kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Teknoloji
    Otomobil
    Sinema
    Hobi
    Çizerler
Günaydın
ATV
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Omer Lutfi Mete @ SABAH
 

Fişleme ile asker şişleme

İlkecilikle fırsatçılığın karıştırıldığı toplumumuzda, 'fişleme' vakası, -Batılılaşma maceramızın başından beri yaşadığımız- 'aydın sefaleti' yine öne çıkardı.
Yeri geldiğinde askere yönelik eleştirilerini dile getirmekten hiç sakınmayan ama bunu yapmaktan zerre kadar zevk almayan, aksine acı çeken bir vatandaş olarak, sinsi bir TSK düşmanlığı kampanyasına dönüşen 'fişleme tartışması'nı esefle izliyorum.. Vaktiyle aşırı sol fırınlarda pişip de şimdilerde liberal demokrat vitrinlere konuşlanmış pek çok ahkamcı, sanki Ordu'dan eski 'anti-komünist' icraatların intikamını alıyor.
Görünürde kutsal terim ve kavramlar adına kaygı dile getiriliyor:
-Hukuk devleti, demokrasi, özgürlük, bireyin mahremiyeti, insanlık onuru, Avrupa Birliği, vesaire..
Bu ilkeci kaygıyı yürekten paylaşmayan namerttir! Ancak, ilkecilikle fırsatçılığı birbirine karıştırmaya itiraz etmek de namus borcudur!
Fişleme olayıyla patlayan kampanya öyle şehvetli bir saldırganlık içeriyor ki, 27 Mayıs'la ihtilalcilik veya ihtilalle eş anlamlı müdahalecilik sürecini başlattıkları günden beri kendi kurumlarına zarar üstüne zarar veren askerlerin hataları önemsizleşiyor. Bu saldırılar artık faşizan tavırlara karşı çıkmaktan, militarizme tepki göstermekten öteye geçmiş, doğrudan TSK'yi aşağılama kampanyası niteliğine bürünmüştür.
Fikriyatı gereği dün veya bugün TSK'ya savaş halinde olan bütün kalemler seferber olmuş, linç eylemine iştirak etmişlerdir.. Sözde yüksek ilke ve değerler adına 'fişleme' ve benzeri uygulamaları eleştirenlerin salya-sümük sergiledikleri bu horlama şehveti, insanı ister istemez 'güdümlü bir kampanya ihtimali' ile karşı karşıya getiriyor..
-Vay, sen fişlemeyi onaylıyor musun?
Tereddütsüz belirteyim ki, kişisel olarak kendimle ilgili bütün fişlemeleri onaylayabilirim ama başka hiç kimsenin fişlenmesine rızam yoktur. Her isteyen beni fişleyebilir! İster asker, ister polis, ister MİT, ister CIA, ister MOSSAD, ister BND, ister o, ister bu..
Hiç tasam yok.
Kusursuz ve günahsız olduğum için değil.. Kusursuz ve günahsız insan olmadığını bildiğim, ama, kimsenin adamı konumuna düşmediğim, daima özgür düşünce ile yazıp söylediğimden emin bulunduğum için..
Lakin başka hiç kimsenin, hiç kimse tarafından fişlenmesini onaylamam!
Fişlemek başka, muhtemel suçlu ve muhtemel düşmanı izlemek başka iş.
Fişleme hemen daima kötüye kullanılabilir bir yöntemdir. Ancak, muhtemel suçluyu ve muhtemel düşmanı izlemek, devlet denen yapının ilk görevidir. Hatta, bir yapı muhtemel suçluyu ve muhtemel düşmanı ne kadar başarı ile izleyebiliyorsa o kadar devlettir! Yalnız, izleme ile fişleme de her an birbirine karışabilir. Bu yüzden de Batı'dakiler gibi, mümkün mertebe 'hukuk devleti' olarak kalabilmek için yargı denetimi şart. (Kusursuz hukuk devleti halen sadece bir hayaldir; ABD'de 'Ulusal Güvenlik Yasası' yüzünden pek çok pislik, yargı denetimine kapalı ve örtülüdür.)
İzleme veya fişlemeyi, şu veya bu ölçüde birbirine karıştırarak her devlet yapıyor. Hem kendi vatandaşlarına yönelik olarak, hem de çıkar kovaladığı başka ülke vatandaşlarına yönelik olarak!
'Bana ne, benimki yapmasın' diyen, 'Herkesin devleti olsun ama benim olmasın' demektedir.
Bu konuyla ilgili ilk yazımda da kaydettiğim gibi, İsviçre dahi aynı işi yapıyor!
Şu an bize 'sizi tam üye olarak alıyoruz' diyerek betona serili bir mavi brandayı havuz diye gösterseler balıklama atlayacağımız AB'nin ağababası Almanya, bırakın kendi ülkesindeki yabancıları, ülkelerine kesin dönüş yapmış Türkleri bile izliyor ve fişliyor. Ha, bunu bizdekiler gibi yüzlerine gözlerine bulaştırmıyorlar ama aralıksız yapıyorlar. Hatta, bu insanlarımızdan 'eleman' bile devşiriyorlar. Özellikle de kendisini bu ülkenin ve bu toplumun ana omurgasına bağlı hissetmeyen unsurlardan olanları daha kolay kazanıyorlar. ABD'nin uzun kolları da burada müthiş bir fişleme düzeyinde izleme çalışması yapıyor. Medyada kimin aşırı olduğunu, kimin dost davrandığını isim isim belirliyor, sonra da uygun gördüklerini 'yeşil yeşil' ödüllendiriyor..
Bu tip dış ağababa fişlemeleri ile ilgili pek tasası görülmeyenlerin içeride aslan kesilmeleri; devlet olma özelliğini yitirmiş Türkiye'nin sivil iradeden kopan ve dolayısıyla zıvanadan çıkan 'istihbarat' işindeki zavallılıklar fırsat bilerek orduyu müthiş bir zevkle aşağılamaları, 17 Ağustos 1999 depreminden daha korkunç bir milli afettir.
Asker bu fayı tetikleyen yapay veya doğal unsurları önce kendi içinde aramalı..

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Oy satarım, oyun satarım   / 29-03-2004
 Bizim köyün valisi   / 26-03-2004
 Ya haber kaç para?   / 25-03-2004
 AB yolunda 'kondu' rüzgârı   / 23-03-2004
 Bozgundan Fatih çıkmak   / 22-03-2004
 Hangi yıldız parlıyor   / 19-03-2004
 Derin yumuşatma süreci   / 18-03-2004
 Fişleme ile asker şişleme   / 16-03-2004
 Terör ve resmi fail-i meçhuller   / 15-03-2004
 Derin millet manifestosu   / 12-03-2004
ERGUN BABAHAN
Seçim dersleri
Türkiye bir seçimi daha arkada...
ERDAL ŞAFAK
Rakamların dili
Fransa eski Başbakanı ve Sosyalist Parti...
AHMET HAKAN COŞKUN
Trabzon'u kaybettik üzgünüm anneciğim
Başbakan annesiyle...
MANSUR FORUTAN
Terliklerin kardeşliği
Çooook uzun zamandır İnönü'de...
MEHMET BARLAS
Sezen Aksu'nun yorumu ile seçimden çıkan tablo!
Hep...
ALİ KIRCA
Takiyenin sonu!
28 Mart seçimi, hâlâ devam ettiği...
SAVAŞ AY
Kemal Abi'nin yerinde 'Zalim' şarkısı
Mevzua özne...
ÖMER LÜTFİ METE
Osmaniye'nin bile tesellisi var
Dün 'demokrasiyi...
HINCAL ULUÇ
Baykal gider, Sarıgül gelir!..
Yerel seçimler CHP'nin...
Yabancı olmalı
Yabancı olmalı
"Kalbimdeki isim yerli. Mantığım ise farklı söylüyor. Bu ortamda...
Kazanmaya gidiyoruz
Kazanmaya gidiyoruz
Millileri Hırvatistan sınavına hazırlayan Ünal Karaman, "Zagrep'e...
Siirt'te seçim gerginliği
Siirt'te seçim gerginliği
DEHAP'lı öfkeli bir grup seçim sonuçlarını protesto için gösteri...
Sol ittifak CHP'de değişimi bekliyor
Sol ittifak CHP'de değişimi bekliyor
Hedeflediği başarıyı yakalayamayan Demokratik Güç Birliği, solda...
Eşleri de ekran başında ter döktü
Eşleri de ekran başında ter döktü
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olan Kadir Topbaş'ın eşi Özleyiş...
Demokrasinin renkleri
Demokrasinin renkleri
Seçim sonrası başlayan "AKP ve CHP'nin durumu" tartışmasının öteki...
 
    Ana Sayfa | Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon
Spor | Hava Durumu | Sarı Sayfalar | Günaydın | Bizimcity | Kapak Güzeli | Astroloji | ON Magazin | Sağlık | Cumartesi | Aktüel Pazar | Teknoloji | Otomobil |Sinema | Hobi | Çizerler
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.