayacaksınız. Üstelik daha 24 yaşındaki bir gençten bahsediyoruz.



TAKIMIN ATEŞLEME BUJİSİ
İsmail Kartal ile 14'te 13 yapan takımın iki lideri vardı; İrfan Can ve Mert Hakan... Sorumluluk aldılar, ellerini taşın altına soktular, her maçı yüzde 100 yaşadılar. Üstelik o dönem Mesut Özil ve Ozan Tufan da kadro dışı bırakıldı. Fırtınalıydı yani. Eğer baskı artıyor, işler iyi gitmediğinde oyuncular toptan uzaklaşıyorsa, Ferdi Kadıoğlu ve Valencia dışında kahraman çıkartamıyorsanız, takımın öz güvenini artıracak hamleler yapmanız lazım. Mert Hakan kulübede sarı kart görüyor. Sahadaki itiraz etmiyor, o duruma-karara isyan ediyor çünkü. Kırılma anlarında her grubun düzeyli bir öfkeye-isyana ihtiyacı var. Lider oyunculuk budur. "Taktiğimiz bu. Topu buraya atıyoruz, sonra buraya koşuyoruz" kısmı sahada çalışmıyorsa, "ateşleme bujisi" bu oyuncular olacak.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA