Utah Üniversitesi Biyoloji Bölümü öğretim üyesi ve KuzeyDoğa Derneği'nin Başkanı Çağan Şekercioğlu, National Geographic Kaşifler Haftası nedeniyle geldiği Washington'da, National Geographic yönetim kurulunun geçen günlerde Türkiye'ye yaptığı ziyaretle ilgili olarak AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
National Geographic tarafından ''yılın kaşifi'' seçilmesinin ardından dergiyi Türkiye'ye davet eden Şekercioğlu, National Geographic Araştırma ve Keşif Komitesi yönetim kurulunun ilk kez Kars ve Iğdır'ı ziyaret etmesini sağlamıştı.
Bu gezinin çok başarılı geçtiğini ve çok güzel sonuçlarını şimdiden almaya başladıklarını belirten Şekercioğlu, Türkiye'nin bu kadar zengin biyolojik çeşitliliğe sahip olmasına şaşıran heyetin, Türkiye'yi artık daha fazla gündemlerine alma kararı verdiğini söyledi.
Şekercioğlu, bunun ilk yansıması olarak, derneğin, en üst düzeydeki yetkilileri ile National Geographic'e destek olan kişileri kapsayan ''donörler'' gezisinin, bir sonraki yıl Türkiye'de yapılacağını bildirerek, ''Yani bu en son yapılan geziden de daha üst seviyede bir gezi olacak. Çünkü bu geziye katılacak olan kişiler, National Geographic'e finansal ve diğer açılardan destek olan en üst tabakadaki kişiler, yani yönetici tabakasının da bir bakıma üstündeki kişiler. Ayrıca, National Geographic gibi tüm dünyada çalışan ve her ülkeye giden bir kurumun bir yıl içerisinde iki ayrı üst düzey yönetici gezisini aynı ülkeye düzenlemesi belki tarihlerinde ilk kez görülmüş bir şeydir'' dedi.
National Geographic'in, kendisini donörlerle düzenlenen yemeğe de davet ettiğini dile getiren Şekercioğlu, ''Davet edilen kaşifler arasında, sadece National Geographic'in yıllardır beraber çalıştığı 5 kaşifi ve ben vardım, örneğin bu yıl seçilen 2012 kaşiflerinin hiçbiri bu yemekte yer almadı. Bu da National Geographic'in Türkiye gezisinden ne kadar memnun kaldığını, Türkiye'nin zengin doğası ve kültürünü ne kadar beğendiklerini, bize ve şahsıma duydukları güveni göstermesi açısından beni çok mutlu etti'' diye konuştu.
Şekercioğlu, 2013 yılının sonbaharında yapılması planlanan gezinin hazırlıklarına da şimdiden başladıklarını belirterek, program henüz netleşmese de Doğu Anadolu'nun yine gezi kapsamına alınacağının kesin olduğunu, ayrıca İstanbul, Kapadokya ve Akdeniz sahillerine gidilmesini beklediklerini dile getirdi.
NATİONAL GEOGRAPHİC'TE TÜRKİYE BELGESELLERİ ARTACAK
National Geographic yönetim kurulunun Kars ve Iğdır ziyaretinden çıkan bir başka sonuca daha değinen Şekercioğlu, şu ana kadarki gezileri arasında ''en çok Türkiye'den keyif aldıklarını ve ilginç bulduklarını'' belirten heyetin, National Geographic'in Türkiye ekibinden de Türkiye'yle ilgili daha fazla belgesel çekmelerini istediklerini anlattı.
Şekercioğlu, ''Bu tarihi geziden sonra bizim ümidimiz, ki aslında eminiz, artık Türkiye, National Geographic'in gündemine tamamen oturmuştur, daha fazla National Geographic'de yer alacaktır. Ve bu şekilde ülkemiz dünya çapında tanınacaktır'' dedi.
Öte yandan, gezi sırasında National Geographic heyetine gösterdikleri Kars ve Iğdır'daki alanların önemli bir kısmının etkin korunmadığını belirten Şekercioğlu, heyetin özellikle Aras Nehri'nin sulak alanlarının korunmamasından derin üzüntü duyduğunu kaydetti.
-Sarıkamış Ormanları ''kutsal''-
Şekercioğlu, KuzeyDoğa Dernegi olarak yürüttükleri, Sarıkamış Allahuekber Milli Parkı'nı ağaçlandırma yoluyla Doğu Karadeniz ve Kafkasların geniş ormanlarına bağlayacak Türkiye'nin ilk ''yaban hayatı koridoru'' projesini de hatırlatarak, şunları söyledi:
''Bizim diğer ümidimiz, Sarıkamış ormanlarının hepsinin milli park olarak korunması. Halihazırda yaklaşık 400 kilometrekarelik Sarıkamış ormanlarının sadece 60 kilometrekaresi milli park sınırları içinde. 90 bin şehit verdiğimiz, şehitlerimizin kanlarıyla sulanmış ağaçlar bunlar ve bunların hepsi esasında kutsal ağaçlar. Bu ormanın komple korunması, artık Sarıkamış ormanlarına kereste gözüyle bakmamamız lazım. National Geographic heyeti de bu konuda bizimle hemfikir ve bu sayede Doğu Anadolu'nun ekoturizm yaban hayatı, turizm potansiyeli artacaktır ve bu tip National Geographic gibi uluslararası çapta geziler, bölgeyi dünyanın gündemine oturtmuştur''.
Şekercioğlu, bölgede doğanın korunmasının, ekoturizm gibi öğelerle bölge halkına da doğrudan ekonomik gelir sağlayacağını ifade ederek, örneğin National Geographic heyetine köy yaşamı, doğa, yöresel yemekler ve misafirperverlik gibi unsurların çok cazip geldiğini ve onlara başka bir dünyaya girmiş hissi sağladığını belirterek, ''Sadece bu gezi bile Kars ve Iğdır bölgesine tahminimizce 15 bin dolardan fazla para bırakmıştır. Biz bunun devamının geleceğini ümit ediyoruz'' diye konuştu.
Şekercioğlu, ''İstanbul, Kapadokya, Akdeniz sahilimiz çok güzel yerler ama buralara milyonlarca turist geliyor. National Geographic da bu bölgelere gittiğinde o turistlerin bir parçası oldu, turist muamelesi gördü ama Kars ve Iğdır'da bölgeyi hiçbir başka turistle paylaşmadılar ve bu da onlara bölgeyi kendileri keşfediyormuş hissini verdi, en büyük keyfi de bundan aldılar. Ben de ülkem adına çok gurur duydum. Ümidimiz National Geographic'in bölgenin tanıtımında önemli rol oynaması ve Doğu Anadolu'yu da dünyanın önemli doğa turizmi ve ekoturizm merkezlerinden biri haline getirmesi'' dedi.
''GÖRDÜKLERİM BANA ÇOK CESARET VERDİ''
Türkiye'yi ziyaret eden National Geographic yönetim kurulu heyetinde yer alan David Brown da AA muhabirinin sorularını yanıtlarken, Türkiye'de daha önce hep İstanbul taraflarını gördüğünü, Doğu Anadolu'ya ilk kez gittiğini ve bundan büyük keyif aldığını söyledi.
Bölgede yapılan, doğa koruma, yaban hayatı koridoru, kuş halkalama çalışmaları gibi çalışmalardan gerçek anlamda etkilendiğini ifade eden Brown, bölge insanını da çok beğendiğini kaydetti.
Brown, ''Bence Türkiye'de önemli çalışmalar yürütülüyor, tabi ki daha fazla yapılacak iş var ama gördüklerim bana çok cesaret verdi. Çok güzel bir yer'' dedi.
Kalabalık bir ekiple düzenledikleri gezileri sırasında, çok sayıda uzmanla tanıştıklarını ve brifing aldıklarını, saha gezilerine katıldıklarını, sonuç olarak çok verimli ve yoğun gündemli bir gezi geçirdiklerini kaydeden Brown, sadece arkeoloji değil, doğa koruma ve biyolojik çeşitlilik alanında da Türkiye'deki çalışmalar hakkında çok şey öğrendiklerini belirtti.
