kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Teknoloji
    Otomobil
    Sinema
    Hobi
    Çizerler
Günaydın
ATV
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Emre Akoz @ SABAH
Fax:
0212 354 36 19
 
Bu ne çile Tanrım!
24 saat uyumayan kent

Bu ne çile Tanrım!

Herhalde eski kafalıyım! Filmlerde 'tutarlılık' arıyorum. 'Tutarlılık' derken elbette 'gerçek yaşam' ile örtüşen bir ilişkiyi kastetmiyorum. Aksi halde ortada 'fantastik film' diye bir tür kalmazdı.
'Tutarlılık'tan kastım 'iç tutarlılık' ve 'işlev'. Örneğin 'Neredesin Firuze'deki 'Firuze' tipini ele alalım. Bir şizofren olan Firuze (Demet Akbağ), şarkıcı türkücü takımına (Haluk Bilginer, Özcan Deniz ve diğerleri) gerçekten yardım (mesela para) ediyor mu? Hayır. Çünkü zaten hayal aleminde yaşayan bir hasta.
Peki Firuze'nin varlığı takımda bir sinerji yaratıp borçtan harçtan kurtulmaları için atılım yapmalarına yol açıyor mu? Hayır. Filmin sonunda bizimkiler yine çulsuz. O halde hoş, şirin, tatlı olsa da Firuze tipinin işlevi ne? Gogol müydü, "Öykünün başında bir tüfekten söz edersem, ileride mutlaka patlayacak demektir" diyen?
Öte yandan 'Plakçılar Çarşısı'nın her göründüğü bölümde, dama çıkmış "İntihar edeceğim" diye bas bas bağıran 'Fatih Ürek' bir fantastik öge olarak oradaydı. Yani onun varlığı bir tutarsızlık değil; bir motif, bir espri.
Gelelim "Hz. İsa'nın Çile"sine... Hıristiyanlığı 'içeriden' yaşamayan, bu dine bilgi ve duygu açısından uzak olan Müslümanlar için anlaşılması zor bir film.
İki saat boyunca Hz. İsa'yı dövüyorlar... Tekmeliyorlar... Yumrukluyorlar... Kırbaçlıyorlar... Aşağılıyorlar... Yüzüne tükürüyorlar... Tekrar dövüyorlar... Tekrar yumrukluyorlar... Yine kanatıyorlar... Bir daha tekmeliyorlar...
Bütün film neredeyse böyle sürüp gidiyor. 12 Eylül döneminin Diyarbakır Cezaevi üzerine bir film yapılsa bu kadar işkence, bu kadar kan olmaz herhalde.
Ancak... Hz. onca iniye yapO dönemde hangi toplumsal grupların, ne tür amaçlarla kapıştığı... Hz. İsa'nın mesajının kimleri etkilediği... Niye ihanete uğradığı... 'Son Akşam Yemeği'nin niye önemli olduğu...
Bu ve benzeri soruların cevabı filmde ya yok ya da bir iki cümleyle geçiştirilmiş.
Dolayısıyla, ortaya efsane üstüne bir efsane çıkmış. Şöyle: Birincisi, birçok ayrıntısı bilinemediği için yaşamı bir 'efsane' haline gelen Hz. İsa. İşte film bu efsane üstüne bir efsane daha ekliyor adeta.
(Yanlış anlaşılmak istemem: 'Yalan' değil, 'efsane' diyorum ve bir F.Bahçeli olarak efsanelerin ne kadar güçlü duygulara yol açtığının da farkındayım!)
Bilirsiniz: Hz. İsa'nın ve havarilerinin yaşamı ikonalar (dini resimler) vasıtasıyla da anlatılır. Yönetmen Mel Gibson da sanki ikonların yerine film görüntüsünü koymuş.

***


Yukarıda sözünü ettiğim bakış açısıyla... Yani tutarlılık ve işlev açısından, filmde en çok hangi tipi tuttum biliyor musunuz: Roma İmparatorluğu'nun bölge valisi Pontius'u! Yıllardır yurdundan uzakta kalmış, hataları yüzünden fırçalar yemiş, kargaşaya yol açmadan, ellerini kirletmeden işleri idare etmeye çalışan bir 'sömürge valisi'. Hz. İsa'yı öldürse bir dert, öldürmese başka dert. Bence filmin en tutarlı, en gerçekçi karakteri oydu.
Velhasıl, 'kan kültürü'ne aşina olan İslami mezheplere dahil olanları bir yana bırakırsak... "Hz. İsa'nın Çilesi" (ki 'azap' daha uygun bir kelime) ortalama bir Müslüman için fazla kanlı ve fazla 'havada' bir film. Ama cesur ve ilginç!

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Sakıp Ağa olsaydı...   / 11-04-2004
 TRT'deki eski kayıtlar yok oluyor   / 10-04-2004
 Bu gömleği giyer misiniz?   / 09-04-2004
 Halilzad'ın itirafı   / 08-04-2004
 'Pozisyon aydını'   / 07-04-2004
 Beyazlar'a neden Kafkasyalı denir?   / 06-04-2004
 Bu insanları kim lekeledi?   / 05-04-2004
 Baltayı taşa vuranlar   / 04-04-2004
 Acil tanım ihtiyacı   / 03-04-2004
 Muhafazakâr seçmenin gönlü nasıl kazanılır?   / 02-04-2004
UMUR TALU
Basın hürdür ya siz?
Batı temel hak ve özgürlükler...
EMRE AKÖZ
Bu ne çile Tanrım!
Herhalde eski kafalıyım! Filmlerde...
MEHMET ALTAN
U2 Kıbrıs'ta...
Bugün toprağa vereceğimiz Sakıp Sabancı...
Golf'ü düşünürken 11 Eylül'ü ıskaladı
İstihbarat birimleri, 6 Ağustos 2001'de, yani 11 Eylül'den 1 ay önce...
Iraklılar'la savaşmak için eğitilmedik
Washington Post'un iddiasına göre yeni Irak ordusundan bir tabur, bu...
Hırs, Ter, Gözyaşı: 2-2
Hırs, Ter, Gözyaşı: 2-2
Kartal, Veysel ve Youla'nın golleriyle 18. dakikada 2 farklı geriye...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Teknoloji | Sarı Sayfalar | Otomobil | ON
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.