kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Ana Sayfa
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
  » Magazin
    Sağlık
Günaydın
ATV
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
40. sanat yılında anılarını yazıyor
40. sanat yılında anılarını yazıyor
Şöhret, Susuz Yaz ile geldi

40. sanat yılında anılarını yazıyor

Sinemaya 1963 yılında Susuz Yaz ile başlayıp 200'e yakın filmde başrol alan Hülya Koçyiğit, 40. sanat yılını bir kültür merkezinde veya beş yıldızlı bir otelin balo salonunda değil, yazacağı kitabın sayfalarında kutlayacak..


Türk Sineması'nın usta oyuncusu Hülya Koçyiğit, 40. sanat yılında Türk Sineması'nın çöküş hikayesinden, Hollywood'dan aldığı teklife, kadın-erkek eşitliği mücadelesinden, politika ve savaşa kadar olan tüm anılarını ve fikirlerini bir kitapta topladı. Koçyiğit, Türk Sineması'nın en çok ödül kazanan oyuncusu... Yurtdışında ödül kazanan, Hollywood'dan teklif alan ilk Türk kadın oyuncu ayrıca yurtdışında bütün filmleri gösterilen ilk ve tek oyuncu olarak biliniyor.

Türk Sineması'nda pek çok başarıya ve ilke imza atmış olan Hülya Koçyiğit, henüz adını vermediği kitabında, son günlerin modasının tam tersine anılarıyla can yakmayacak. Aksine ünlü oyuncu, bugünün oyuncularına oyunculuk adına ne kadar yanlış yolda olduklarını belirterek ne yapmaları gerektiği konusunda yol gösterecek. Küçük Çiftlik Parkı'nda kurulan Medrano Sirki'nde sahneye atlayıp dans etmeye başladığında henüz 8 yaşında olan Hülya Koçyiğit, bugün 55 yaşında. Ankara Devlet Konservatuarı bale bölümünde okuyan Koçyiğit, İstanbul'a geldiği sıralarda diğer iki kardeşi Feyral ve Nilüfer Koçyiğit ile birlikte İstanbul Şehir Tiyatroları'nda çocuk oyunlarında rol almaya bayladı. Oyunlarından birini izleyen Muhsin Ertuğrul'un "Sen büyük bir oyuncu olacaksın. Ama önce drama dersleri alman gerekiyor" demesinin ardından, Ankara Devlet Konservatuvarı tiyatro bölümüne girdi. Gidişgelişlerden yorularak çareyi İstanbul Devlet Konservatuvarı'na geçiş yapmakta bulan Koçyiğit'in sinema yaşamı, annesi Melek Koçyiğit'in Metin Erksan ile tanışmasıyla başladı.

HOLLYWOOD'DAN TEKLİF
Yıldızı sadece Türkiye'de parlamamış, başarısını Türkiye'den binlerce kilometre uzağa taşımayı başarmış olan usta oyuncu, Meksika Acapulca Film Festivali'ne katılan "Susuz Yaz"daki rolüyle Hollywood'un en çok film üreten şirketlerinden olan Golden Metro Mayer'dan teklif aldı. Ama o, kendisini belki de dünyaca ünlü bir sanatçı yapacak olan teklife, babasının vefatı nedeniyle 'hayır' demek zorunda kaldı.

*
Size yapılan bu teklifin ne kadar önemli olduğunu farkedemediniz mi?
Babam yeni ölmüştü. Annem ve kardeşlerime bakacak biri gerekiyordu. Bu da benden başka kim olabilirdi ki? Hata yapıp pişmam olmamamla övünürüm sürekli. Belki o teklifi kabul etmeyişim, benim bir hatam olarak görülebilir ama ne olacağını bilmediğim için ben hata olarak görmüyorum. Belki Amerika'ya gitseydim dünyaca ünlü bir sanatçı olabilirdim; belki de Türkiye'de bile oyunculuk yapamayacak kadar başarısız olurdum. Yaşanmamış hakkında yorum yapamam. Oyunculuğa bugün başlasaydım benden hiçbir şey olmazdı. Bu nedenle 40. yılını kutladığım sinemaya 1960'lı yıllarda başlamış olmaktan son derece mutluyum.

* Neden bugün başlasaydınız başarısız olacağınıza inanıyorsunuz?
Şöhret olmanın şartlarına uyum sağlayamazdım. Her şeyden önce çok fazla film çekilmediği için kendimi gösterecek fırsatı bulamazdım. Sevişmek insanların yemek yemesi kadar doğal, biliyorum ama ben filmlerimde sevişmeyeceğim için yapımcılar bana rol vermezdi. "Cemile (1969), "Tanrı Misafiri (1973), "Diyet" (1975), "Derman (1984), "Karılar Koğuşu (1990) filmleriyle Altın Portakal, "Zehra" (1972) ile Altın Koza, "Kurbağalar" (1987) ile Nantes Uluslararası Film Festivali en başarılı kadın oyuncu ve "Bez Bebek" (1988) ile Amiens Ulusalarası Film Festivali'nde en iyi kadın oyuncu dallarında ödül kazanan Hülya Koçyiğit bu ödüllerin geri dönüşünü "Hülya Koçyiğit" olmasıyla aldığını söylüyor.

*
Türk Sineması'nın en çok ödül kazanan oyuncusu olmak size ne gibi avantajlar sağladı?
Beni Hülya Koçyiğit yapan faktörlerden biri de bu ödüller olmuştur. Bana sağladığı avantajlar kaliteli yapımlardan teklif almış olmam. Bu avantajı bugün hala kullanabiliyorum. Çok ödül almam çok kaliteli yapımlardan teklifler gelmesine neden oldu.

SİNEMADA DÖRT KADIN SİLAHŞÖR
* Filiz Akın, Türkan Şoray, Fatma Girik ve Hülya Koçyiğit... Türk Sineması'nın 4 kadını kavramı nasıl ortaya çıktı? Pek çok film çevirmelerine rağmen onlarca kadın oyuncu neden bu dörtlünün dışında kalmıştı?
Ben, Türkan, Fatma ve Filiz başka oyuncuların taklidi olmadık. Benim başladığım yıllarda sinemada kemikleşmiş karakterler vardı. Vamp kadın, masum kadın gibi... Vamp kadın hep vamp kadındı, masum kadın da hep masum kadın. Biz bu anlaşıyı değiştirerek oyunculuğumuzla ön plana çıktık. Ne tek başına bir vamp kadın olduk, ne de tek başına bir masum kadın. Karakter o filmde neyse o olduk. Diğerinde başka. Bunun yanısıra belki yaşam tazlarımız da buna nedendir. Şartlar ne olursa olsun çizdiğimiz yoldan sapmayarak kalitesiz filmlerde rol almadık. Yılda 10 film çektiğimiz halde kaliteyi en yüksek seviyede tuttuk. Bu durum 4 kadın diye anılmamızda rol oynamıştır diye düşünüyorum.

KİTABI CANLARI YAKMAYACAK
Tuttuğu günlükler ile anılarını hafızasında yeniden yeşertmeye çalışan Koçyiğit, hayatını yayınlayacağı kitapla paylaşacak ama can yakıcı anılara yer vermeyecek. Örneğin "Fi tarihinde şu adam bana bunu demişti" gibi yazılarla dolmayacak sayfalar...

*
Ne yazacaksınız kitabınızda?
40 yıllık sanat yaşımımı özetleyeceğim. Nasıl oyuncu olunur, nasıl sanatçı olunur konularına değineceğim ama bir ders kitabı gibi olmayacak. Yaşadıklarımı yazarken iyi bir oyuncu olmanın ipuçlarını vereceğim.

* Nasıl oyuncu olunur?
Bizim için şöhret ve para sonra gelirdi. Şimdiki nesil için tam tersi. Bir şekilde ünlü olup, nasıl sansasyon yapsam, artist olsam, İstanbul piyasasına girip hangi yönetmenle tanışsam diye düşünülüyor. Ama oyunculuğu meslek olarak görenler de var. Onları el üstünde tutup beslemek ve destek vermek gerek. Biz iyi senaryolarda, iyi yönetmen ve iyi oyuncularla çalışarak şöhrete ulaştık. Şimdilerde önce şöhret olup sonra iş yapmaya çalışıyorlar. Bu da bana yanlış bir yol gibi geliyor.

* 1987 genel seçimlerinde Turgut Özal'ın zorlamalarıyla girdiğiniz milletvekilliği yarışını sadece 114 oy farkla kaybederek siyasete giremediğiniz için sevinip "Bu bana Allah'ın lütfu" demiştiniz. Bugün hala aynı görüşte misiniz? Bugünkü siyasi ortamda mecliste olmak ister miydiniz?
Meclise girmeden de hizmet verilebilir diye düşünüyorum. Ben SODER'in (Sinema Oyuncuları Derneği) başkanıyken birçok sinema oyuncusunu emekli etmeyi başarmıştık. Bazı hizmetlerde bulunmak için ille de mecliste olmak ille de siyaset yapmak gerekmiyor.

* İşçi kanununda sanatçılar sizce nasıl değerlendirilmeli?
Berhan Şimşek'in de dediği gibi sanatçının emeklisi olmaz. Yalnız sanatçıları emekli ederek sosyal güvenceye alınıp çalışmalarına devam etmelerini sağlayacak çalışmalar yapılmalı.

İYİYİ, GÜZELİ GÖSTERMELİYİZ
Hülya Koçyiğit'in 40 yıllık bilgi ve deneyimi acaba yeterince değerlendiriliyor mu? Koçyiğit'in de bilgileri ıslak toprağa yağan kara mı benzeyecekti? Bir sanatçının misyonu sadece film çekmek mi olmalı?..

*
Yeterince değerlendirildiğinize inanıyor musunuz?
Geçen yıl Bahçeşehir Üniversitesi'nde ders verdim. Bu yıl da TÜRVAK'ta (Türker İnanoğlu'nun sahibi olduğu sinema okulu) dersler veriyorum. Bir sanatçının misyonu elbette film çekmekle kalmamalı. Bizler zaten doğruyu güzel filmlerde anlatmaya çalışıyoruz. Belki direkt olarak söylemiyoruz ama göstererek iyinin-kötünün, güzelin-çirkinin ne olduğunu gösteriyoruz. Özel hayatlarımızda da filmlerimize paralele olarak iyiyi, güzeli göstermeliyiz. Verdiğim derslerle yeni nesil oyunculara bilgilerimi aktarmaya çalışıyorum.

* Türk Sineması'nın geleceğinden umutlu musunuz?
Umudum gün geçtikçe tükeniyor. Çözüm diye ortaya sürdüğümüz çözümler de aslında yanlış.

* Nedir bu yanlış çözümler?
Sinemayı kurtarsın diye televizyonda şöhret olmuş insanlara sinemanın kurtarıcıları gözüyle bakmaya başladık. Sinema oyuncularının yüzlerinin eskidiğini düşünerek yanlış yapıyoruz. Bir de her film çok izlensin diye kaygı taşıyoruz. Her film çok izlenmek zorunda değil. Bazı uyanık yapımcılar çektikleri filmlerin reklamını yapmak için yanlış yollara başvurdu. Filmin hikayesinden çok sevişme sahnelerini ve setteki kavgaları ön plana çıkartıp yapılan işi arka plana attılar. Kısa vadeli planlar yapıp uzun vadede kazanacakları paraları riske attılar.

MEHMET ÇALIŞKAN

DİĞER MAGAZİN HABERLERİ
 Aniston da çocuk istiyor
 Çapkınlığı 'online' öğrenin
 İşte Gamze'nin gizlediği aşkı
 atv 19.45
"Spor"
 atv 19.50
"Hokus Pokus Show"
 Show TV 19.30
"Ana Haber Bülteni"
 Star 19.30
"Ana Haber Bülteni"
 Star 20.10
"Şakacı"
 Kanal D 19.00
"Ana Haber Bülteni"
Kurban kesiminde çevrecilere Diyanet İşleri'nden destek
Kurban kesiminde çevrecilere Diyanet İşleri'nden destek
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, "Çevrecilerin...
Sezer'den yargı yıpratılıyor uyarısı
Sezer'den yargı yıpratılıyor uyarısı
Cumhurbaşkanı bayram nedeniyle yayınladığı mesajında yargıya güvenin...
Meme kanseri oldu dekolteden vazgeçmedi
Modacı Meral Gökçaylı, geçen yıl meme kanserine yakalandı.
Müziği, yüreğinin ritmi ile hissediyor
Doğuştan işitme engelli Ceren, üç ay önce yaşamına giren piyano ile...
 
    Ana Sayfa | Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon
Spor | Hava Durumu | Günaydın | Bizimcity | Sizinkiler | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.