Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Bölümünden Uzm. Dr. Emin Çağlar, derslerdeki başarısızlıkların altında birçok psikolojik sorunun yatabileceğini belirterek önemli uyarılarda bulundu.
Dr. Çağlar, ders başarısızlığının, öğrencinin bulunduğu okul, sınıf ve derse göre belirlenmiş sonuçlara ulaşmada ilerleme gösterememesi durumu olduğunu ifade ederek "Başarısız çocuklar kolaylıkla 'ilgisiz', 'isteksiz' ya da 'tembel' olarak damgalanıyor. Oysa akılda tutulması gereken en önemli şey şudur; bir çocuğun isteksiz, ilgisiz ya da tembel olması bir neden değil sonuçtur. Altta yatan çeşitli biyolojik, ruhsal ya da sosyal sorunlar nedeni ile art arda başarısızlıkla karşılaşan çocuklarda derslere ve ev ödevlerine karşı ilgisizlik ve isteksizlik başlar" dedi.
DEHB'NİN TEK TEDAVİSİ İLAÇ
Kısaca DEHB olarak adlandırılan Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğunun birçok çocukta görüldüğüne işaret eden Dr. Çağlar, şöyle devam etti:
"Toplumda DEHB yüzde 5 ila 7 oranında görülür ve erişkinlikte de yüzde 60 ila 70 oranında devam eder. DEHB olan çocuklar okul öncesinde tanınabilir. Genelde aşırı hareketli, yerinde bir an olsun durmayan, hırçın, öfkeli çocuklar olarak bilinirler. Okula başladığında da dikkatini öğretmenin anlattığı konulara veremediği için ya da yerinde duramadığı için ders başarısı konusunda arkadaşlarından geride kalabilirler. Bir çocukta DEHB olduğu saptanırsa bunun bilimsel olarak kanıtlanmış tek tedavisi ilaç tedavisidir. Ailelere önerim doktorun dediğine uymalarıdır. DEHB'yi ilaçsız tedavi ettiğini söyleyen pek çok kişi bulunuyor. Aileler bu kişilere itibar etmesinler, paralarını ve emeklerini lütfen bu kişilere kaptırmasınlar. Birtakım psikososyal müdahaleler ilaç tedavisiyle beraber etkilidir. Ama ilaç tedavisi olmadan diğer yöntemlerin bilimsel olarak kanıtlanmış bir faydası yoktur."
İLERİDE DAHA BÜYÜK SIKINTILARA YOL AÇABİLİR
Dr. Çağlar, DEHB tanısı olan çocukların gerek okulda gerekse evde çok fazla uyarı aldıkları için duygusal olarak da yıprandıklarına değinerek, şu bilgileri verdi:
"Kendilerini bir destek olmadan ne kadar zorlarlarsa zorlasınlar istedikleri sonuca tam olarak ulaşamayacakları için bu durum öz güvenlerinin düşmesine yol açabilir. Mutsuzluk, okula gitmeyi ve ders çalışmayı reddetme gibi durumlar ortaya çıkar. Eğer DEHB tedavi edilmezse; ileriki yaşlarda yani ergenlik ve erişkinlikte kaygı bozukluğu, davranış bozuklukları, depresyon, madde kullanım bozukluğu gibi ciddi sorunlar ortaya çıkabilir."
ZİHİNSEL YETERSİZLİKLER DE GÖRÜLEBİLİR
Zihinsel yetersizliğinde ders başarısını etkilediğini ifade eden Dr. Emin Çağlar "Eğer orta ve ağır düzeyde değilse okula başlamadan önce bu yetersizlik düzeyi fark edilemeyebilir. Yani hafif düzeyde zihinsel yetersizlik okula başladığında fark edilir. Genel olarak bütün dersleri öğrenmede zorluk ve yavaşlık vardır. Otizm tanısı olan çocuklarda da öğrenme ve iletişim kurmayla ilgili zorluklar olur. Özgül öğrenme bozukluğu çocuktan kaynaklanan bir diğer sebeptir. Yine genellikle okula başladıktan sonra bu durum fark edilir. Okuma yazma yaşıtlarına göre daha geride kalabilir, harfleri ters eksik yazma, sağını solunu çok fazla karıştırma gibi karakteristik belirtileri vardır. Bir çocukta Özgül Öğrenme Bozukluğu, Otizm Spektrum Bozukluğu ya da Zihinsel Yetersizlik tanısının olup olmadığı sadece Çocuk Psikiyatri Doktoru tarafından anlaşılabilir. Eğer çocukta bu tanılar saptanırsa buna yönelik olarak okul saatleri dışında özel eğitim alması gereklidir. Okulda da çocuğun bu durumuna özel bireysel eğitim programı düzenlemesi yapılır" ifadelerini kullandı.
NORMALDE OKUL OLGUNLUĞU İÇİN 72'NCİ AY İDEAL
Dr. Çağlar, okul olgunluğuna da işaret ederek, şu değerlendirmede bulundu:
"Çocuğun okula başlaması gerekli olan bilişsel duygusal ve sosyal olgunluğa ulaşmış olması gerekir. Bu da gelişimi olağan olan çocuklar için 72 aydır. Bazı çocuklar 72 aydan daha önce okul olgunluğunu kazanabilir. Böyle durumda aileler çocuklarını daha erken ilkokula başlatabilir. Ancak bazı çocuklarda zihinsel yetersizlik, konuşma bozukluğu, otizm spektrum bozukluğu gibi tanılar olabilir. Bu gibi durumlarda çocukların okula 72'nci aydan önce okula başlamaması için çocuk psikiyatristi tarafından rapor düzenlenebilir. 1 yıl daha okul öncesi eğitime devam etmesi sağlanabilir. Okul olgunluğu kazanmamış çocuğun okula başlaması doğal olarak derslerinde başarısız olmasına neden olacaktır."
BU FAKTÖRLERE DİKKAT
Aile ve okul ortamının da ders başarısını etkilediğini belirten Dr. Çağlar, faktörleri şöyle açıkladı:
"Ebeveynlerin olumsuz model olması, ayrılması, hastalanması, baskıcı tutumları, huzursuz ev ortamı, gerçekçi olmayan beklentiler, ailenin okula karşı olumsuz tutumları, çocuğa sınır koyamama, uygun çalışma ortamının sağlanamaması başarıyı etkileyen faktörlerdir. Okul fobisi, akran zorbalığı, aşırı çekingenlik, ergenlik döneminde yaşanan duygusal ilişkiler sonrası yaşanan sorunlar da duygusal olarak çocuğu etkiler, kaygı ve depresif belirtiler oluşturabilir ve ders başarısızlığına neden olur. Okuldan kaynaklanan diğer nedenlerde öğretimin bireysel yöntemlere dayanılarak yapılmaması, öğrencinin bireysel özelliklerinin dikkate alınmaması, öğretmenlerin olumlu tutum ve davranışlar sergilememesi şeklinde sıralanabilir."
15 ÖNERİYE KULAK VERİN
Dr. Çağlar, ailelere şu önerilerde bulundu:
"Sorumluluk duygusunu artırmaya çalışın. Yaşına uygun yapabileceği görevler verin, kendisine güvenmesini sağlayın. Ona yaşından ve olduğundan daha küçükmüş gibi davranmayın. Onunla vakit geçirin, kendisini ifade etmesini sağlayın. Okul başarılarını uygun bir şekilde dillendirin, belli aralarla durum değerlendirmesi yapın. Ona her zaman cesaret verin, destekleyin. Başarısızlıkları için konuşun, onu başarıya motive edin. Öğretmeninin onun hakkındaki önerilerini dikkate alın. Aile içi huzuru ve sevgi ortamını onun için hazırlayın. Dersleri konusunda anne – baba birlikte destek olun. Dikkatini devam ettirme konusunda eksikliği olup olmadığını kontrol edin. Onun kapasitesinden daha fazlasını beklemeyin. Onun kabiliyetlerini yönlendirin ve gelişmesini sağlayın. Hafta sonları ve yaz tatillerinde yeterince dinlenmesini sağlayın. Yaşıtları ve başkaları ile onu kıyaslamayın. Sportif faaliyetler ile ders dışı dinlenmesini sağlayın, okul içi sosyal etkinliklerde onu cesaretlendirin."