kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Bilgi ve Yaşam
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
    Kampüs
Bizimcity
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Omer Celik @ SABAH
 

25 üyeli siyasi güç?

Cumartesi günü İrlanda'da yapılan törenle, AB'nin 25 üyeli bir birlik haline gelmesi kutlandı. Böylece dünyanın en büyük siyasi birliği oluşmuş oldu.
Pat Cox, AB'nin 25 üyeli bir birlik haline gelmesi konusunda hafızalara yer edecek şeyler söylemişti: "Yüzlerce yıl acı savaşlara sahne olmuş yaşlı kıtamıza artık barış çok daha kesin bir biçimde yerleşiyor. Dün birbirine kar- şı olanlar, bugün gönüllü olarak bir araya geliyorlar. Bizleri zorlama ya da tüfek bir araya getirmiyor. Akıl, inanç ve gönüllülük esasında bir birlik oluşturuyoruz."
Bir bakıma, AB, bu sözlerde de anlatıldığı gibi, "akılcı siyaset"in en parlak zaferlerinden biri olarak görülebilir. Çok yakın zamanlara kadar savaş ve dehşet dengesiyle şöhret bulmuş Avrupa'nın pekçok yeri şimdi siyasi ve ticari birliğin dönemeçleri haline geliyor.
Kültürün ve teknolojinin tek başına asla yapamayacağı şeyin siyaset yoluyla gerçekleştirilmesidir bu. Siyasetin kültürü ve değer kodlarını dönüştürmesidir. Kültürel olarak birbirine karşı on yıllar hatta yüzyıllar boyunca bileylenmiş pekçok halk, bugün aynı çatı altında sinerji üretmek üzere bir birlik haline geldi.
Siyaset akılcı bir biçimde bu formülleri kurmamış olmasaydı, kültürel fay kırıklarının ve karşılıklı husumetlerin yüzyıllar boyunca giderilmesi mümkün olmayacaktı. Çoğu kez sanıldığı gibi ekonomik ilişkilerin giriftleşmesi ya da ticari çıkarların etkisi de bu birliği oluşturmaya yetmezdi. Bu, siyasetin zaferidir. "Akılcı siyaset"in tarihten gelen husumet dengelerini dönüştürmesidir.

AB, 25 üyeli olarak büyük bir viraj aldı. Bundan sonra hem daha güçlü, hem de daha sorunlu hale geldi.
Sorunların başında bu derece büyük bir organizasyonu yönetmeye ve ilerletmeye dönük zorluklar geliyor. Giderek dinamikleşen bir dünyada, yönetim teknikleri süratle hantallaşıyor. Bunu gidermek için çok daha etkili modeller oluşturmak gerekiyor. AB gibi çok devletli ve dinamikli bir siyasi entegrasyonun bu sıkıntılarla daha yoğun başbaşa olduğu açıktır...
Bu bir sorundur kuşkusuz ama bundan daha büyüğü değerler alanında yaşanmaktadır.
25 üyeli olma törenini üç büyük dinin temsilcilerinin yaptığı dualarla açan AB, dünya üzerindeki siyasi duruşu ile medeniyetler arası buluşmayı sembolleştirecek bir etkinlik üretememektedir.
25 üyeli olduktan sonra, Bulgaristan ve Romanya sıradadır. Hırvatistan'a ise yeşil ışık yakılmıştır.
25 üyeli AB ve sırada olanlar tek bir siyasi kültürü ve toplumsal gelene- ği yansıtmaktadırlar. Bu da AB'yi hala coğrafya ve din eksenli tanımlamayı çağrıştırabilmektedir.
Farklı olan tek sıradaki aday ise Türkiye'dir. AB ile Türkiye'nin ilişkisi, AB'nin gelecek stratejisinin hangi de- ğerleri kapsayacağı bakımından bir "ölçü" haline gelmiştir.
O sebeple, Türkiye'nin AB ile ilişkisinin "siyasal" anlamı, 25 üyeli olmasının "sayısal" anlamından çok daha büyüktür.
AB dünya üzerinde değerler temelinde genişleme iddiasındaki tek küresel güçtür. 25 üyeli oluncaya kadar içerdiği değerler ise görece tek tip olmuştur. Değerler temelinde gerçek bir genişleme stratejisi olduğunu gösterebilecek tek fırsat, Türkiye'nin AB üyeliği yolunda net bir yol haritasına sahip olmasının sağlanmasıdır.
25 üyeli AB'nin "medeniyetler arası soğuk savaş" tehlikesinin olduğu bir dünyada, gerçek bir güç olabilmesinin yolu budur.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 İktidarın doğası   / 10-05-2004
 Dünyanın vicdanı...   / 07-05-2004
 Siyasetin gücü...   / 05-05-2004
 25 üyeli siyasi güç?   / 03-05-2004
 Ya değerler ya barbarlık...   / 02-05-2004
 Beraber yaşama ve laik değerler...   / 30-04-2004
 KKTC'nin yaşam alanı...   / 28-04-2004
 Sayısal engel, siyasal açılım...   / 26-04-2004
 Kıbrıs siyaseti keşfediyor...   / 25-04-2004
 Büyük Ortadoğu'nun karekökü   / 21-04-2004
ERDAL ŞAFAK
Sıra Ermenistan'a geldi
Başbakan Erdoğan'ın YÖK ve...
MANSUR FORUTAN
Marjinal fayda teorisi ve futbol
Yoğun istek üzerine...
MEHMET BARLAS
"Millet" iktidar yapar ama "Kurumlar" iktidarı...
ÖMER ÇELİK
Uluslararası jest
Kıbrıs'ta referandumdan sonra ortaya...
REFİK DURBAŞ
Sait Faik yaşıyor...
Akşam üstleri Tünel'den Taksim'e...
SAİT GÜRSOY
Katsayılar gençleri iyice gerdi
Üniversite giriş sınavı...
SAVAŞ AY
'Bambaşka biri' olma
Bütün zamanların en güzel, en hoş,...
HINCAL ULUÇ
Sıradan çoğunluk.. Nadir azınlık.. Sorun bu..
Ülkemizde...
Paylaşmayı bilirim
Paylaşmayı bilirim
"Aklımda her zaman takım var. Tuncay'ı takım oyuncusu olması için çok...
Bir telefon bana yeter
Bir telefon bana yeter
Tomas, "Kalmak istiyorum" dedi
F.Bahçe'nin Hırvat oyuncusu Tomas,...
Beni 4 kez aldattılar
Beni 4 kez aldattılar
YÖK tartışmaları Başbakan Erdoğan'ın restiyle tırmanışa geçti:...
Teziç: TBMM, egemenliği tek başına kullanamaz
Teziç: TBMM, egemenliği tek başına kullanamaz
Erdoğan'ın AKP grubunda yaptığı konuşmaya, önce Yıldız Teknik...
'Rum yönetimini dize getireceğiz'
'Rum yönetimini dize getireceğiz'
Belçika Dışişleri Bakanı Michel, Kıbrıs'ın birleşik olarak AB'ye...
Emirgan geyiksiz kaldı
Emirgan geyiksiz kaldı
Emirgan Korusu'nun içinde bulunan ve bakır ile tunç karışımından...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Bilgi ve Yaşam | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.